25. Kalp Haftası
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Bizim devraldığımız Türkiye'nin kalbine giden bütün damarlar, tıkanmıştı."
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen
Bağış, "Bizim devraldığımız Türkiye'nin kalbine giden bütün damarlar,
tıkanmıştı. Çok şükür teker teker o sorunları çözmeye başladık" dedi.
Türk Kalp Vakfı tarafından düzenlenen 25. Kalp Haftası resmi açılış törenine
katılan Bağış, kalp sağlığının önemini vurguladı.
Bağış, sağlığa ve kalbe dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Çünkü
sağlıklı olmazsak ekonomik büyümeyi sağlayamayız. Sağlıklı olmazsak, adalette,
emniyette, ulaşımda, eğitimde adımlar atamayız. Onun için sağlığı herşeyin önünde
tutmamız gerekir" diye konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre yılda yaklaşık 15-20 milyon insanın
kalp ve damar hastalıklarından dolayı yaşamını yitirdiğini anlatan Bağış, bazı
yakınlarını da bu nedenle kaybettiğini söyledi.
Bakan Bağış, şöyle devam etti:
"Maalesef terör bu ülkede hepimizin canını çok yaktı. İnşallah terör
belasını başımızdan defetme sürecini hep birlikte yaşıyoruz. Bu konuda çok hassas
adımlar atılıyor ama kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden
vatandaşlarımızın sayısı, terör yüzünden hayatını kaybeden insanların sayısından
kat kat fazla. Bu yüzden ülkemizdeki sağlık ve kalp damar hastalıkları terörüne
karşı da aynı hassasiyetle çözümler getirmek zorundayız. Açıkça kendimden örnek
vermek istiyorum. 5,5 yıl önce 46 yaşındaki ağabeyimi bir kalp krizi nedeniyle
kaybettim. Babamı 62 yaşındayken kalp krizi sonrası kaybettim. Amcamı, dayımı ve
halamı kalp krizleri sonrası kaybettim. Bu hepimizin ortak meselesi."
-"Türkiye'nin kalbi, dünya barışı için atmaya başladı"-
Egemen Bağış, vücudun en önemli organının kalp olduğunu, İstanbul'un da
Türkiye'nin kalbi sayıldığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de 11 yıl evvel kalp sağlığı bozuk olan siyaset, Türkiye'nin
kalbine de hançer gibi saplanmış, Türkiye'nin yüreğini ağzına getirmişti. Bizim
devraldığımız Türkiye'nin kalbine giden bütün damarlar, tıkanmıştı. Çok şükür
teker teker o sorunları çözmeye başladık. Türkiye'nin kalbi artık daha fazla
demokrasi, refah, bireysel haklar, kalkınma ve hepsinden daha önemlisi dünya
barışı için küt küt atmaya başladı. Türkiye kendi sağlığını hizaya sokarken aynı
zamanda bölge için bir umut kaynağı oldu. Avrupa Birliği'nin, kalbi olabilecek
konumdaki Türkiye'ye iyi bakması gerekir. "
Çözüm sürecine de değinen Bakan Bağış, şunları söyledi:
"Türkiye'nin içinde yaşadığı çözüm süreci, Anayasamızda 'Türkiye
Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşları eşittir' cümlesinin uygulamaya geçme
sürecidir. 20 yıl evvel bu ülkede insanlar 'Kürdüm, Lazım, Çerkezim' demeye
korkardı. Bugün devletin televizyonu günde 24 saat farklı dil ve lehçelerde yayın
yapabiliyor. Artık bu ülkede her bireyin etnik kökeni, dini inancı, siyasi görüşü
ne olursa olsun, eşit vatandaşlar olma sürecini hayata geçiriyoruz. İşte çözüm
süreci budur. Bir daha bu ülkede her telefon çalındığında asker annelerin yüreği
ağzına gelmesin istiyoruz. Çünkü anneler hangi ana dilde ağlarlar ağlasın aynı
sesi çıkarıyor. Çünkü gözyaşının rengi yok." - ISTANBUL