21. Yüzyılda Afrika ve Türkiye" Paneli
SETA Dış Politika Uzmanı Özkan: "Önümüzdeki 10 yıl da bu yükseliş trendiyle devam ederse Türkiye'nin Afrika'daki siyasi etkinliği daha da artacak" SDE Başkanı Akgün: "Türkiye'nin Afrika ülkelerine yönelik vizyonu 90'lı yıllarda gelişmeye başladı.
Siyaset Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (SETA) Dış Politika Uzmanı Mehmet Özkan, "Önümüzdeki 10 yıl da bu yükseliş trendiyle devam ederse Türkiye'nin Afrika'daki siyasi etkinliği daha da artacak" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'nın yabancı bakanlar, akademisyen ve uzmanların katılımıyla Ankara Palas'ta düzenlediği "21. Yüzyılda Afrika ve Türkiye" Paneli, oturumlarla devam etti.
Panelde konuşan SETA Uzmanı Özkan, " Türkiye, Afrika'da ara bir konumda. Ne Fransa gibi sadece güvenlik ve siyasi alanda söz sahibi, ne de diğer ülkeler gibi sadece ekonomik ilişkilere bakıyor. Önümüzdeki 10 yıl da bu yükseliş trendiyle devam ederse Türkiye'nin Afrika'daki siyasi etkinliği daha da artacak" ifadelerini kullandı.
Özkan, Afrika'daki demografik dönüşüme dikkati çekerek Afrika ülkelerinin 2011'de Hindistan, Çin, Brezilya gibi ülkelerden kalkınma yardımı almaya ve ekonomik ilişkiler geliştirmeye başladığını söyledi.
"Dünya Siyasetinde Afrika: Genel Trendler" başlıklı oturumu yöneten Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ali Kemal Aydın, Türkiye'nin, Afrika'daki sorunlara kendi içinden çözümler üretilmesinden yana olduğunu, dışarıdan gelen müdahalelerin her zaman ülkeye zarar verdiğini kaydetti.
Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi Christopher Clapham, Afrikalı birçok devletin Hristiyan ve Müslüman olarak bölünmüş durumda olduğunu savunarak Afrika'da misyonerler aracılığıyla yaygınlaşan Hristiyanlığın anlamında önemli değişiklikler olduğunu belirtti.
Afrika'nın gelişim süreci
Demokrasi Çalışmaları Vakfı yöneticisi David Monyae, Sahra Altı Afrika ülkelerindeki demokratik gelişmelere değinerek "Afrika hiçbir zaman şu anda bulunduğu konumdan daha önemli bir konumda bulunmadı" dedi.
St. Andrews Üniversitesi Öğretim Üyesi Ian Taylor, Afrika'nın yükselmekte olan Çin gibi ekonomilerin talepleriyle şekillendiğini, bunun sağlıklı olmadığını, Çin'in ekonomik gelişmesinin yavaşlaması durumunda Afrika'nın bu durumdan olumsuz etkileneceğini ifade etti.
Türkiye'nin Afrika vizyonu
Stratejik Araştırmalar Merkezi (SEM) Başkanı Prof. Dr. Ali Resul Usul'un yönettiği "Geçmişten Geleceğe Türkiye ve Afrika" başlıklı oturumda, Türkiye'nin Afrika vizyonunun gelişimi tartışıldı.
Oturumda konuşan Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Birol Akgün, Türkiye'nin Afrika ülkelerine yönelik vizyonunun 90'lı yıllarda gelişmeye başladığını, 1998 yılında Türkiye'nin ilk Afrika eylem planını hazırladığını hatırlatarak, "Afrika açılımında sivil toplumun ve özel sektörün büyük katkısı vardır" diye konuştu.
İşletmelerin küçük hareketleriyle başlayan ticari ilişkilerin zamanla geliştiğini kaydeden Akgün, kobiler ve bunların temasta olduğu sivil toplum kuruluşlarının yardım faaliyetleri sayesinde Türkiye'den çok sayıda kişinin Afrika ülkelerine gittiğini anlattı.
Akgün, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 5 kattan fazla arttığını belirterek şunları söyledi:
"Türkiye, siyasi olarak kazan kazan politikasının ötesinde, Afrika'nın güvenlik ve siyaset de dahil birçok sorununu çözmede danışılan bir partner olmaya başladı. Somali, Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti'nden Mali'ye kadar Afrika ülkelerinin sorunları Türkiye'de tartışılmaya başladı. Örneğin Türkiye'nin Somali'de gösterdiği çabalar, insani etki açısından önemli."
Afrika'da karşılaşılan sorunlar
İHH Afrika Direktörü Serhat Orakçı, birçok Afrika ülkesinin kimlik arayışı içinde olduğunu, çok sayıda sosyo-ekonomik sıkıntıyla mücadele etmeye çalıştığını, çok hızlı değişen siyasi haritaların bu süreci olumsuz etkilediğini ifade etti.
Afrika'nın tarihi olmadığına dair bir ön yargı bulunduğuna işaret eden Orakçı, "Sömürgecilik dönemi ve sonrası Afrika'sında eğitim, inanç, gelenekler ve yerel kimliklerle birlikte bölgenin tarihi de yerle bir edildi" diye konuştu.
Oturumda konuşan eski Büyükelçi Numan Hazar ve Siyasi Çalışmalar için Kültür Enstitüsü Direktörü Abdi Aynte de Afrika'nın mevcut durumuna dair analizler yaparak sorunlara çözüm önerilerini anlattı.
Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (SETA) Uzmanı Prof. Dr. Muhittin Ataman'ın yönettiği "Afrika'nın Kalkınması, Entegrasyonu ve Türkiye'nin Katkıları" başlıklı oturumda ise Türkiye'nin eski Somali Büyükelçisi Kani Torun, Abuja Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusufu Ali Zoaka ve Sudan Uluslararası Afrika Üniversitesi Öğretim Üyesi Khidir Haroun Ahmed'in sunumlarıyla Afrika'nın kalkınması ve Türkiye'nin rolü ele alındı.
Dışişleri Bakanlığı'nın, 21. yüzyılda Afrika ve Türkiye ilişkilerinin tartışılması amacıyla düzenlediği panel, SEM, SETA ve SDE eş güdümünde yapılıyor.
Afrikalı yetkililer, akademisyenler ve uzmanların katıldığı panel, "Dünya Siyasetinde Afrika: Genel Trendler", "Geçmişten Geleceğe Türkiye ve Afrika", "Afrika'nın Kalkınması, Entegrasyonu ve Türkiye'nin Katkıları" başlıklı oturumlardan oluşuyor. - Ankara