21. Sultan Sekisi Toplantısı"

Erzurum'da bu yıl 21'incisi düzenlenen "Sultan Sekisi Toplantısı", Ermenilerin 3 bin masum Müslüman Türk'ü katlettiği Yanıkdere'de gerçekleştirildi.

Atatürk Üniversitesi ile Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK) tarafından, Yanıkdere Şehitlik Anıtı önünde düzenlenen toplantıda, İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı. Hatip Hüseyin Çelebi, Yanıkdere'de katledilen 3 bin Müslüman Türk için okunan 60 hatmin duasını yaptı.

Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, burada yaptığı konuşmada, geleceğin, geçmişin üzerine bugünün insanları tarafından inşa edildiğini vurgulayarak, "Eğer geleceği iyi inşa etmek istiyorsak, geçmişimizi iyi bilmemiz gerekiyor. Gelecek kuşaklara da bunu doğru olarak aktarmamız gerekiyor" diye konuştu.

Yanıkdere'nin 3 bin şehide mezar olduğunun altını çizen Koçak, "Bu konunun bilimsel yönünün de önemli olduğunu vurgulamak istiyorum" dedi.

ER-VAK Başkanı Erdal Güzel de 1910 ve 1922 yılları arasında Anadolu'da ve Erzurum bölgesinde 524 bin insanın hunharca şehit edildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Osmanlı Devleti, nefsi müdafaa için Sevk ve İskan Kanunu çıkarıyor. 2015 yılında bu Sevk ve İskan Kanunu'nun 100. yılı olacaktır. İşte Ermeni diasporası bunu fırsat bilerek, 2015 yılında bizleri sıkıntıya sokabilecek birtakım eylemler içerisinde bulunacaklardır. Biz bu işin farkında ve bilincindeyiz. Biz de buradan dünyaya haykırıyoruz. 'Asıl soykırımın yapıldığı yer Erzurum'dur, Anadolu'dur'. 524 bin insanımız Ermeni çeteleri tarafından şehit edilmiştir. Bir farkındalık oluşturmak, Yanıkdere şehitlerini tekrar torunlarıyla buluşturmak ve dünya kamuoyuna burada yaşananları duyurmak amacıyla bu toplantıyı yaptık."

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu ise toplantının bu yılki konusunun oldukça önemli olduğuna değinerek, vatan savunmasında çok önemli bir yer tutan Erzurum'da geçmişte çok ciddi savaşlar yaşandığını anımsattı.

Eli silah tutanların cephede olduğu için Erzurum'da yaşlı kişilerin kaldığını ifade eden Tavlaşoğlu, "Ermeni çeteleri de bunu fırsat bilerek Erzurum'da, Cinis'te, Alaca'da, Tepeköy'de, Karaz'da çeşitli yerlerde, Erzurumlu dedelerimizi, ninelerimizi hunharca, kalleşçe katletmişler, en sonunda da bu bölgede insanlarımızı çalıştırma bahanesiyle buraya getirip, yakmışlardır. Bunları tabii ki biz unutmuyoruz. Kan davası da gütmüyoruz ama bunları çocuklarımıza, gelecek nesillerimize birer birer anlatmak için bu programların yapılması gerekiyor" şeklinde konuştu.

Sırrı Sakık'ık açıklamalarına tepki

Tavlaşoğlu, "Varsın birilerinin Kazım Karabekir'in ismiyle ilgili problemleri olsun. Erzurum'da hangi dadaşı çevirirseniz çevirin o bir Kazım Karabekir'dir, günümüzün Nene Hatun'udur, günümüzün Erzurumlu'sudur, günümüzün Türkiye sevdalısıdır" dedi.

Yanıkdere gazisi Abdurrahman Köylü'nün torunu Zafer Köylü de kendisi 16 yaşındayken dedesinin hayatını kaybettiğini vurgulayarak, "Kafasında yara izlerini, ayak parmaklarının olmadığını gördüm. Ermeniler ve diaspora öyle çalışıyor ki sanki o katliamları yapmamışlar gibi atalarımıza iftira ederek, ayıplarını örtüyorlar" ifadelerini kullandı.

Köylü, şöyle devam etti:

"Dedem, 'Bize kazma, kürek verip, çalıştırıyormuş gibi Yanıkdere'ye getiriyorlardı. Sonra süngüyle saldırıyorlardı. Karın rengi kıpkırmızı olmuştu. Ben yeni ölmüş birine sarılarak, ısınıyordum. Öyle bir tipi vardı ki sabah oldu. Kazım Karabekir ve Halit Paşa askerleri gelmişti. Yanıkdere'ye koşuyordu herkes' diyordu. Dedem derdi ki 'Namusumuzu, şerefimizi, hayatımızı Kazım Karabekir ve Halit Paşa'nın askerlerine borçluyuz'. Şimdi soruyorum, namusumuzu, şerefimizi dedelerimizin hayatını kurtaran Kazım Karabekir'in ismi gök kubbeye yazılması gerekirken, cadde ve sokaklardan silmek isteyenleri kınıyoruz" dedi. - Erzurum