2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'yi dershaneler ve kolejlerde yetiştirdikleri kişiler üzerinden teslim almaya teşebbüs eden örgütlerin saldırılarına dahi bu ülkede maruz kaldık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'yi dershaneler ve kolejlerde yetiştirdikleri kişiler üzerinden teslim almaya teşebbüs eden örgütlerin saldırılarına dahi bu ülkede maruz kaldık. 15 Temmuz, daha öncesinde 17-25 Aralık işte böyle bir organizasyonunun ürünüdür." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni"nde yaptığı konuşmada, YÖK'ten Türkiye'nin kalkınması için sanayinin ihtiyaç duyduğu kalitede eğitim ve öğretime, beceriye sahip eleman ihtiyacını karşılayacak adımların atılmasını istedi.
Meslek Yüksek Okullarının müfredatından yeterliliklerine kadar baştan sona gözden geçirilerek yeniden yapılandırılması dahil gereken her türlü çalışmanın yürütülmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, kültür konusundaki kuraklığın emarelerinin medyadan akademiye, edebiyattan plastik sanatlara kadar her alanda görüldüğünü bildirdi.
Teknoloji, interneti ve sosyal medyayı kültürel kuraklığın sebepleri olmaktan çıkararak kültürel yükselişin alt yapısı haline dönüştürülmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Ecdadımızın en zor şartlarda başardığı bir işin üstesinden biz elimizdeki bu imkanlarla gelemezsek her şeyden önce dönüp kendimizi sorgulamalıyız. Kaybettiğimiz kültür ve bilim insanlarının yerine yenilerinin yetişmediğinden şikayet ediyorsak sebepleri çok daha derinlerde aramalıyız. Bu iki konu benim için böylesine önemlidir. İlgili tüm kurumlarımızdan bu doğrultuda içi dolu, tutarlı uygulanabilir ve netice almaya yönelik çalışmaları özellikleri bekliyorum." dedi.
Genelde "Türkiye'nin en büyük zenginliği insan kaynağıdır" ifadesinin kullanıldığını anımsatan Erdoğan, bu tespitin eksik olduğunu, insan gücünün zenginlik haline dönüştürebilmesinin kaliteli eğitim ve öğretimle mümkün olabileceğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim ve öğretim konusunun önemine vurgu yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Eğitim-öğretim meselesi öyle önemlidir ki Türkiye'yi dershaneler ve kolejlerde yetiştirdikleri kişiler üzerinden teslim almaya teşebbüs eden örgütlerin saldırılarına dahi bu ülkede maruz kaldık. 15 Temmuz, daha öncesinde 17-25 Aralık işte böyle bir organizasyonunun ürünüdür. Türkiye'nin en parlak beyinlerini eğitim ve öğretimin cazibesini kullanarak devşirip, zihinlerini kendi ülkesine ve milletine karşı kullanacak derecede iğdiş eden bir örgüte karşı en büyük mücadeleyi vereceğimiz yer yine aynı alandır. Çocukları tarihlerinden, kültürlerinden, medeniyetlerinden uzak tutmaya yönelik eğitim öğretim anlayışı bu tür arızalar doğurmaya mahkumdur. Biz çocuklarımıza doğruyu göstermezsek birileri gelip kendi hain emellerini o doğruların yerine koymaktan çekinmezler."
Erdoğan, insanları sadece kuru bilgiyle donatmanın yetmeyeceğini, insanların aynı zamanda dürüst, vicdanlı, ahlaklı, ülkesini seven, milletine hizmet aşkıyla dolu bir şekilde eğitilmesi gerektiğine değindi.
"Bu ülkede tek millet olmadıkça bu sıkıntıyı aşamayız"
Erdoğan, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" idealinin çocukların gönüllerine ve düşüncelerine nakş edilemezse birilerinin kendi bölücü fikirlerini, sapkın inançlarını zerk edeceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:
"Biz yerli ve milli dedikçe rahatsız olanlar kendilerinin örnek aldığı kişilerin ve kurumların gerisine baktıklarında hepsinin de benzer bir anlayışla çalıştıklarını göreceklerdir. 80 milyon bu ülkede tek millet olmadıkça bu sıkıntıyı aşamayız. Bayrağımızın etrafında, uzağında, şurasında, burasında çeşitli paçavralarla ona emsal çıkarmaya çalışanlar bu ülkede rağbet görüyorsa burada bir sıkıntı var demektir. Biz bayrağımızı tartışılmaz değerler arasında görüyoruz. Bu milletin bayrağı malum, rengi şehidimizin kanından alınmıştır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız şehitlerimizin ta kendisidir. 780 bin kilometrekare ile biz bu toprakları tek vatan olarak gördük ve bu vatan toprakları 'bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' anlayışıyla inşa edilmiştir. Tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka bir devletimiz bu ülkede yoktur, kimse buna gayret etmesin."
"Bu iddialı çıkışımız Aybükeler, Necmettinler içindir"
Türkiye'de birilerinin terör örgütleriyle ilişkileri yüzünden kamudan ihraç edilen öğretmenler için dünyayı ayağa kaldırdığını belirten Erdoğan, aynı çevrelerin tüm masumiyetleri ve samimiyetleriyle çocuklara eğitim hizmeti veren öğretmenlerin terör örgütü tarafından alçakça katledilmesi karşısında sus pus olduklarına işaret etti.
Erdoğan, "Aybüke ve Necmettin evladımızı nereye koyacağız? Bunlar bu ülkede öğretmenlik için Güneydoğu'ya gittiler ama şehit edildiler. Fakat bir söz çıkmadı onlardan. Bu iddialı çıkışımız Aybükeler, Necmettinler içindir." diye konuştu.
Doğu- Batı Almanya ayrışmasında yaklaşık 600 bin memurun görevden alındığını anımsatan Erdoğan, kimsenin bu konuları gündeme getirmediğini vurguladı.
Batıdaki ziyaretlerinde kimsenin "Doğu Almanya- Batı Almanya ayrıldığında 500 bini aşkın, 600 bine yakın memur görevden alındı, sizin ki ne ya." demediğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kaldı ki biz bir darbe ile karşı karşıya kalmışız. Almanya'da normal bir ayrışma olmuş. Bunları kimse gündeme getirmiyor. Bunların tek amacı ülkemize ve milletimize zarar verecek malzeme üretmektir. Almanya'da bir seçim oldu, bizde de bir referandum oldu. Bu referandum sürecinde Türkiye'ye nasıl saldırdıklarını gördünüz. Şimdi kendi seçimlerinde bize saldırıyorlar. ya seçimin bizimle ne alakası var? Almanya'da seçim yapıyorsunuz. Almanya'da yaptığınız seçimde bizi niye kullanmaya çalışıyorsunuz? Ne oldu? Şimdi hükümet kuramayacaklar, bak göreceksiniz. Bu da birkaç aylarını alır. En az birkaç aylarını alır. Hollanda saldırdı, saldırdı hala hükümet kuramıyor. Niye? Dürüst siyaset, dürüst politika... Bu çok önemli. Zannediyorlar ki biz Türkiye'ye vurursak çok puan alırız, netice alırız. İşte alamıyorsunuz ve alamayacaksınız da ve kaybedeceksiniz. Ama biz dürüst siyaset yapmaya devam edeceğiz."
(Sürecek)