2012 Yılı Fitre Miktarı Belli Oldu
Din İşleri Yüksek Kurulu, 2012 yılı Ramazan ayı başlangıcı ile 2013 yılı Ramazan başlangıcına kadar olan dönem için geçerli olacak sadaka-i fıtır (fitre) miktarını belirledi.
Din İşleri Yüksek Kurulu, 2012 yılı Ramazan ayı başlangıcı ile 2013 yılı Ramazan başlangıcına kadar olan dönem için geçerli olacak sadaka-i fıtır (fitre) miktarını belirledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük başkanlığında toplanan kurulun sadaka-i fıtır miktarını 8 lira 50 kuruş belirlediği ifade edildi.
Açıklamada, kurulda yapılan müzakereler sonrasında sadaka-i fıtır miktarının mali bir ibadet olduğu, Ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçları dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların, kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için bu ibadeti yerine getirmekle yükümlü oldukları belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Yoksulların ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak suretiyle, toplumda karşılıklı sevgi ve kardeşlik bağlarının pekişmesine vesile olan bu mali ibadetin meşru kılınmasındaki temel hedeflerden biri, insanların paylaşma bilincini canlı tutmaktır. Bu sayede her Müslüman, ihtiyacı olan yoksullara az da olsa bir şeyler verebilmenin ve yardımlaşmanın sevincini yaşar. Bundan dolayıdır ki sadaka-i fıtır, zekattan farklı olarak, daha geniş bir mükellef kitlesi tarafından yerine getirilir."
Sadaka-i fıtırın Müslüman toplumların neredeyse tamamına yakın bir kesimi tarafından verildiğinin dikkate alındığı belirtilen açıklamada, miktar belirlenirken hadis-i şerifleri, ülkenin mevcut sosyo-ekonomik hayat şartlarını ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacının gözönüne alındığı kaydedilerek, şu ifadeler kullanıldı:
"2012 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2013 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan sürede, sadaka-i fıtır miktarının 8.50 TL (Sekiz Lira 50 Kuruş) olarak belirlenmesine. Belirlenen bu miktarın, 'asgari miktar' olduğunun, sadaka-i fıtırda verilecek meblağ konusunda bir üst sınırın olmadığının hatırlatılmasına. Bu konuda ideal olanın, herkesin kendi hayat standartlarına göre asgari günlük gıda harcamalarına denk düşecek bir meblağı vermesinin tavsiye edilmesine. Söz konusu meblağın, gıda gibi ayni olarak veya para şeklinde nakdi olarak ödenebileceğine karar verildi."
Muhabir: Enes Kaplan
Yayıncı: Ebubekir Gülüm - ANKARA