2002'de Milletvekilliği Düşen Ekrem Bilek Hakkının İadesini İstedi
2002 yılında Siirt'teki seçimlerin iptal edilmesi ile milletvekilliği düşen Op.Dr.Ekrem Bilek, Merve Kavakçı'nın gündeme gelmesinin ardından hakkının iadesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) başvurdu.
2002 yılında Siirt'teki seçimlerin iptal edilmesi ile milletvekilliği düşen Op. Dr. Ekrem Bilek, Merve Kavakçı'nın gündeme gelmesinin ardından hakkının iadesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) başvurdu.
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Op. Dr. Ekrem Bilek, olayın maddi boyutunun peşinde olmadığını, kendisi için bu unvanın manevi boyutunun önemli olduğunu söyledi. Kendisinin milletvekili seçildiği 2002 seçimlerinin cumhuriyet tarihinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilen ilk il seçimleri olduğunu belirten Op. Dr. Bilek, birinin mağduriyetinin giderilmesinin demokrasiye aykırı olarak bir başkasını mağdur ederek gidermenin yanlış olduğunu söyledi. Bilek, "3 Kasım 2002 tarihinde yapılan
seçimlerde AK Parti adayı Mervan Gül, bağımsız milletvekili adayı M. Fadıl Akgündüz ve Cumhuriyet Halk Partisi adayı olarak ben halkımızın teveccühünü kazanarak milletvekili seçildik. Mazbatamı aldıktan sonra 14 Kasım 2002 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Anayasa'nın 81. maddesine uygun olarak yemin ederek, milletvekilliği görevine başladım. Ancak Siirt'in Pervari ilçesine bağlı Doğan köyde sandık kurullarının oluşturulmaması, bir sandığın kırılmış, üç sandıkta kayıtlı 706 seçmenin bulunması ve
köylülerin köylerine hizmet götürülmemesini gerekçe göstererek seçimleri boykot etmeleri nedeniyle oy kullanmadıklarından YSK Kurulu'nca 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 39/2-3. maddesi gereğince seçim işlemleri nedeniyle Siirt seçimlerinin iptaline karar verdi. Bu karar, beni olduğundan daha çok bana oy veren, bana teveccüh gösteren kitleye yapılmış bir haksızlıktır. Bu karar aynı zamanda bir ilktir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa YSK bir ilin seçimlerinin iptaline karar vermiştir. Bunun hukuki
izahı bu güne kadar mümkün olmamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdiğimiz dilekçede bu kararın yanlışlığını ve hukuki bir dayanağa sahip olmadığını geniş bir şekilde izah ettik. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu konuda sağlıklı bir karar vererek, bana milletvekilliğimi iade edeceğine inanıyorum" dedi.
Halen Tabipler Odası Başkanlığı görevini yürüten Op. Dr. Ekrem Bilek'in avukatı Diyaeddin Temiz ise, "Seçimlerin kazanılmasına ilişkin 81. maddesinde belirtilen şartları yerine getirmiştir. Öte yandan Anayasa'nın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin 84. maddesi açık ve net bir şekilde hangi hallerde milletvekilliğinin düşürüleceğini saymaktadır. ve bunlar da; istifa, kesin hüküm giyme, kısıtlama, milletvekilliği ile bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar etme ve devamsızlıktır.
Müvekkilimin durumunda bu maddelere uyan bir durum bulunmuyor" diye konuştu.
Avukat Temiz, adaletin tecelli edeceğine ve bu yanlış kararın demokrasinin mabedi olan TBMM'ce düzeltileceğine olan inancının tam olduğunu belirtti. Halkın iradesiyle milletvekili seçilen kişilere ilişkin TBMM'nin yapmış olduğu düzenlemeleri yakından takip ettiklerini söyleyen Temiz, "2011 seçimleri sonrası tutuklu 8 milletvekilinin özlük haklarından yararlanmalarına, ödenek ve yolluklarının verilmesine başkanlık divanınca karar verilmişti. Müvekkilimin durumunun demokratik ülkelerde olmaması gereken bir
hukuksuzluğun giderilmesi sonucu oluşmuş mağduriyet olduğu kanısındayız. Gerek seçimlerin iptali, gerekse de sonrasında yaşananlar dünya genelinde benzeri bulunmayan bir örnektir. Meclis'in olağan veya olağanüstü dönemlere ait antidemokratik uygulamalara ilişkin demokrasiyi kuvvetlendirici düzenlemeler yapmasını demokrasimizle yüzleşme ve yeni anayasa hazırlığı için olumlu ve gerekli görüyoruz. Meclis'in demokrasimizle yüzleşme hareketinde müvekkilime 3 Kasım 2002'de kullanılan her oyun temsil ettiği siyasi
tercihin parlamentoya yansımamasının tam ve gerçek demokratik temsili gerekliliğinde değerlendirilmesini ve demokrasimizle yüzleşmeye yeni cesaretler dahil etmesini ümit ediyoruz. Bu nedenle demokrasimizin mabedi olarak gördüğümüz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu yanlış kararı düzelteceğine, ülkemiz demokrasisini daha ileriye götürecek bir karar imza tarak müvekkilimin haklarının iadesine karar vereceğine inanıyorum" dedi.
Avukat Temiz, sorunun TBMM çatısı altında çözülmemesi halinde Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yoluna başvuracaklarını belirterek, "Burada da çözülmemesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde hakkımızı arayacağız" diye konuştu. - SİİRT