"20. Yüzyılda Anadolu" Sergisi AnaMed'de
AnaMed'in açılış sergisi olma özelliğini taşıyan sergi, 12 Haziran - 21 Ekim tarihleri arasında sanatseverler ile buluşacak.
Anadolu medeniyetlerinin diğer medeniyetlere katkıları ve karşılıklı etkileşimleriyle ilgili farkındalığı artırmak ve tarihi, arkeolojik verilerin incelenmesi yoluyla günümüz Türkiyesi'nin toplum ve kültür anlayışına katkıda bulunmayı amaçlayan Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (AnaMed), açılış sergisinde, dünyaca ünlü Amerikalı fotoğrafçı ve koleksiyoner Josephine Powell'ın 20 yıl boyunca Anadolu'da çektiği fotoğraflardan oluşan koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
Anadolu kültürel mirasına yaptığı değerli katkılarla adından söz ettiren Josephine Powell'ın, 2007 yılında, ölmeden 3 ay önce Vehbi Koç Vakfı'na bıraktığı 30 bin karelik fotoğraf, Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi tarafından dijital ortama aktarıldı ve kataloglaması yapıldı. Bu fotoğraflar arasından seçilen özel kareler, "Josephine'in Gördüğü: 20. Yüzyılda Anadolu'nun Kırsal Yörelerine Fotoğrafik Bakışlar" adıyla AnaMed galerisinin resmi açılış sergisi olarak sanatseverlerle buluşuyor.
Alanında en zengin ve nitelikli koleksiyonlardan biri olarak öne çıkan Josephine Powell'ın arşivindeki fotoğraflar, AnaMed'de sanatseverlerle buluşurken, Anadolu'nun kültürel izlerini taşıyan kilim, çuval, çadır gibi el dokuma örnekleri ve dokuma aletlerinden oluşan kısmı Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi'ne bağışlandı.
Türkiye'nin tamamını dolaşmasına izin verilen ilk yabancı "Josephine Powell"
Josephine Powell, Türkiye'ye ilk olarak 1955'te, Bizans mozaiklerini fotoğraflamak için geldi. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra Türkiye'nin tamamını dolaşmasına izin verilen ilk yabancı oldu. Türk düz dokumalarıyla ilgilenmeye başladı. El sanatları hakkında bilgileri doğrudan doğruya Türk göçebelerinden almak için çalışmaya başladı. Bu objelerin hangi amaçlara hizmet ettiğini, hangi malzemelerden yapıldıklarını ve nasıl geliştirildiklerini inceledi. Sonraki yirmi yıl boyunca, o zamana kadar akademisyenler tarafından büyük ölçüde göz ardı edilen göçebe hayat tarzını fotoğraflarıyla belgeledi. Bu konularda akademik makaleler kaleme aldı. Anadolu kilimlerini, çuvallarını ve benzeri el ürünlerini toplamaya başladı; Anadolu'nun kırsal bölgelerinde dokumacılığın rolünü ve önemini yansıtan bir koleksiyon oluşturdu.
AnaMed'in ev sahipliğini yaptığı Sergi büyük ölçüde Josephine Powell'ın Anadolu'daki çalışmalarına dayanıyor. Sergide Josephine Powell'ın 80'e yakın fotoğrafı sergileniyor. Ayrıca AnaMed'de bulunan fotoğraf arşivinden yapılan daha büyük bir seçki, sergi mekânındaki projeksiyonlardan izlenebilir. Sergi kapsamında belgesel gösterimleri de yapılıyor. Bunların yanı sıra, Koç Üniversitesi Kütüphanesi'ne doğrudan internet bağlantısıyla fotoğraf arşivinin tamamına erişilebiliyor.
Prof. Dr. Umran İnan; "Anadolu'nun kültürel miraslarını ortaya çıkartarak, gelecek kuşaklara taşınmasını sağlayan çalışmalara destek vermekten büyük gurur duyuyoruz."
Türkiye'nin kültürel mirasını korumak için bilim adamlarını ve genç akademisyenleri desteklemeyi hedeflediklerini belirten Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan; "Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan, derinliklerinde felsefe, edebiyat, mimari gibi pek çok alanda eşsiz örnekler taşıyan Anadolu, insanlık tarihinin en önemli kültürel hazinelerini barındırıyor. Bu hazineleri ortaya çıkararak, gelecek kuşaklara taşınmasını sağlayan çalışmalara destek vermekten büyük gurur duyuyoruz. Josephine Powell'ın Ülkemize bağışladığı değerli fotoğrafları da bu vesile ile dünyanın çeşitli ülkelerinden gelerek Anadolu medeniyetleri ile ilgili çalışmalar yapan araştırmacılara destek veren, Üniversitemizin kuruluşu AnaMed bünyesinde sanatseverlerle buluşturduk. Koç Üniversitesi olarak, Anadolu'daki kültürel zenginliklerin dünya ile buluşmasını sağlayacak çalışma ve araştırmalara bundan sonra da destek vermeye devam edeceğiz" dedi.
AnaMed Direktörü Prof. Dr. Scott Redford ise, AnaMed'in çeşitli disiplinlerden bilim adamlarını bir araya getirdiğini belirterek şunları söyledi; "AnaMed, Türkiye'nin geçmişini, anlayışını ve farkındalığını geliştiriyor. 2005 yılından bu yana yüksek lisans ve doktora öğrencilerine burs imkanı sağlayan merkez, aynı zamanda konferans ve sempozyumlara ev sahipliği yapıyor, kütüphane kaynaklarına erişim sağlıyor ve şimdi de araştırma sonuçlarına ulaşılabilecek bir galeri alanı sunuyor. Josephine Powell ile 1990 yılında tanıştım. Ömrünün sonuna kadar çalışmaya ve Anadolu'daki gezilerinde çektiği fotoğrafları kataloglamaya devam etti. Powell'ın arşivine ev sahipliği yapmak AnaMed için bir onurdur. Bu muhteşem serginin açılışıyla AnaMed, tüm boyutları ile Anadolu'nun geçmişini araştırma misyonunu hayata geçirdi ve resmin son parçası da yerine oturmuş oldu" dedi.
Josephine Powell Sergi Küratörü Kimberly Hart ise Powell ile 1990 yılında tanıştığını söylerek sözlerine şöyle devam etti; "Powell ile 1990 yılında tanıştım. Sonrasında Anadolu'dan tarım ile ilgili aletleri toplanmanın onun için ciddi bir tutku olduğunu keşfettim. Ben de ona yardım etmek için oldukça hevesliydim. Kendisi ilginç biriydi, ben ise meraklıydım. Yıllar boyunca Josephine'den hikayelerini dinledim ve bu serginin oluşmasında da bu hikayeler bana çok yardımcı oldu."
AnaMed Restorasyon Projesi Direktörü Mimarı Fahrettin Ayanlar; "XI. Ulusal Mimarlık Ödülleri, Yapı Dalı Başarı Ödülü'nü alan AnaMed eski ile yenin bütünleştiği bir Merkez oldu."
AnaMed Restorasyon Projesi Direktörü Mimarı Fahrettin Ayanlar ise; "Değişik grupların araştırma, çalışma, konaklama, buluşma, tartışma, eğlenme ve sergileme gibi aktivitelerinin bir araya geldiği bu Merkez, yeniden yapılandırılarak Koç Üniversitesi'nin kullanımına verildi. İstiklal Caddesi'ne cephesi olan AnaMed'in inşaatı 5 yıl gibi bir sürede tamamlandı. Eski ile yeninin bütünleştirildiği, XI. Ulusal Mimarlık Ödülleri, Yapı Dalı Başarı Ödülü'ne sahip bu Merkez, kütüphanesi, araştırmacılar için konaklama ve araştırma imkanları sağlıyor. Komplekste biri AnaMed'in kendine ait, diğer ikisi Hollanda Araştırmaları Enstitüsü (NIT) ile Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü'ne (TEBE) ait olmak üzere üç ayrı kütüphane; Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı'nın (TİNA) ofisi bulunuyor" dedi.