1Sanık Osmanağaoğlu: "Katil, 12 Eylül'ü Yapanlardır"

Kemal Türkler davasına sanık Ünal Osmanağaoğlu?nun savunması damgasını vurdu. 30 yıldan beri 12 Eylül mağduru olduğunu söyleyen sanık Osmanağaoğlu duruşmada söz alarak, "12 Eylül?ü kimler yaptıysa gidin onlarda arayın ben suçsuzum" dedi.

Sanığa üç kez beraat vererek Yargıtay'a direnen mahkeme başkanı Ali Asker Kazak davadan çekilme gerekçesinde şu ifadelere yer verdiği ortaya çıktı: "35 yıllık yargıçlık görevimde inanmadığım hiçbir kararın altına imza atmadığım gibi bu davanın duruşmasına çıkıp bozma kararına uymam halinde içimdeki adalet duygusu ölmüş olacaktır."

22 Temmuz 2010?da 30 yıllık zaman aşımı dolan Türkler avukatlarının dosyaya karşı son diyeceklerini hazırlamak için süre istemeleri üzerine duruşma ertelendi.Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi?nde görülen duruşmaya Kemal Türkler?in eşi Sabahat Türkler, kızları Nilgün Soydan ve Yasemin Akpınar, torunu Burç Akpınar ile taraf avukatları katıldı. Mahkemenin kadrolu başkanı ali asker kazak üç celse önce çekildiği için duruşmaya üye hakim Şükriye Ertürk başkanlık yaptı.

DİSK?in kurucu başkanlarından 30 yıl önce öldürülen Kemal Türkler davası güvenlik kriziyle başladı. Mahkemenin güvenlik için duruşma salonuna 30?a yakın polis memurunu görevlendirmesi Türklerin ailesi ve avukatlarının tepkisine yol açtı. Türkler avukatları ilk kez böyle bir etten duvar örülerek üzerlerinde manevi baskı kurulduğunu, sanığı bile göremediklerini söyleyerek bunun da adil yargılamayı etkilemek olduğunu dile getirdi. Kemal Türkler?in kızı Nilgün Soydan bu sırada ayağa kalkarak ?Ben babamın katiliyle gözgöze oturmak istiyorum o eğer benim gözüme bakabiliyorsa" dedi. Avukat Kudret Yıldırım ise söz isteyerek şunları söyledi: "Keşke devlet bu güvenlik önlemini Kemal Türkler'i korumak için alsaydı. Ama 12 eylül?ü yaratmak için alınmadı."

İtirazlar üzerine mahkeme başkanı sanığın her iki taraftan da görülebileceği şekilde güvenlik bariyerini açtırarak güvenlik krizine son verdi. Bu arada araya giren duruşma savcısı Yalçın Ezerçe Nilgün Soydan?a ?Lütfen bana öyle gözlerinizi dikip bakmayın. Ben burada huzurlu çalışamıyorum. "demesi üzerine, Soydan da ayağa kalkarak savcıya "Peki başınızı yastığa koyduğunuzda rahat uyuyabilecek misiniz" karşılığını verdi.

Duruşmada söz alan Türkler avukatı Ömer Kavili mahkemenin kadrolu yargıcı olan Ali Asker Kazak?ın keyfi olarak duruşmaya çıkmadığını bunun hukuku çiğneyen bir durum olduğunu belirterek başkanın duruşmaya ne suretle çıkmadığının yazılı olarak taraflarına bildirilmesini talep etti.

Önceki iki duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle rapor alarak gelmeyen sanık Ünal Osmanağaoğlu, Yargıtay?ın bozma ilamına karşı mütaala vemek üzere duruşmaya getirildi. Osmanağaoğlu?nun bu duruşma için Adalet Bakanlığının talimatı üzerine 20 gün önce Bandırma?dan Metris Cezaevine getirildiği öğrenildi. Mahkemenin Yargıtay bozma ilamına karşı söz hakkı verdiği sanık Ünal Osmanağaoğlu asıl kendisinin 30 yıldır 12 eylül mağduru olduğunu belirterek: "Yargıtay Ceza Kurulu?nun verdiği karar tamamen ideolojik bir karardır. Bu ideolojik yapı beni 12 yıldır mağdur etti. Hükümde Abdulsamet Karakuş?un işkence altında alınan beyanı esas alınmış, tanık Abdurrahman Bozkurt?un olayın faili ben olmadığıma dair beyanına rağmen bunlar lehime değil, aleyhime değerlendirilerek bozma ilamı oluşturulmuştur"dedi.

Sanık, Türklerin kızı Nilgün Soydan?a dönerek ?Mitomani hastası, yalancı ve müfteri. 19 yıl neden sustu. Neden ifade vermedi. Çünkü düzmece bir senaryo ile Yargıtay' daki ideolojik yandaşlarıyla böyle bir karar çıkarıldı. Ben 30 yıldır 12 eylül mağduruyum. Yargılandığım ve hüküm giydiğim 7 TİP'li (Bahçelievler katliamı) davasında AİHM kesin karar verdi. Ben 12 Eylül'ü hazırlayacak bir kapasite ve istekte olmadığım gibi 12 Eylül'ün mağduruyum. Ben böyle bir suçu işlemedim. 12 Eylül'ü kim yaptıysa onlarda arayın. 77 katliamını kim yaptıysa onlara sorun."

Müvekkili Osmanoğlu'nun ilki 2003 yılında, ikincisi 2007 üçüncüsü 2009 yılında üç kez beraat ettiğinin altını çizen avukat Selçuk Sunay ?Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bozma kararı bizim için hukuki olarak 1000 yıl geçse de kabul edilmeyecek bir karardır. Davada 30 yıllık zamanaşamı süresi dolmuştur. Bu nedenle davanın ortadan kaldırılmasını talep etmekteyiz." dedi.

Mahkeme heyeti Türkler avukatlarına son diyeceklerini yazılı olarak hazırlamaları için bir daha ki celseye kadar süre vererek duruşmayı 21 Ekim?e erteledi.

KUTU

Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Asker Kazak, ilk kez 2003 yılında Ünal Osmanağaoğlu?nun suçsuz olduğunu kanaat getirerek beraat ettirdi. İtiraz üzerine dosya Yargıtay?a gönderildi. Yargıtay da, evrak eksikliği nedeniyle yerel mahkemenin kararını usülden bozarak geri gönderdi. Eksiklikler giderilerek sanık 2007 yılında yerel mahkeme tarafından beraat ettirildi. İtiraz üzerine dosya tekrar Yargıtay?a gönderildi. Yargıtay yerel mahkemenin kararını esastan bozarken, yerel mahkeme ikinci kez beraat kararında direnince dosya Yargıtay Ceza genel kurulu?na gönderildi. Kurul, beraat kararını esastan bozdu. Yasaya göre yerel mahkeme Genel Kurul?un kararına uymak zorunda olduğu için Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Asker Kazak, davadan çekilme kararı aldı. Bir üst mahkeme de yaptığı incelemede Kazak?ın hakim olarak taraflı olduğunu gösterir hiçbir emare bulunmadığını ve tarafsızlığını gölgeleyecek en ufak bir bulguya rastlanmadığına dikkat çekerek çekilme kararını reddetti.

"İNANMADIĞIM KARARIN ALTINA İMZA ATMAM"

Başkan Ali Asker Kazak, davadan çekilme dilekçesinde şu ifadelere yer verdi, ?Yargıtay Ceza Genel Kurulu?nun bozma kararına katılmam mümkün değildir. Ancak yasa gereği duruşmaya çıktığım taktirde bu karara uymak zorunda kalacağımdan, 35 yıllık fiili yargıçlık görevimde inanmadığım hiçbir kararın altına imza atmadığım gibi bu davanın duruşmasına çıkıp bozma kararına uymam halinde içimdeki adalet duygusunun öleceği inancındayım"