1hessen'de Aile İçi Şiddet Konuşuldu
Hessen'de AİLE İÇİ ŞİDDET KONUŞULDU.
Hessen'de AİLE İÇİ ŞİDDET KONUŞULDU.... "ŞİDDETİ UYGULAYAN TERAPİ GÖRMELİ"
Hürriyet Gazetesi ve Güneydoğu Hessen Emniyet Müdürlüğü, aile içi şiddetin önlenmesi, şiddet uygulayanlara yönelik çözüm yöntemleri konulu bir panel düzenledi. Çok sayıda uzmanın katıldığı konferansta şiddet uygulayanlara ya da şiddet eğilimi olanlara verilen terapi hizmetinin göçmen kökenli kişiler için ana dilde verilmesinin önemi vurgulandı. Hürriyet Gazetesi'nin Güneydoğu Hessen Emniyet Müdürlüğü ile beraber düzenlediği "Aile İçi Şiddette Suçlularının Kültürel Bağlamda Rehabilitasyonu" konulu etkinlik önceki gün Offenbach'ta gerçekleştirildi. Aile içi şiddet ile mücadelede sadece şiddete maruz kalanlara değil şiddet uygulayanlara yönelik de hizmet götürmenin öneminden hareketle kentteki Deri Müzesi'nde düzenlenen etkinliğe aile ve genç terapisi alanında çalışan 100'ün üzerinde kişi katıldı. Konferansın açılış konuşmasını Güneydoğu Hessen Emniyet Müdür Yardımcısı Anja Wetz ve Doğan Medya International Genel Müdürü Sevda Boduroğlu yaptı. HER ÜÇÜNCÜ AİLEDE ŞİDDET VAR Anja Wetz aile içi şiddetin yaşandığı göçmen ailelere ulaşabilmek için göçmenlerin ana dilinde hizmet sunabilmenin gerektiğini ifade etti. Hürriyet Gazetesi'nin yedi yıl önce başlattığı Aile İçi Şiddete Son kampanyasının pek çok kişiye yardım eli uzattığını ifade eden Sevda Boduroğlu da, " Almanya'da her üç aileden birinde şiddet vakasına rastlanıyor. Bu sadece göçmenlere özgü bir durum değil. Gazetemizin "Aile İçi Şiddete Son!" kampanyası çerçevesinde Türk-Alman Sağlık Vakfı'nın desteğiyle hizmet veren acil telefon hattında Almanca ve Türkçe dillerinde uzmanlar görev yapıyor. Bu sayede bir yaşam bile kurtarabildiysek bu çalışmamız hedefine ulaşmış demektir" şeklinde konuştu.
Hessen Eyaleti İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Werner Koch'u temsilen katılan Bakanlık görevlisi Günter Hefner, aile içi şiddete karşı sürdürdüğü çalışmalar nedeniyle Hürriyet Gazetesi'ne teşekkür ederek, aile içi şiddetin yaşandığı ortamlarda büyüyen çocukların ileride şiddet mağduru ya da şiddet uygulayan kişiler haline geldiğini ve mevcut verilerin şiddet uygulayanların çoğunlukla erkekler olduğunu gösterdiğini belirtti.
SUÇLULARIN REHABİLİTASYONU Aşağı Saksonya Sosyal İşler Bakanlığı'ndan Dr. Dursun Tan, sunumuna "Şiddet dili tutulmuşların kendilerini anlatma biçimidir" sözleriyle başladı ve günümüzde halen kabul gören baskın karakterli erkek tiplemesinin artık değiştirilmesi gerektiğini ifade etti ve " Almanya'da yaşayan göçmen kökenlilerin yüzde 5'inin şiddete başvurduğu belirtiliyor fakat sanki bu yüzde 5'lik kesim herkesi temsil ediyormuş gibi gösteriliyor" dedi.
Hessen Eyalet Adalet Bakanlığı'nı Aile İçi Şiddet Koordinasyon Başkanı Cornelia Schonhart, avukat Dr. Esma Çakır-Ceylan, Dr. Dursun Tan ve Aile İçi Şiddete Son! Kampanyası yöneticisi ve gazeteci Ayhan Can'ın konuşmacı olarak katıldıkları oturumun moderatörlüğünü Hessen Eyaleti Asayiş Müdürlüğü Göçmen Sorumlusu Achim Wenz yaptı. Oturumun başlangıcında izlenen Hürriyet Gazetesi'nin hazırladığı iki kısa film tüm katılımcıları etkiledi. Cornelia Schonhart konuşmasında sadece şiddet mağdurlarının korunmasının yeterli olmadığını vurgulayarak şiddet uygulayanlarda davranış değişikliği için uğraştıklarını, 2013-2014 yılı için suçluların rehabilitasyonu konusunda 100 bin Euro'luk bir kaynak ayrıldığını belirtti. Schonhardt ayrıca önümüzdeki hafta vizyona girecek olan ve yıllar boyu ebeveynleri arasında yaşanan şiddeti gözlemleyen çocukların hikayesine yer verilen "Festung" filmini tüm katılımcılara önerdi.
ŞİDDET UYGULAYAN EVİ TERK EDER Avukat Dr. Esma Çakır-Ceylan herhangi bir kişinin bir yakınını şikayet etmenin büyük bir tabuyu kırmak anlamına geldiğini ve çok zor olduğunu ifade etti. "Göçmen kökenli olup şiddete uğrayan kadınlar mevcut aile anlayışlarından ötürü bu konuda yaşadıkları sıkıntıları belirtemiyorlar. Ayrıca göçmen kökenlilerin akraba, komşu ve arkadaşlarıyla sıkı bir ilişki içinde. Dolayısıyla aileleriyle yaşadıkları sıkıntıları rahatlıkla aktaramıyorlar" diyen Ceylan, yasalarla şiddete uğrayanların haklarının güvence altına alındığını ve mağdurların evlerini, çocuklarını terk etmeme hakları bulunduğunu, yasalar gereği şiddet uygulayanın evi terk etmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayhan Can, "Aile İçi Şiddete Son!" kampanyasının Ekim 2004'te Türkiye'de başladığını, konunun Almanya'da da önem teşkil etmesi nedeniyle 2005 yılında buraya taşındığını aktardı. 2005 yılında gerçekleşen ve eşi tarafından Berlin'de öldürülen Hatun Sürücü cinayetinin de bu süreci etkilediğini belirten Can, şunları aktardı: "Ben yıllardır Hürriyet Gazetesi'nde gazeteci olarak çalışıyorum. Gazetemizde aile içi şiddet konulu haberlerde kullandığımız dile dikkat ediyor ve 'Öfkesini karısından çıkardı' ya da 'Eşi çorbayı iyi yapamadı diye dövdü' tarzı, şiddeti meşrulaştırıcı ifadeler ve başlıklar kullanmıyoruz."
Dr. Dursun Tan babalara ve genel olarak erkeklere yönelik grupların olmasının ve bu gruplara zor durumlarda şiddete başvurmaksızın bu durumların nasıl üstesinden gelebileceklerinin aktarılması gerektiğini ifade etti.
EŞİ TARAFINDAN BIÇAKLANDI
Konferasın en önemli konukları arasında Almanya'nın Baden-Baden kentinde 2007 yılında eski kocası Mehmet Korkmaz 26 yerinden bıçaklanan ve ölümden dönen Aylin Korkmaz yer aldı. Korkmaz yaşadıklarını şöyle aktardı: "Eşim beni her şeyden çok sevdiğini söyleyen biriydi. Bu kişi beni ölesiye bıçakladı. Böyle bir olay sonrasında tabii ki tüm insanlara olan güvenimi kaybettim. Ama bana ulaşan yüzlerce kişi ve tabii ki ailem bana çok destek oldu. Eşim bana şiddet uyguladığında kendimi suçluyor, 'Ben iyi bir kadın değilim, yanlış yaptım' diyordum. Maalesef ben haklarımı, nereye başvuracağımı bilmiyordum." EĞİTİMLİ AİLELERDE DE ŞİDDETE RASTLANIYOR
Konferans sonrası gerçekleşen tartışma bölümünde katılımcılardan biri şiddet uygulayanların sadece az eğitimli, alkol-uyuşturucu bağımlısı kişiler arasından çıkmadığını üniversite mezunları arasında da şiddete başvuranlar olduğunu ifade etti. Okula yüzünde morluklarla gelen ama babasını suçlayamayan çocuklar oluyor. Başka bir katılımcı aile içindeki sorunların önceden görülememesinin topluma maliyetinin yüksek olduğunu belirtti. Oturumu kapatırken moderatör Achim Wenz aile içi şiddet alanındaki problemlerin çözümünde farklı kültürel bakış açılarının dikkate alınmasının önemine değindi.
?