1böhmer: "Almanya'da Şiddete, Irkcılığa ve Yabancı Düşmanlığına Hiçbir Şekilde Yer Yok"
*federal Almanya Devlet Bakanı Prof.
*federal Almanya Devlet Bakanı Prof. Maria Böhmer :
*(NSU davası) "Almanya'da şiddete, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına hiçbir şekilde yer yok. Türkiye'den gelip Almanya'da yaşamını sürdüren herkesin Almanya'da güvenli ve hür şekilde yaşamasını sağlamamız gerekiyor"
*Doğan Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Aydın Doğan :
*"Asimilasyona kesinlikle karşıyım, ama entegrasyonu da önemli görüyorum. Doğan Grubu olarak Almanya'daki yayınlarımızla entegrasyonu desteleyen bir tutum içerisindeyiz."
*Avrupa Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış:
*" İstanbul'u İstanbul yapan, bu kadar büyük bir dünya metropoliti yapan çok güçlü bir şehir yapan bir özelliği var ki 800 yıldır bu şehrin sokaklarında camiler, kiliseler ve havralar insanlığa birlikte huzur veriyorlar."
Haber: Timur TARLIĞ-Kamera: Güven USTA İSTANBUL-DHA Almanya Uyum Vakfı davetine katılan Federal Almanya Devlet Bakanı Prof. Maria Böhmer, NSU adıyla anılan seri cinayetler davasına ilişkin, 'Almanya'da şiddete, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına hiçbir şekilde yer yok. Türkiye'den gelip Almanya'da yaşamını sürdüren herkesin Almanya'da güvenli ve hür şekilde yaşamasını sağlamamız gerekiyor" diye konuştu. Ayrıca Böhmer, Almanya Başkanı Angela Merkel'in selamını ilettiği Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'a Merkel imzalı bir forma ve Berlin'in simgesi olan ayı heykelini hediye etti. Almanya Uyum Vakfı'nın gerçekleştirdiği davete, Avrupa Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış, Federal Almanya Devlet Bakanı Prof. Maria Böhmer, Doğan Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Aydın Doğan, Doğan Holding Yönetim Kurul Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Yalçındağ, Almanya Büyükelçisi Eberhard Pohl, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Hürriyet Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök, Doğan Holding CEO'su Yahya Üzdiyen, Hürriyet Gazetesi Yazarı Fatih Çekirge ve daha birçok önemli konuk katıldı.
"ASİMİLASYONA KESİNLİKLE KARŞIYIM, AMA ENTEGRASYONU DA ÖNEMLİ GÖRÜYORUM"
Davetlilere hitap eden Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Maria Böhmer ve Egemen Bağış'ı görmekten mutluluk duyduğunu belirterek, 'Almanya Uyum Vakfı önemli bir amaç için kuruldu. Bu vakfın danışma kurulunda Türkiye'den ben, Almanya'dan sevgili dostum Dr. Hubert Burda, Bertelsmann Vakfı başkanı bayan Liz Mohn, Alman Demiryolları Başkanı Dr. Grube, telekom başkanı Oberman gibi Almanya'nın önemli şahsiyetleri bulunuyor. Ayrıca Federal Almanya Şansölyesi sayın Merkel de bu vakfın çalışmalarına önem veriyor ve benim de bulunduğum bazı faaliyetlerine şahsen katılarak destek oluyor. Vakfın amacı Almanya'da yaşayan yabancı kökenli Alman vatandaşlarının ülkeye entegre olmalarıdır. Yani yaşadıkları toplum içerisinde uyum sağlamalarını ve yaşam standartlarını yükseltmelerini temin etmektir. Ben Almanya'da yaşayan Türklere Türk kökenli Alman vatandaşları olarak bakmak istiyorum. Onun için de mesela Berlin'in Kreuzberg semtinde yaşayan Türklerin paralel bir hayat ve gettolaşma içerisinde yaşamalarını arzu etmiyorum. Sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi bakımdan eşit olarak Almanya'nın hayatına katkıda bulunmalarını ve aynı standartlara ulaşmalarını arzu ediyorum. Asimilasyona kesinlikle karşıyım, ama entegrasyonu da önemli görüyorum. Doğan Grubu olarak Almanya'daki yayınlarımızla entegrasyonu desteleyen bir tutum içerisindeyiz. Burada Hürriyet Gazetesi'nin yarım asıra yaklaşan bir süredir oradaki Türk toplumu için yayın yaptığını da söylemek istiyorum. Vakfın çalışmalarının başarıyla ilerlediğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Yeni nesil Türkler arasında başarılı rol modeller ortaya çıktı. Almanya'nın siyasi, kültürel ve ekonomik hayatına zenginlik katıyorlar. Bu örneklerin daha da artmasını arzu ediyoruz" diye konuştu. Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın ardından söz alan Federal Almanya Devlet Bakanı Prof. Maria Böhmer, Aydın Doğan'ı Danışma Kurulu Üyesi olarak aralarında görmekten mutluluk duyduğunu belirterek, 'Ne kadar ifade etsem azdır. Çünkü siz çok açık bir şekilde, 'Evet ben Almanya'da yaşayan Türk kökenlileri desteklemek onların Almanya'da yükselmesinin önünü açmak için, Almanya'daki toplumda eşit fırsatlara sahip olmaları için onlara destek olmak istiyorum' dediniz. ve genç insanlara bu kadar destek vermenizin sonucu Alman Yayıncılar Birliği size Altın Victoria Ödülü'nü taktim etti. Bu da aynı şekilde sizin özellikle Almanya'da yaşayan genç Türklerin Almanya'ya uyum sağlama konusuna gösterdiğiniz olağan üstü çalışmalar ve çabaların bir ifadesidir" diye konuştu. Alman Bundesliga futbol liginde bir gün tüm maçların 'Kendi yolunda devam et' başlığı altında yapıldığını belirten Böhmer, 'Düşünebiliyor musunuz, o gün futbol ligindeki tüm oyuncular sponsor firmalarının desteklediği formalarını çıkartıp 'kendi yolunda devam et' yazan formaları giydiler. Borissia Dortmund Stadı'nda oynanan Borissia Dortmund maçında o formayı giyen bütün futbolculara olağanüstü bir destek vardı. Olağanüstü tezahüratlar yapıldı ve Borissia Dortmund'da çok yetenekli çok da başarılı bir Türk kökenli futbolcu var. Ona özellikle tezahürat yapıldı statta. Sadece futbol sahasında olanlar da önemli değildi o akşam. Aynı zamanda o maçla birlikte o formaların üzerinde yazan 'kendi yolunda devam et' mesajıyla verilen mesaj çok önemliydi. Desteklememiz gereken bir girişim olduğuna hepimiz yürekten inanıyoruz. Ama o çerçevede aynı zamanda iki taraflı söyleşiler verildi. Bir tarafta Hürriyet ve Bild Gazetesi'nde aynı anda özellikle siz sayın Doğan'ın çok değerli bir söyleşisi yer aldı. Bu da çok güzel bir diğer girişim oldu o günle ilgili olarak" dedi.
"ALMANYA'DA ŞİDDETE, IRKÇILIĞA VE YABANCI DÜŞMANLIĞINA HİÇBİR ŞEKİLDE YER YOK"
NSU davasıyla ilgili de konuşan Böhmer, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Son yıllarda Almanya'da yaşayan Türkleri derinden etkileyen, ama bütün Almanya'yı da çok sarsmış olan, hepimizi çok dehşete düşüren seri cinayetlere tanık olduk Almanya'da. NSU davası çerçevesinde ve onunla ilgili cinayetler. 6 Mayıs'ta yani yaklaşık 2 hafta sonra, Münih'te NSU davası başlığı altında bu işlenen cinayetlerle ilgili dava görülmeye başlayacaktır. Bugün NSU davasıyla ilgili çok önemli bir gelişme oldu. Bu davayı takip edecek olan basın mensuplarının kurayla çekilmesi sonucu Hürriyet başta olmak üzere, Sabah ve başka Türk basın kuruluşlarının temsilcilerinin doğrudan mahkeme salonunda bulunarak davayı izleme hakkını elde ettiler. Bu bizim açımızdan çok büyük önem taşıyor. Çünkü bu sayede hukuk devletine duyulan güvenin yeniden tesis edilmesi sağlanacağı gibi aynı zamanda cinayette yakınlarının kaybetmiş olan ailelere vereceğimiz çok önemli bir mesaj olduğuna da inanıyoruz. Almanya'da şiddete, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına hiçbir şekilde yer yok. Türkiye'den gelip Almanya'da yaşamını sürdüren herkesin Almanya'da güvenli ve hür şekilde yaşamasını sağlamamız gerekiyor. Buna inanıyoruz. Bunu ifade edebilmek için de sayın Başbakanımız Dr. Angela Merkel'in selamlarını taktim ediyorum." Konuşmasının ardından Böhmer, Aydın Doğan'a Angela Merkel'in imzaladığı bir formayı ve Berlin'in sembolü olan Berlin Ayı'sı heykelciğini hediye etti.
"800 YILDIR BU ŞEHRİN SOKAKLARINDA CAMİLER, KİLİSELER VE HAVRALAR İNSANLIĞA BİRLİKTE HUZUR VERİYORLAR."
Sözlerine Böhmer'e hitaben, 'Ülkemize, şehrimize ve seçim bölgeme hoşgeldin" diyerek başlayan Avrupa Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış, şöyle konuştu: "Sözlerinizin başında İstanbulumuzla ilgili söylediğiniz güzel sözler için çok çok teşekkür ediyorum. Burada masadaki sohbetimizde 'Şehrimi nasıl buldunuz" diye sorduğumda 'Değiştirmek ister misin' Benim kimyasal sektöründe çok gelişmiş bir seçim bölgem var. İstersen değiştirelim? demiştiniz. Ben de 'Dostlar için her şeyi yaparım ama İstanbul'umu asla vermem' demiştim. Almanya'nın Uyum Bakanı'nı bulmuşken İstanbul'un aslında iki tane uyum mesajı var, onları size aktarmak istiyorum. Birisi Almanya'ya, birisi de Avrupa Birliği geneline. İstanbul'u İstanbul yapan, bu kadar büyük bir dünya metropoliti yapan çok güçlü bir şehir yapan bir özelliği var ki 800 yıldır bu şehrin sokaklarında camiler, kiliseler ve havralar insanlığa birlikte huzur veriyorlar. Yani burada gerçek entegrasyon var.
Ev sahibimiz dedi ki, 'Asimilasyona karşıyım, ama entegrasyonu hep destekliyorum?, bunu Türkiye olarak biz de çok önemsiyoruz. Bu şehir de ne zaman asimilasyona kalkışmışsa hep kaybetmiştir. Ama entegrasyon ruhuna sahip olduğu zaman da hep ilerlemiştir, hep büyümüştür. İstanbul Avrupa'nın en Asyalı şehri, Asya'nın da en Avrupalı şehridir. Birinden birini seçmeye zorlandığı zaman hep zayıf kalmıştır. Benim endişem Almanya'da insanlara ya Türk olmayı ya da Alman olmayı tercih edin gibi bir zorlamaya soktukça kaybedebilir. Hal bu ki insanlar hem Alman vatandaşı hem Türk vatandaşı, hem o ülkenin vergi mükellefi hem de bu ülkenin sevdalısı olabilirler. Bence uyum açısından bu önemli bir mesajıdır İstanbul'un. Avrupa Birliği'ne de mesajı bu şehrin Avrupa'nın kültürel temellerini oluşturan, Roma İmparatoruluğu'nun da Bizans İmparatorluğu'nun da başkentliğini yapmış bu şehir, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun da başkenti oldu. Avrupa'nın kültür ve spor başkenti oldu. Bence İstanbulsuz bir Avrupa Birliği çok fakir kalır. Bu gerçeği Avrupa'nın tamamına anlatmak için de en kendimize yakın hissettiğimiz Avrupa ülkesinin Almanya'nın daha çok desteğini bekliyoruz."