1915 Olaylarına İlişkin Ermeni İddiaları
Prof. Dr. Sina Akşin, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarına ilişkin Batılıların, Anadolu ve Rumeli'yi Müslüman Türklerin almasını hiç hazmedemediği için Türkiye'nin "soykırım" dayatmasıyla cezalandırılmak istendiğini söyledi.
Prof. Dr. Sina Akşin, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarına ilişkin Batılıların, Anadolu ve Rumeli'yi Müslüman Türklerin almasını hiç hazmedemediği için Türkiye'nin "soykırım" dayatmasıyla cezalandırılmak istendiğini söyledi.
Bremen Atatürkçü Düşünce Derneği (Bremen ADD) tarafından düzenlenen "Ermeni Sorunu Bağlamında 1915 Olaylarının 100. Yılı ve Tarihi Gerçekler" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Akşin, tarihi iyi anlamak için geriye gidilmesi gerektiğini belirtti.
Akşin, "Batılılar, Anadolu ve Rumeli'yi Müslüman Türklerin almasını hiç hazmedememiş, devamlı 'gitsinler' politikasını gütmüşlerdir. Irkçı batı zihniyetine karşı Türkler ise birlikte yaşama ilkesini getirmişlerdir. Bundan dolayıda çeşitli dinler bir arada yaşadığı halde bu hazımsızlık devam etmektedir. Neticede, 'soykırım' ifadesini kullanan Papa Franciscus'un yolundan gidiliyor. Halbuki böyle durumları tarihçi ve hukukçular değerlendirir. Arşivlerimiz açık olduğu halde kimse yanaşmıyor" diye konuştu.
Gelinen konumu "yargısız infaz" olarak niteleyen Akşin, bunun adeta bir "Haçlı davasına" dönüştüğünü ifade ederek, "Berlin'de öldürülen Talat Paşa'nın Ermeni katili de suçüstü yakalanırken hakkında beraat kararı verilmedi mi?" sorusunu sordu.
Osmanlı Devleti'ne bürokrat ve bakan olarak hizmet eden, değer verilen Ermenilerin yaşadıkları bölgede bağımsız bir devlet kurmaları için Batı ve ABD tarafından yönlendirildiğine işaret eden Akşin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bölgede çoğunlukta olmayan Ermeniler Batının desteği ile 'Taşnak' adlı terör örgütünü kuruyorlar. Destekçiler, bu örgütün bölgede Türklere yönelik yaptığı katliamları görmezlikten gelirken, Türklerin karşı durmasının 'barbarca' olduğunu dünyaya yayıyorlar. O tarihte birçok cephede ölüm kalım savaşı veren Türkler, bu sefer bu çetelerle de savaşmak zorunda kaldı. Burada başlatılan bir iç savaşı nedeniyle Ermenilere yönelik tehcir kararı alınmıştır. Bu bir savaş tedbiriydi. Bunu, bu durumda olan her devlet yapardı. Çok zor koşullar vardı. Koşulların getirdiği olumsuzluklar ve hastalık salgınları nedeniyle çok sayıda Ermeni bu yolda maalesef hayatını kaybetmiştir. Bu arada, tehcir sırasında Ermenilere saldırıda bulunan Türklere de ağır cezalar veren Osmanlı nasıl soykırım yapmış olabilir? Bunlar, saçma sapan iddialardan başka bir şey değildir."
O dönemde ölen Ermeni sayısının doğru verilmediğini söyleyen Akşin, "O tarihte Türkiye'de yaşayan tüm Ermeni sayısı 1,5 milyon civarındaydı. Kayıtlara göre tehcir edilen Ermeni sayısı ise 438 bin. Keşke olmasaydı fakat bu yolda sadece 56 bin Ermeninin hayatını kaybettiği biliniyor. İddia edildiği gibi 1,5 milyon değil" dedi.
Soykırım kavramının Nazilerin Yahudilere yaptığı katliam için sarf edildiğini hatırlatan Akşin, Türkiye'de yaşananların asla bununla mukayese dahi edilemeyeceğini dile getirdi.
Hannover Muavin Konsolosu A. Metin Durmuş da Türkiye'de birçok bilim adamıyla oluşan çalışma gruplarının bu konuda hizmet verdiklerini belirterek farklı dillerde hazırlanan kitapları dağıttıklarını bildirdi.
Konferansta ASALA terör örgütünce şehit edilen Türk diplomatları anısına saygı duruşunda bulunuldu.