16 Nisan'da Karmaşa Son Bulacak"
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, 16 Nisan'da yapılacak olan halk oylamasından sonra Türkiye'nin sistem meselesini bir kenara bırakacağını, değişikliğe "Hayır" diyen CHP'nin ise bir hesaplaşma içine gireceğini düşündüğünü bildirdi.
TEZCAN EKİZLER - MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, 16 Nisan'da yapılacak olan halk oylamasından sonra Türkiye'nin sistem meselesini bir kenara bırakacağını, değişikliğe "Hayır" diyen CHP'nin ise bir hesaplaşma içine gireceğini düşündüğünü bildirdi.
Tanrıkulu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk oylamasında "Evet" çıkma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, toplumsal kabulü sağlayacak yüzde 51'in çok üzerinde bir rakamın sandıktan çıkacağına inandığını belirtti.
Türk siyasi tarihi için 16 Nisan'ın çok önemli olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, 2007 yılında yapılan halk oylamasıyla cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle iki başlı bir yönetimin ortaya çıktığını kaydetti.
Ahmet Kenan Tanrıkulu, "Bir tarafta yetkilerini halktan aldığını söyleyen, yüzde 52'ye yakın oy alan cumhurbaşkanı, diğer tarafta halktan aldığı oylarla iktidar olan hükümet ve başbakan var. Sonuçta bunlar bir kargaşaya neden olmuştu. Şimdi bu karmaşanın ortadan kalkacağını düşünüyoruz." diye konuştu.
Darbecilere karşı yapılan ilk anayasa
Tanrıkulu, Türkiye'de anayasaların hep vesayetle değiştiğini, 1961 ve 1982 Anayasalarının darbeler sonunda oluştuğunu, ilk defa bir anayasanın darbe sonrası değil de darbecilere karşı yapıldığına işaret etti.
1982 Anayasası'nı "Kenan Evren Anayasası" olarak tanımladığını, yetkileri aşırı derecede zorlanmış ama hukuki sorumlulukları azaltılmış bir cumhurbaşkanlığı sisteminin uygulamada olduğunu anlatan Tanrıkulu, cumhurbaşkanına sorumluluk veren bir sistemin oylanacağını belirtti.
"Hayır kampanyası korkular üzerine inşaa edildi"
Tanrıkulu, halk oylaması sürecinde yürütülen hayır kampanyasının korkular üzerine inşa edildiğini, böylelikle seçmenin bilinçaltına mesajlar vermeye çalışıldığını iddia etti.
CHP'nin anayasa değişikliğiyle ilgili iddialarına dikkat çeken Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Eğer demokratik sisteminiz ortadan kaldırılırsa, parlamento kaldırılırsa, iddia edildiği gibi tek adamlık veya buna benzer padişahlığa yönelik bir uygulama olursa onun adı rejim değişikliği olur. Türkiye rejimle ilgili kavgalarını 1923'ten itibaren bitirmiş, adını koymuş, Cumhuriyet demiş. CHP'nin davranışları geçmiş ile çelişiyor. Halktan gelen önerilere açık olunması lazım. CHP'de bir halktan kopuş var, korkma var, nereye doğru gideceklerini bilmedikleri için ben CHP'nin gelecek endişesi taşıdığını düşünüyorum."
"Sol, kendini yenilenemezse..."
Türkiye'de oyların yüzde 60'ının ortanın sağı ve merkez oyları, yüzde 30 ile 40 arası ortanın solu ve solun diğer uçlarında olduğunu kaydeden Tanrıkulu, solun ve CHP'nin kendini yenilememesi halinde cumhurbaşkanı seçme şansının bulunmayacağını savundu.
Tanrıkulu, "Kendileri açısından siyasette yolun sonunun geldiği açıkçası ortaya çıkıyor. Halk oylamasından sonra Türkiye sistem meselesini bir tarafa koyar. Ana muhalefet partisinin de bir hesaplaşma içerisine gireceğini düşünüyorum." diye konuştu.
"Muhaliflerin bizimle ilgisi yok"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin miting ve bilgilendirme toplantılarına devam ettigini, MHP seçmeninin halk oylamasında anayasa değişikliğine destek verdiğini aktaran Tanrıkulu, partilerinde farklı çizgi ve görüşte insanların olmadığını ifade etti.
Tanrıkulu, "MHP'de muhalif olarak tarif edilenlerin kasıtlı olarak belirtildiğini düşünüyorum. Zaten bunların bizimle ilgisi yok. Bunlar MHP'li değil. Birtakım isimlerden bahsediliyor. 'İzmir'de de miting yapıldı' deniliyor. MHP'den atılmış, üyeliği bile yok. Yanındakilerin de bizimle ilgilisi yok. Mitingine CHP'li gelmiş, CHP'li belediye lojistik destek sağlamış, pankartını vermiş. Adları 'MHP'li muhalif', böyle bir şey olmaz. Onların mesajları CHP ve FETÖ'nün mesajları ile örtüşüyor. Biz bu örtüşmeyi zaten 15 Temmuz'dan önce söylüyorduk hep. Bunlar Türkiye'nin değişik yerlerinde konuştukları zaman kullandıkları kelimeler 15 Temmuz'u yapmaya kalkanların kullandığı terminolojiyle aynı. Biz de kendimize dönük olarak iç temizlik yapmış olduk." değerlendirmesinde bulundu.