15 Temmuz Şehitler Köprüsü Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin, haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 133'ü tutuklu 143...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin, haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 133'ü tutuklu 143 sanığın yargılandığı davanın 39. duruşması yapıldı.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Büyükçekmece Mimar Sinan Spor Salonu'nda yapılan duruşmada, müşteki avukatlarının beyanları alındı.
Başbakanlık avukatı Yasin Şamlı, Cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük ihanetlerden biri olan 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle açılan davalarda sanıkların savunmalarının ana unsurunu, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi'nin (KOKTOD) oluşturduğunu söyledi.
KOKTOD'da bütün yetki, inisiyatif ve görevin valilere verildiğini belirten Şamlı, askeri bir birliğin bu kapsamda valinin talebiyle polise yardım için kışladan çıkabileceğini vurguladı.
"KOKTOD savunması yapılması elbette mantığa aykırıdır"
Bu noktada üç hususa değinen Şamlı, "Birincisi: KOKTOD gereği kışlasından çıktığını iddia eden darbecilerin ilk işi, emrine girmesi gereken valiliği işgal etmek olmuştur. İkincisi: KOKTOD kapsamında birliğinden çıkan askerler, olay yerine gelip polislere yardım ederler. 15 Temmuz darbecilerinin ilk icraatlarından biri ise resmi polis memurlarının silahlarını silah zoruyla almak ve resmi araçlarını gasbetmek olmuştur. Üçüncüsü ve ön önemlisi ise güvenlik görevlisi ister polis olsun ister asker olsun halkın güvenliğini sağlamakla görevlidir. Darbeciler ise bayrak taşıyan halka ateş etmiş, üzerlerine tank sürmüştür." şeklinde konuştu.
Türkiye genelinde şehirlerin meydanlarının, köprülerin, kavşakların ve kamu binalarının işgal edildiğini vurgulayan Şamlı, şunları kaydetti:
"Böyle bir durumda KOKTOD savunması yapılması elbette mantığa aykırıdır. Darbenin icrasının planlandığı toplantılar esnasında askerin birliğinden çıkarılma alternatif gerekçesi olarak KOKTOD bahanesinin ifade edileceğinin konuşulduğu dosyalara yansımıştır. Dolayısıyla KOKTOD savunması bu savunmayı yapanın darbe hakkında bilgisinin olduğunu, savunmasının da örgütün tavsiyesi doğrultusunda olduğunu göstermektedir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) avukatı Mehmet Alagöz, sanık savunmalarında ısrarla Talat Aydemir darbesinden bahsedildiğini ve o darbede sadece üst düzey sanıkların yargılandığını, başka kimsenin yargılanmadığı örnek gösterilerek 15 Temmuz davalarında da mahkemelerin, darbe komitesini yargılayıp erler, askeri öğrenciler ve subaylar gibi darbenin bileşenlerinin ceza almamasını istediklerini söyledi.
Avukat Alagöz, şunları söyledi:
"Bu tavır, Türkiye'de her 10 yılda bir darbeyi meşrulaştıran ve onu normal bulan bir yaklaşımdır. İyi darbe, kötü darbe yoktur. Bütün darbeler hukuksuzdur. Ayrıca 15 Temmuz'da 250 şehit, 2 bin 722 gazi vardır. O gece milli bir direniş ruhuyla bütün milletimiz darbeye karşı direndi. Sanıkların bu savunmasına mahkeme itibar etmemelidir."
"Darbe girişimini erlere ve öğrencilere tebliğ etti"
Eski Kuleli Askeri Lisesi Okul Komutanı Albay Mürsel Çıkrıkçı'nın darbe girişiminden önce kışlada yapılan içtimada "TSK yönetime el koymuştur" diyerek darbe girişimini erlere ve öğrencilere tebliğ ettiğini aktaran Alagöz, köprüde bulunan Hava Harp Okulu öğrencileri ve Maltepe 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndaki askeri personelin de diğer davalardaki beyanlarda darbe girişiminden haberdar olduklarının ortaya çıktığını belirterek köprüde bulunan bütün sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Olçok ailesinin avukat Uğur Güven, 15 Temmuz'da Maltepe 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı ve Yalova Hava Meydan Komutanlığından hareketle 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne intikal eden, etmeye çalışan askeri birliklerin içerisinde yer alan 138 sanığın darbe kalkışmasına bilerek ve isteyerek iştirak ettiklerini dile getirerek, sanıkların darbe suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.
Güven, şehit ve gaziler nedeniyle de olaylara karışan sanıkların, ayrıca "kasten öldürme" ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme Başkanı Taner Akıncı, müşteki avukatlarının beyanlarının alınmasının ardından Cumhuriyet savcısına, mütalaasının hazır olup olmadığını sordu. Cumhuriyet savcısı, dosyanın tamamının kendisine mütalaasını hazırlamak için verilmesini talep etti.
Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, mütalaasını hazırlamak için dosyanın tamamının Cumhuriyet savcısına verilmesine karar vererek bir sonraki duruşmanın 15 Mayıs'ta Büyükçekmece Mimar Sinan Spor Salonu'nda yapılmasını kararlaştırdı.