15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü

Şırnak, Batman ve Elazığ'da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında açıklama yaptı.

Şırnak'ta Yeni Mahalle Karayolları Kavşağı'nda toplanan ve aralarında Sağlık-Sen, Memur-Sen, Yeşilay, 15 Temmuz Demokrasi Derneği, Eğitim Bir-Sen'in bulunduğu sendika ve toplum kuruluşlarının temsilci ve üyeleri, 15 Temmuz'da şehit olan 249 kişinin fotoğraflarının yer aldığı yelekleri giydi.

Memur Sen İl Temsilcisi Abdullah Çatı, yaptığı açıklamada, hain işgal girişiminde 8 bin askeri personel, 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank, 246 zırhlı araç, 3 askeri gemi ve 4 bine yakın silahın vatandaşa karşı kullanıldığını söyledi.

15 Temmuz'u hiçbir zaman unutturmayacaklarını ifade eden Çatı, "Bu ihaneti 27 Mayıs,12 Eylül ve 28 Şubat ihanetlerinden ayıramayız. Bu darbelerin her biri aynı odakların, taşeronlara verdikleri ihalelerdir." dedi.

Çatı, 249 şehidin hatırlarına ve ailelerine, 2 bin 193 gaziye ve kazanılan 15 Temmuz zaferine sahip çıkılması gerektiğini aktardı.

Daha sonra şehitlerin isimleri tek tek okunarak, dua edildi.

Açıklamada, sık sık "Şehitler ölmez vatan bölünmez ", "Hain FETÖ hesap verecek", "Meydanları fethettik hainleri defettik" sloganları atıldı.

Batman

Batman'da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında Memur Sendikaları Konfederasyonuna (Memur Sen) bağlı sendikalar tarafından ortak basın açıklaması yapıldı.

Memur Sen Batman Şube Başkanı Mehmet Ergin, Atatürk Parkı önünde yaptığı açıklamada, bundan bir yıl önce Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), millete boyun eğdirmeye, yönetime el koymaya yeltendiğini anımsatarak, bunu bir darbe girişiminin yanı sıra bir işgal girişimi olarak gördüklerini söyledi.

Ergin, şunları kaydetti:

"Darbe girişimi sonucu 249 kahraman kardeşimiz şehit, 2 bin 193 kardeşimiz de gazi oldu. 15 Temmuz bize iki şey hatırlatıyor; Birincisi; FETÖ'cü ihanet, ikincisi; kahramanca direniş, vatana sadakat, şehadet ve yeniden diriliş. İhaneti de sadakati de unutmayacağız ve unutturmayacağız. Çünkü gaflete uyuyan ihanete uyanır."

15 Temmuz'un Çanakkale'nin, Kafkasların, Sarıkamışların, Yemenlerin hikayesi olduğunun altını çizen Ergin, 15 Temmuz'un bir şehadet şöleni, bir diriliş gecesi, bir iman manifestosu olduğunu dile getirdi.

Ergin, şöyle devam etti:

"Maalesef üzerinden bir yıl geçmesine rağmen belli kesimlerin hala 15 Temmuz ihanetinin boyutunun idrakinde olmadığını görüyoruz. Darbe başarılı olsaydı 16 Temmuz sabahı nasıl bir felakete uyanacaklarının farkında değiller. Darbe geçekleşseydi Türkiye bu darbenin arkasındaki üst aklın oyuncağı haline gelecek, ekonomik olarak da bir sömürü ve yağma ülkesine dönüşecekti. 13 yılda dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz haklarımız elimizden alınacaktı. 15 Temmuz direniş ruhu yolumuzu aydınlatmaya devam edecek."

Ergin, "Bu milleti PKK ile DEAŞ ile yıkamadınız FETÖ ile de yıkamayacaksınız. Artık darbelerle millete baş eğdirme devri 15 Temmuz ile kapanmıştır." dedi.

Açıklamanın ardından dua edildi.

Sendika üyeleri 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ'cüler tarafından şehit edilenlerin fotoğraflarının yer aldığı tişörtleri giydi.

Elazığ

Elazığ'da sivil toplum kuruluşları, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yaptıkları açıklamada, FETÖ'nün darbe girişimini kınadı.

Kültür Park'da bir araya gelen sivil toplum kuruluşu temsilcileri adına AA muhabirine açıklamalarda bulunan Elazığ Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Dönem Sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Türkoğlu, 15 Temmuz'un bir darbe girişiminden öte bir işgal girişimi olduğunu belirtti.

Milletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde destansı bir mücadele sergileyerek, vatan hainlerinin sinsi planını boşa çıkardığını ifade eden Türkoğlu, şunları söyledi:

"15 Temmuz'da meydanlara çıkmak elbette bir cesaret işiydi. Çünkü bugüne kadar yapılan darbe girişimlerinin hiçbiri başarısız olmamıştı. Meydanlara çıkan halkımız ölümü göze alarak meydanlara inmişti. Bizlerde meydanlarda idik. Darbe gecesi Ankara'dan gelen Meclis'in, Külliye'nin bombalandığı gibi olumsuz haberler karşısında önümde duran bir genç, her defasında 'Ben de ölmek istiyorum' diye haykırıyordu. O gencin haykırışı aslında yüzyıl önce bu topraklarda 'ya istiklal ya ölüm' parolasıyla Kurtuluş Savaşı'nda yola çıkmış olan milletimizin 15 Temmuz'daki yansımasıydı."