15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü

Uluslararası Rabia Platformu Başkanı Cihangir İşbilir, "15 Temmuz Destanı, 3 Temmuz 2013'te Mısır'da gerçekleştirilen kanlı darbeyle başlayan karanlık süreci akim bıraktı ve yepyeni bir diriliş ve direniş döneminin kapısını araladı." dedi.

İşbilir, "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" nedeniyle AA muhabirine yaptığı açıklama, tarihin en kanlı ve sinsi örgütlerinden birisi olan FETÖ eliyle Türkiye'yi işgal etme planını 15 Temmuz'da boşa çıkartan Türk milletinin İstiklal Savaşı'nda olduğu gibi mazlum milletlere ve İslam dünyasına ilham kaynağı ve ümit olmaya devam ettiğini söyledi.

Bölgeyi darbeler, iç savaş ve FETÖ, DAEŞ ve PKK gibi terör örgütleriyle kaosa sürüklemek ve böylelikle yeniden dizayn etmek isteyen karanlık odakların 15 Temmuz'daki direnişle hayal kırıklığına uğradığını vurgulayan İşbilir, bölgede barışın ve meşruiyetin anahtarı ve sigortası olan Türkiye'nin, bölgenin yegane istikrarlı ve işleyen demokrasisi olma özelliğiyle Tanca'dan Cakarta'ya, Saraybosna'dan San'a'ya, Kazan'dan Darüsselam'a tüm İslam dünyasının son kalesi hüviyetine sahip olduğunu kaydetti.

"15 Temmuz'da işgalden kurtarılan ümmetin ve mazlumların 'son kale'sini şimdi beşeri sermayeyi güçlendirerek ve insan kaynağını zenginleştirerek taçlandırma vakti." diyen İşbilir, bunun için seferberlik halinde imar ve inşa faaliyetlerinin kararlılıkla sürmesi gerektiğini, aksi takdirde Türkiye'nin çok daha tehlikeli saldırılar ve tertiplerle karşı karşıya kalabileceğini bildirdi.

"Türkiye karşıtı kampanyalar devam etmektedir"

Mısır'da 3 Temmuz 2013'te gerçekleştirilen darbe ve sonrasındaki kanlı katliamlar karşısında sessiz ve tepkisiz kalan çevrelerin 15 Temmuz'da da benzer tepkiler vermesi ve darbeci teröristleri himaye etmeye devam etmelerinin, uluslararası karanlık odakların amaçlarından vazgeçmediklerini göstertiğini anlatan İşbilir, "İslam dünyası söz konusu olduğunda daima çifte standartla hareket eden 'Batı demokrasileri' ve medyası 15 Temmuz'da sınıfta kalmış ve darbeden yana tavır takınmışlardır. Aynı çevreler Türkiye karşıtı kampanyaya bugün de yoğun bir şekilde devam etmektedir. Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı ülkeler de aynı şekilde ilk günden itibaren darbe teşebbüsünü ve darbecileri himaye edip desteklemişlerdir." diye konuştu.

İşbilir, "15 Temmuz Destanı"nın güçlü kadrolar ve zengin beşeri sermaye ile taçlandırılamaması halinde "Türkiye'yi Suriye'leştirmek", Mısır gibi darbeye mahkum etmek ve terörle teslim almak niyetindeki karanlık küresel odakların FETÖ taşeronu yerine başka örgütleri devreye sokmakta gecikmeyeceğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"15 Temmuz Destanı, 3 Temmuz 2013'te Mısır'da gerçekleştirilen kanlı darbeyle başlayan karanlık süreci akim bıraktı ve yepyeni bir diriliş ve direniş döneminin kapısını araladı. Şayet meş'um ve hain darbe teşebbüsü başarılı olsaydı İslam dünyası tarihinin en karanlık dönemine girecekti. İslam medeniyetinin yükselişini durdurmak için lider ve model ülke olan Türkiye'yi istikrarsızlığa sevk etmek, dünyanın vicdanı olan Türk milletinin cesaret ve öz güvenini kırmak için aynı odaklar sürekli yeni teşebbüslerde bulunacaklardır. Bunun için sürekli teyakkuz halinde olmak şarttır. 15 Temmuz'un yıl dönümünde 'son kale' dimdik ayaktadır. Ancak bugünlerde Türkiye'den medet uman, 15 Temmuz'da Türkiye için dua eden gözyaşı döken Irak'ın, Suriye'nin, Filistin'in, Keşmir'in, Yemen'in, Arakan'ın, Balkanlar'ın, Kafkasya'nın evlatları hala zulüm altında inlemektedir. Türkiye, şimdi aziz şehitlerimizin emanetini korumak ve 'son kale'ye sığınan ve bel bağlayan mazlumların ümitlerini boşa çıkarmamak için çok daha güçlü olmak zorundadır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, 'Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan" ideali ile kenetlenerek ve Rabia ruhuyla 15 Temmuz'da ateşlenen diriliş ve direniş mücadelesi aynı heyecanla devam etmelidir.15 Temmuz'un yıl dönümünde tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Gazilerimize şifalar ve hayırlı ömürler diliyoruz."