15 Temmuz Darbe Girişimi: Sivil Toplum Dayanışması Sempozyumu
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, "Böyle bir hadise (15 Temmuz darbe girişimi) başka bir ülkede olsaydı devlet kurumları birbirine düşer, toplum kutuplaşır ve birbirine düşerdi ama bu hain darbe girişiminin ardından yeni bir köprünün açılışı yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, "Böyle bir hadise (15 Temmuz darbe girişimi) başka bir ülkede olsaydı devlet kurumları birbirine düşer, toplum kutuplaşır ve birbirine düşerdi ama bu hain darbe girişiminin ardından yeni bir köprünün açılışı yapıldı. Ondan sonra Türkiye hala ekonomik olarak girişmelerine devam ediyor ve yakında boğazın altından geçen yeni bir geçit hizmete açılacak." dedi.
Kalın, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesince Prof. Dr. Raşit Küçük Konferans Salonu'nda düzenlenen "15 Temmuz Darbe Girişimi: Sivil Toplum Dayanışması" sempozyumundaki konuşmasında, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının askeriyenin yanı sıra hukuk organlarında yer aldığını, devlet kademelerine sızdığını dile getirdi.
Grubun, başlangıçta Said Nursi'nin takipçileri gibi ortaya çıktığını anlatan Kalın, şunları kaydetti:
"Normal bir insanken, etrafında onu takip eden insanların çoğalmasıyla kendisinin özel bir görevi olduğuna inanmaya başlayan birisinden bahsediyoruz. Mesihçi bir anlayış geliştirdiğini görüyoruz. Bu gruba mensup insanlar, onun sanki insanlara hizmet etmek için gönderildiğini düşünüyor. Herhangi bir dini yapı, 'barış' diyen ve 'dinler arası diyalog' diyen bir dini kurum, neden devlet bürokrasisinde, hukukta, eğitimde, askeriyede yer alsın, neden bu kurumlara meydan okumaya kalkışsın? Bunu sormak gerek. Dünyanın başka bir yerinde olabilir mi? Bir sivil toplum kuruluşu kendi mensuplarını devlet kurumlarına yerleştirmeye çalışır mı, özellikle de istihbaratta ve hukuk sisteminde? Eğer onların iddia ettiği gibi sadece dini bir grup olsaydı, neden böyle bir şey yaptılar?"
İbrahim Kalın, yapılanların hepsinin onlarca yıldır planlandığına işaret ederek, "Sonunda büyük darbeyi indirmek için beklediler. Genel ideolojilerine baktığımız zaman, 241 insanı sokaklarda öldürebilmek nasıl bir inanıştır? F16'ları kullanmaları, parlamentoyu bombalamaları... Hepsi de 'Emirler yüksek otoriteden geldi' diyor. Normal bir insan olarak buna inanmak mümkün mü? Yüksek yerlerden böyle bir emir geliyor ve siz buna itaat ediyorsunuz... Şunu iddia ediyoruz ki; aslında kendilerini barışçı, dini bir grup, diyalog, barış yanlısı gibi gösteriyorlar ama bunların hepsinin yalan olduğunu artık çok rahat söyleyebiliriz." diye konuştu.
FETÖ'nün sadece insanların dini inançlarını istismar etmediğini belirten Kalın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her zaman güçten yana oldular. Kurumsal tarihlerine baktığımızda hiçbir zaman mesela Filistin, Suriye, Somali, Myanmar konusunda tavır almadıklarını, hep güçten yana tavır aldıklarını görüyoruz. Özellikle parası olanlar, siyasi iktidarı olanların tarafında yer aldılar. 1960'larda, 1970'lerde bütün hükümetleri desteklediler. Gülen'in bütün darbelere karşı olduğunu söylemesi de yalan. Daha önceki darbeleri desteklediğini görüyoruz. Kendisi bütün askeri darbelere karşı olduğunu söylüyor ama bu bir yalan. Mesela ne kendisi ne mensupları 1980 darbesini hiç kınadı. 1997'de demokratik olarak seçilmiş olan Necmettin Erbakan Hükümeti'nin devrilmesinde, özellikle de Fetullah Gülen açık bir şekilde gazetelerde manşetler oldu, 'Başaramadınız, beceremediniz, gidin' dedi. Aslında demokratik olarak, halkın iradesiyle seçilmiş bir hükümetti. Bütün bunları göz önünde bulundurursak, aslında iktidar düşkünü, güç düşkünü bir grup olarak tanımlayabiliriz. Bütün ilişkilerinde hep güçten, iktidardan yana oldular."
"O gece sayesinde onların gerçek yüzünü görmüş olduk"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, FETÖ mensuplarının Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde Avrupa'da, ABD'de, dünyanın farklı ülkelerinde karalama kampanyası yürüttüğünü kaydederek, FETÖ mensupları tarafından son 2 yıldır açık bir şekilde "Erdoğan'ın bir diktatör olduğu algısı" yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Kalın, "Bu dini görünümlü grup, sadece devlet işlerine karışmakla kalmayıp aynı zamanda 'Bu hükümeti ya da bu Cumhurbaşkanı'nı nasıl gözden düşürebiliriz?' diye hep bekledi." ifadelerini kullandı.
Kalın, FETÖ'nün 15 Temmuz öncesinde "Türkiye'de bir diktatör var ve bu diktatöre karşı askeri darbeyle ancak bu diktatörden kurtulunabilir" imajı oluşturmaya çalıştığını belirtti. Benzerinin Mısır'da Muhammed Mursi'ye karşı yapıldığını kaydeden Kalın, "Sürekli olarak bunun üzerinde durdular. O geceki darbe girişiminin sanki halk tarafında bir karşılığı olduğunu göstermeye çalıştılar. Böyle bir gece yaşadığımız için oldukça üzgünüz tabii keşke yaşanmasaydı ama bir taraftan da o gece sayesinde onların gerçek yüzünü görmüş olduk." dedi.
Bugün, 15 Temmuz'dan daha güçlü bir Türkiye'nin var olduğunu vurgulayan Kalın, şöyle devam etti:
"Ekonomi daha güçlü, ülke daha güçlü ve daha birleşmiş bir politika var. Böyle bir hadise başka bir ülkede olsaydı, devlet kurumları birbirine düşer, toplum kutuplaşır ve birbirine düşerdi ama bu hain darbe girişiminin ardından yeni bir köprünün açılışı yapıldı. Ondan sonra Türkiye hala ekonomik olarak girişmelerine devam ediyor ve yakında boğazın altından geçen yeni bir geçit hizmete açılacak. Geçenlerde Dünya Enerji Forumu'nu topladık ve dünyadaki enerjiyle ilgili önemli insanlar ağırladık ve enerji politikalarının geleceği hakkında tartışmalar yaptık. Bizim dış ve iç politikamızda artık Türkiye'nin çok daha güçlü bir ülke olduğunu rahatça söyleyebilirim. Bu da halkımızın cesaretiyle, onların kahramanca duruşlarıyla çok yakından ilişkili bir neticedir."
İbrahim Kalın, 15 Temmuz'la Türkiye'ye karşı "oryantalist", "feminist" ön yargıların da yıkıldığına işaret ederek, şunları aktardı:
"Batı medyasında sık sık özellikle de PKK'daki kadın savaşçılardan ya da YPG'de kadın savaşçılardan bahsederler ve onları yüceltirler. Aslında çok basitçe onlar terörist ama sanki 'özgürlük savaşçılarıymış' gibi lanse ediliyorlar. Herhalde daha çok dikkati çekmek, ilgileri çekmek ve destek kazanmak için yapılıyor bütün bunlar. Ben Batı medyasında Türk kadını hakkında, o gece sokağa çıkmış kadınlar ve askeri darbeyi durduran bu kadınlar hakkında çok da fazla habere rastlamadım. Bu kadınlar konusuna ilgi duyulmuyor. Çünkü bunun sebebi, bu kadınlar onların kafalarındaki ideal tipe uymuyor. Sanki normal bir Türk kadını, başörtülü olsun ya da olmasın böyle önemli bir rol oynayabileceklerini, özetle de demokrasiyi müdafaa etme konusunda Türkiye'de ya da herhangi bir Müslüman ülkede bunu akıllarına bile getiremiyorlar. Bizim halkımızın bu kahramanca ve cesurca duruşu, aslında onların kendi kafalarındaki imaja ters geldi ve aslında Türk toplumu birbirine çok yakından ilişkili ve birbiriyle dayanışma içinde caddelere sokaklara çıktılar. Tanklar üzerinden geçmeyeceklerinden emin değillerdi. Bir askerin silahından çıkacak bir kurşuna hedef olmayacaklarından emin değillerdi ama onların özgürlükleri ve demokrasi adına bunu yaptılar."
"Çocuklarına güvenilir, daha özgür bir ülke bırakmak için bütün bunlara katlandılar"
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, darbe girişimi gecesinin ardından tutulan demokrasi nöbetlerine değinirken, "Beştepe Külliyesi dışında insanlara 'Artık evlerinize gidin' dediğimiz halde onlar bize diyorlardı ki, hala tehlike geçmedi. 'Ben bir devlet görevlisiyim size evlerinize gidebilirsiniz.' dediğimde, 'Yok hayır biz buradayız ve sizi koruyacağız.' diyorlardı. Şunu da takdir etmemiz gerekir ki, bu harikulade davranış, duruş. Onlar sadece kendileri için değil aslında kendi çocukları, kendi gelecekleri, çocuklarına güvenilir, daha özgür bir ülke bırakmak için bütün bunlara katlandı." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sadece FETÖ ile değil DEAŞ, PKK, YPG, DHKP-C gibi farklı terör örgütleriyle mücadele ettiğini belirten Kalın, çevresindeki Suriye, Irak, Ukrayna gibi ülkelerde problemler olduğuna ayrıca Avrupa'da ekonomik kriz yaşandığına dikkati çekerek, "Bütün bunlara rağmen eğer siz güçlü bir halka sahip olursanız, güçlü sivil topluma sahip olursanız ve güçlü bir liderliğe sahip olursanız bütün problemlerin üstesinden gelebilirsiniz." dedi.
Kalın, bir daha 15 Temmuz benzeri bir olayın yaşanmaması için şehitlerin her zaman hatırlanması, onların hikayelerinin çocuklara aktarılması gerektiğini söyledi.
(Bitti)