Haberler

15 Temmuz darbe girişimi sırasında sokağa çıkan yabancılar yaşadıklarını anlattı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında İstanbul'da bulunan yabancılar Türk milletinin yanında demokrasi için sokağa çıktıklarını söyledi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında İstanbul'da bulunan yabancılar Türk milletinin yanında demokrasi için sokağa çıktıklarını söyledi.

Çeçen araştırmacı gazeteci Saslanbek İsaev ve Çeçen Kafkas Muhacirleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KAFKAS-DER) Başkanı Ali Viskhadzhiev, AA muhabirine, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaşadıklarını anlattı.

Çeçen olduğunu ve 1995'te liseyi okumak için Türkiye'ye geldiğini belirten İsaev, ilk gençlik yıllarında sık sık ülkesiyle Türkiye arasında seyahat ettiğini, 2010'dan sonra ise tamamen Türkiye'ye yerleştiğini dile getirdi.

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu olduğunu bildiren İsaev, Türkiye-Rusya ilişkileri üzerine uzmanlaştığını kaydetti.

Darbe girişimi başladığı sırada Beşiktaş'ta meslektaşlarıyla sohbet ettiğini anlatan İsaev, "Akşam 9-10 gibi arkadaşlara, köprüde ve bazı kışlalarda hareketlilik olduğuna ilişkin mesajlar gelmeye başladı ama hiç kimse darbeye ihtimal vermiyordu." dedi.

Haber yapmak için ekipmanlarıyla Beşiktaş'taki Dolmabahçe Sarayı Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne gittiğini ve gazeteci arkadaşlarını arayıp durumu netleştirmeye çalıştığını ifade eden İsaev, "Darbe teşebbüsüne ikna olduktan sonra ilk aklıma gelen Türk demokrasisinin sağlam olduğu ve darbe girişimi gibi şeylerin 80'lerde kaldığı oldu." diye konuştu.

İsaev, polislerin Başbakanlık Çalışma Ofisi'nin giriş çıkışlarına zırhlı araçlar koyduklarını ve binaya kimseyi yaklaştırmadıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Polis ilk başta kaos olmaması için Başbakanlıkta toplanan halkı dağıtmaya çalıştı. O sırada eşim bana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın televizyondan halkı sokağa çağırdığı videoyu gönderdi. Ben de Başbakanlık önündeki polislere bu videoyu göstererek, 'Cumhurbaşkanı herkesi sokağa çağırıyor, bakın bu da videosu.' dedim. Polis görüntüyü izledikten sonra kalabalığı dağıtmaktan vazgeçti ve provokasyon çıkmaması için durumu çok güzel idare etti."

Başbakanlık Ofisi önündeki kalabalığın, polislere "Biz de size yardımcı olalım, ihtiyacınız neyse onu söyleyin." dediğini aktaran İsaev, FETÖ'cülerin Başbakanlık Ofisi önündeki halka ateş açtığını, zırhlı araçlarla konuta girmeye çalıştığını ama halkın kamyonlarla yolları kapattığını söyledi.

"Vefa borcum vardı onu ödemek için sokaklara çıktım"

İsaev, 15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı sokağa çıktığında yabancı olduğu için biraz tedirginlik yaşadığına dikkati çekerek, vatandaşların kendisine yaklaşımının çok olumlu olduğunu ve tedirginliğinin kısa sürede geçtiğini vurguladı.

Türk halkıyla darbecilere karşı birlikte mücadele etmekten mutluluk duyduğunu dile getiren İsaev, yaşadıklarını şu şekilde özetledi:

"İlk şaşkınlığım sonradan kızgınlığa dönüştü. Halkla beraber darbe teşebbüsüne karşı çıkmak istiyordum ve bu ülkenin demokratik kazanımlarının bir günde alaşağı edilmesini kaldıramazdım. Artık eski Türkiye yok, Türk milleti neyi ve kimi istediğini çok iyi biliyor. Bu darbe Türk milletine yapılacak en büyük haksızlık ve yanlış olurdu. O yüzden sokaklardaydım. Geçmişte Türkiye'nin Çeçen halkına yaptığı yardımlar nedeniyle vefa borcum vardı onu ödemek için sokaklara çıktım. Ben o gün Türk milletinin yanında sokaklarda olduğum için kendimi mutlu hissettim."

"Bu millet kahramanlık destanı yazdı"

KAFKAS-DER Genel Başkanı Viskhadzhiev de Türkiye'ye 2007'de geldiğini ve Kafkasya'dan gelen sığınmacılara yardım etmek için dernek kurduğunu belirtti.

Darbe teşebbüsünü ilk duyduğunda bir toplantıda olduğunu bildiren Viskhadzhiev, o zamanki adıyla Boğaz Köprüsü'nde başlayan hareketliliği haber aldığında yetkililerle irtibata geçtiğini anlattı.

Viskhadzhiev, "Saat 23.00 gibi Kafkasyalı muhacirler olarak sokaklara çıkalım diye karar aldık ve havalimanına, Vatan Caddesi'ne ve köprüye gittik." ifadesini kullandı.

Bir daha bu gibi kabul edilmez durumların yaşanmaması için sokaklara çıktıklarını dile getiren Viskhadzhiev, Türkiye'de yaşayan bütün Kafkas vatandaşlarının o gece ellerinden geleni yaptığını vurguladı.

Darbecilere karşı sokaklara çıkan Çeçenlerden yaralananlar olduğunu kaydeden Viskhadzhiev, Türk halkını kardeşleri olarak gördükleri için darbe teşebbüsünü kendilerine karşı da yapılmış bir saldırı olarak değerlendirdiklerine dikkati çekti.

Viskhadzhiev, sokağa çıkamayan yaşlı ve çocukların evlerde darbe teşebbüsünün bertarafı için dua ettiğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"O gün çok enteresan bir geceydi. O gece bu milletin gerçek kahramanlık destanı yazdığını gördük. Biz Türkiye'yi, İslam'ın, ümmetin son kalesi ve mazlum coğrafyaların son umudu olarak biliyoruz. Bu tehlikenin atlatılmasında Türkiye'ye gelen muhacirlerin dualarının da çok büyük etkisi olduğuna inanıyoruz. Arkadaşlarla o gece Türkiye için kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz ve Türk halkının yanında olacağız diye karar aldık."

"Çeçen olduğumuzu anlayan bize sarılıyordu"

Sokaklara çıktıklarında vatandaşların kendilerine karşı çok olumlu bir dil kullandığına vurgu yapan Viskhadzhiev, "Çeçen bayraklarıyla sokaklardaydık bizi görenler sarılarak teşekkür ediyordu. Hazreti İbrahim gibi safımız belli olsun diye halkın yanında durduk." şeklindeki değerlendirmesini paylaştı.

Viskhadzhiev, Türkiye'de Çeçen ve diğer Kafkas halklarını barış içinde yaşadığını anımsatarak, darbe teşebbüsü sırasında bu bağların daha da güçlendiğine değindi.

Türkiye'de yaşayan Kafkasyalılar olarak kendilerini muhacir olarak değil, bu ülkenin vatandaşı olarak gördüklerine işaret eden Viskhadzhiev, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'yi ikinci vatanımız olarak görüyoruz. Büyüklerimiz bize 'Türkiye düşerse bütün İslam alemi düşer' diyerek Türkiye sevgisini aşıladı. Biz eskiden beri Türkleri kardeşimiz olarak görüyoruz. Çeçenistan'daki rejim nedeniyle ülkeden kaçmak zorunda kalan Çeçenlerin Türkiye'ye ayak bastığını öğrendiğimizde içimiz ferahlıyordu, çünkü bu ülkede başlarına kötü bir şey gelmeyeceğini biliyorduk. Allah Türkiye'yi ve tüm İslam ümmetini korusun, bir daha böyle bir darbe tehlikesiyle bizleri imtihan etmesin."

Kaynak: AA / Güncel
title
Close