Haberler

15 Temmuz'daki Türksat Baskınıyla İlgili İddianame (3)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'ta gerçekleştirilen eylemlere ilişkin 16 kişi hakkındaki iddianamede, şüphelilerden Eray Uçkun'un soruşturma aşamasında, "Telefonla aranıp Genelkurmay Başkanının talimatı ile ordunun yönetime...

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'ta gerçekleştirilen eylemlere ilişkin 16 kişi hakkındaki iddianamede, şüphelilerden Eray Uçkun'un soruşturma aşamasında, "Telefonla aranıp Genelkurmay Başkanının talimatı ile ordunun yönetime el koyduğu haberini verdiler ve yayını kesmemizi söylediler. Genelkurmay Başkanının emri olduğu için bu talimatı yerine getirmek amacıyla hareket ettim. Bana emri Genelkurmay Başkanının Özel Kalem Müdürü Albay Osman Kılıç verdi." ifadesini verdiği aktarıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği iddianamede, asker şüphelilerin, Yarbay Eray Uçkun'un emir ve komutasında ortak suç işleme kararı çerçevesinde hareket ettikleri belirtildi.

İddianamede, tüfek, teçhizat ve yeterli mühimmatı bulunan şüphelilerin, helikopterle TÜRKSAT'a gittikleri, buraya inmeden önce havadan nizamiye bölgelerine ateş açarak müştekiler Muhammed Emin Sergili, Halil Ersoy ve Tayfun Öğütlü'yü yaraladıkları yapılara zarar verdikleri anlatıldı. İddianamede, şüphelilerin, yerleşkeye indikten sonra da görevli personeli alıkoydukları, cep telefonlarını, kurum telsizlerini ve güvenlik görevlilerinin silahlarını yağmaladıkları, idari binadaki güvenlik kameralarını söktükleri ifade edildi.

Darbecilerin araçlara ateş ettiği sırada ana nizamiyede bulunan araçtaki Ahmet Özsoy ve Ali Karslı'nın hayatını kaybettiği belirtilen iddianamede, aracın arka koltuğunda oturan Ferhat Derecik'in ise yaralandığı kaydedildi.

Şüpheli Yarbay Eray Uçkun'un olaylar sırasında kullandığı cep telefonunun, "Bekir Küçük" adına kayıtlı 0553 773 48 01 numaralı telefonla irtibat halinde bulunduğunun iletişim tespitlerinden belirlendiği aktarılan iddianamede, Genelkurmay Başkanlığının yazısına göre numaranın, hakkında soruşturma yürütülen Albay Osman Kılıç tarafından aktif hale getirilen numaralardan biri olduğuna ve özellikle Kazan bölgesinden baz sinyali verdiğine işaret edildi.

İddianamede, Uçkun'un, bu numarayla gece boyunca çok sayıda görüşme ve mesajlaşma yaptığı aktarılarak, "Buna göre Eray Uçkun'un TÜRKSAT A.Ş'de gerçekleştirdikleri eylemlerin tüm safahatı konusunda şüpheli Osman Kılıç ile bilgi ve talimat alışverişinde bulunduğu, son olarak TÜRKSAT A.Ş'nin bombalanmasına yönelik görüşmenin de bu iki şahıs arasında kararlaştırıldığı değerlendirilmiştir." ifadesine yer verildi.

Uçkun, emri Kılıç'tan aldığını söyledi

İddianameye göre şüphelilerden Eray Uçkun, soruşturma sırasında verdiği ifadede, piyade yarbay olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Telefonla aranıp Genelkurmay Başkanının talimatı ile ordunun yönetime el koyduğu haberini verdiler ve yayını kesmemizi söylediler. Genelkurmay Başkanının emri olduğu için bu talimatı yerine getirmek amacıyla hareket ettim. Bana emri Genelkurmay Başkanının Özel Kalem Müdürü Albay Osman Kılıç verdi. Hemen müdahale ettim. Ancak aracın içindeki şahısların vurulduğunu gördüm. Bunun üzerine Osman Kılıç'ı arayarak bulunduğumuz yerde yaralıların olduğunu ve tahliye edilmeleri gerektiğini bildirdim. Kılıç bize, 'Hemen yayını kesin.' dedi. Ancak ben oradaki sistemi bilmediğim için yayını kesemedim. Kılıç bana telefonda, 'Başka bir tedbir düşünüyorlar. Oradan süratle, 5 dakika içinde ayrılın.' dedi. Minibüs geride kaldı. Biz Konya tarafına doğru devam ettik. Osman Kılıç'ı arayıp bilgi verdim. Bana 'Uygun bir yere geçin ve haber verin.' dedi. Bezirhane köyüne girip kuzey batı istikametine gittik. Araçta yaralı olan askere ilk müdahaleyi yaptık. Birlikte yaya olarak uzaklaştık. Biz koordinatlarımızı bildirdik. 'Helikopterle sizi aldıracağız.' dediler. Yaklaşık 1 saat sonra 2 helikopter geldi. Bir helikopter bizi alıp yaralıları GATA'ya bıraktıktan sonra Akıncılar Üssüne götürdü. Diğer helikopter de diğer grubu bulunduğu yerden almış. Buraya geldiğimizde sabah gün aydınlanmıştı."

İddianamede, diğer şüphelilerin de soruşturma aşamasında verdiği ifadede, ?suçlamaları reddettikleri aktarıldı.

FETÖ bağlantıları iddianamede

TÜRKSAT Uydu Haberleşme Yerleşkesine yapılan helikopter saldırısında zarar gören yerlerin bilgilerinin de paylaşıldığı iddianamede, şüphelilerin FETÖ bağlantısına da yer verildi.

Buna göre, şüphelilerden Burhan Güneş, Aydın Yavuz, Birol Baki ve Salih Mehmet Dağköy'ün Bank Asyada hesaplarının bulunduğu ve bu hesapların suç tarihine kadar aktif olarak kullanıldığı belirtildi.

Şüphelilerden Aydın Yavuz'da örgüt üyelerinin haberleşmede kullandığı ByLock uygulamasının bulunduğu, Burhan Güneş'in eşi hakkında TÜBİTAK'taki FETÖ soruşturması kapsamında adli işlem yapıldığı belirtilen iddianamede, Burhan Güneş'in FETÖ'nün finans kaynaklarından Kaynak Holding bünyesinde faaliyet gösteren Venero Bilişim isimli firmada çalışmış olabileceği kaydedildi.

İddianamede, şüphelilerden Ersan Kuluçlu, Birol Baki ve Aydın Yavuz'un "FETÖ ile ilişkisi olduğu ve milli güvenliğe tehdit oluşturduğu" gerekçesiyle kanun hükmünde kararname ile kapatılan Kimse Yok mu Derneği ve Fatih Üniversitesi ile irtibatlı olabilecekleri aktarıldı.

TÜRKSAT'ın zararı 7 milyon lira civarında

Müştekilerden TÜRKSAT A.Ş. Genel Müdürü Cenk Şen, iddianamede yer verilen ifadesinde, personelin şehit edilmesi, yaralanması, gasp edilmesi, yerleşkenin bombalanıp kuruma zarar verilmesi nedeniyle olaylara katılan tüm kişilerden şikayetçi olduğunu, TÜRKSAT'ın da yaklaşık 7 milyon lira civarında zararı bulunduğunu bildirdi.

Müştekiler arasında yer alan TÜRKSAT A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Halil Yeşilçimen, darbe girişimini evde televizyon izlerken öğrendiğini, TÜRKSAT'a saldırı olma ihtimaline karşın Genel Müdürlük binasına gittiğini, Genel Müdür Şen'i aradığını, alacakları tedbirlerle ilgili bilgi verdiğini, onay aldıktan sonra kamyon ve itfaiyeden oluşan bir barikatı ana yol üzerindeki dış nizamiyenin üzerine kurduklarını anlattı.

Yerleşkede olduğu sırada helikopter seslerinin duyulduğunu ve ateş edilmeye başlandığını bildiren Yeşilçimen, şunları kaydetti:

"Menfeze gitmek için çıktığımda karanlıkta bir ses, 'Dur, teslim ol ve yere yat.' dedi. Bunun üzerine söyleneni uyguladım. Yerde yattığım sırada bu şahıs cep telefonumu aldı, bana 'Teknik personel misin?' diye sordu. Teknik personel olduğumu söylemem üzerine beni up-link odasına götürdü, burada da elinde bulunan silahı bana doğrultarak iki dakika içerisinde tüm yayınların kesilmesini istedi. Bu işte görevli olmadığımı söylediğimde ise inanmayıp, iki dakika sonra beni vuracağını söyledi."

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel
'Safları sıklaştırın' diyen Kılıçdaroğlu'na adliye önünde coşkulu karşılama

Adliye önünde istediği oldu

Putin'in nükleer hamlesi NATO'yu harekete geçirdi

Putin'in tedirgin eden hamlesi, NATO'yu harekete geçirdi

Yenidoğan Çetesi davasında 5. gün! Bebek katili örgütün liderinden ilk itiraf geldi

Bebek katili örgütün liderinden ilk itiraf geldi

Macaristan Başbakanı Orban, hakkında tutuklama emri verilen Netanyahu'ya sahip çıktı

Onlarca ülke tutuklamak için sıraya girerken bir liderden destek mesajı geldi

title