15 Temmuz'da Orhanlı Gişelerindeki Olaylara İlişkin Dava
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda, biri polis 6 kişinin şehit edilmesi ve 42 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin 187 sanığın yargılandığı dava, sanıkların savunmasıyla sürüyor.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda, biri polis 6 kişinin şehit edilmesi ve 42 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin 187 sanığın yargılandığı dava, sanıkların savunmasıyla sürüyor.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanıklardan Burak Cansever, Yalova'da olay günü içtima yapıldığını anlattı.
"Kişi başı 40 mermi doldurmamız emredildi"
İçtimada daha önce hazırlanan listelerin okunduğunu anlatan Cansever, "Listeler okunup isimler birleştirilerek 50 kişilik gruplar oluşturuldu. Sonra otobüse binmemiz emredildi. Bir süre sonra da otobüse mermiler getirildi ve kişi başı 40 mermi doldurmamız emredildi. Şarjörler doldurulduktan sonra da oluşturulan gruplarla 3 otobüsle hareket ettik." diye konuştu.
Cansever, otobüslerle Osmangazi Köprüsü üzerinden geçtiklerini dile getirerek, İstanbul girişine geldiklerinde trafiğin sıkışmaya başladığını anlattı.
Sanıklardan 4'üncü sınıfların kol komutanı olan Kurmay Yüzbas¸ı Sinan Canlı'nın otobüsten inerek MP5 silahıyla bir süre ilerlediğini dile getiren Cansever, Canlı'nın ilerlemesinden bir süre sonra gittiği tarafta silah seslerinin geldiğini söyledi.
Cansever, ardından otobüsün tekrar hareket ettiğini anlatarak, savunmasında şu iddialarda bulundu:
"Az bir mesafe katettikten sonra tekrar silah sesleri geldi ve otobüsümüz durdu. Silah seslerinden sonra ambulans sirenlerinin sesleri de gelmeye başladı, üsteğmen, araçları ittirmemizi emretti, kamptan terör tehdidiyle çıkmışız, sonra silah sesleri ardından da ambulans sesleri gelince de kötü bir durum olduğunu düşünerek komutanın 'Yolu açın' emri üzerine yolda duran ve içinde kimsenin olmadığı iki aracı yan devirip yolu açmaya çalıştık. Bunu yapmamdaki tek sebep, ambulansa yol açmak ve can kurtarmaktı. O anda başka bir çarem yoktu tek amacım ambulansa yol açıp can kayıplarının önüne geçmekti."
Halkın otobüsün önünde birikmesi üzerine hareket edemediklerini ifade eden Cansever, halkla konuşup onlarla birlikte İstiklal Marşı okuduklarını iddia etti.
Cansever, suçsuz olduğunu, FETÖ ile bir irtibatının olmadığını öne sürerek, tahliyesini istedi.
Tutuklu sanık Burak Doğan da Tuzla yakınlarında durduklarını ancak neden durduklarını bilmediklerini savunarak, "Araç durunca Sinan Canlı, arabadan indi ve silah sesleri geldi, biz de otobüste cenin pozisyonunda bekledik." dedi.
Otobüste kafasını kaldırdığında 3 sivil şahsın yerde yattığını ve etrafa baktığını gördüğünü ifade eden Doğan, "Ben bu kişilerin terörist olabileceğini ve yolun bunlar yüzünden tıkandığını düşündüm. Biraz daha ilerleyince halk toplandı, bize cep telefonlarından darbe olduğunu gösterdiler. İlk kez darbe olduğunu orada öğrendim." iddiasında bulundu.
Doğan, kimseye silah doğrultmadığını, herhangi bir kaza yaşanmaması için diğer arkadaşlarıyla birlikte silahlarını ortaya topladıklarını öne sürerek, kimseye ateş etmediklerini savundu.
Mahkeme heyeti, sanık savunmalarına devam edilmek üzere duruşmayı yarına erteledi.?
Bu arada, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nda takın önüne yatan Metin Doğan, Silivri'de devam eden darbe girişimi davasını izledi.
Duruşmaya verilen arada AA muhabirine açıklama yapan Doğan, "Yaptıklarını inkar ediyorlar ve komik bir şekilde inkar ediyorlar. Orada ne iş için olduklarını kendilerinin bilmediklerini söylüyorlar. Kabul etmek de bir erdemdir şereftir, 'Tamam yaptık ama başarısızlığa uğradık' diyebilirler. Ama bunlar şeref yoksunu, erdem yoksunu insanlar." dedi.