15 Temmuz'da Mahmutbey Gişelerini Kapatmaya Teşebbüs Davası
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Mahmutbey gişelerinin kapatılmasına teşebbüs edilmesi ve Ispartakule'de meydana gelen olaylarla ilgili, 10'u tutuklu 36 askerin yargılandığı dava yarına ertelendi.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Mahmutbey gişelerinin kapatılmasına teşebbüs edilmesi ve Ispartakule'de meydana gelen olaylarla ilgili, 10'u tutuklu 36 askerin yargılandığı dava yarına ertelendi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki büyük salonda görülen duruşmada, 9 tutuklu ve 3 tutuksuz sanığın esas hakkındaki mütalaaya ilişkin beyanları alındı.
Tutuklu sanık Hüseyin Babur, iddianamede ve mütalaada aleyhine tek bir delil bulunmadağını savunarak, "Bu alçak girişimin hiç bir safhasında yer almadım. Mütalaada benim suç işlediğimi gösteren tek bir delil bulunmamaktadır. Devletimin atadığı yasal amirlerime mutlak itaat gösterdim. Darbeyi öğrendiğim andan itibaren bu ihanetin karşısında yer aldım. Mağduriyetlerimin sona erdirilmesini ve beratimi talep ediyorum." dedi.
Tutuklu sanık Ali Yaşar Ekincioğlu da savunmasında şunları söyledi:
"Hain darbe girişiminde ne planlayıcı, ne hazırlayıcı, ne de bunlarla birlikte hareket ettim. Hayatım boyunca FETÖ terör örgütü ile hiç bir irtibatım olmamıştır. Kolordu Komutanlığının yapmış olduğu idari tahkikatta ast birlik personelinin bilgisinin olmadığı belirtilmiştir. Bizim birliğimiz ast personeli olarak görev yapmaktayız. Bu da bizi doğrulamaktadır. 15 Temmuz günü rütbem kıdemli başçavuştu. Emir komuta dışına çıkmadım. Yasal olmayan bir emir almadım, uygulamadım. Ben ve arkadaşlarım bu örgütün hiçbir şekilde yanında değiliz."
Tutuklu sanık Serhat Serdar Bank da FETÖ ile bir irtibatının olmadığını savunarak, 15 Temmuz 2016'da kanunsuz bir emir almadığını, terör eylemi olabileceği için emniyet almak amacıyla kışla dışına çıktığını anlattı.
Darbe girişiminin yaşandığı gün hiçbir kişiye veya mala zarar vermediğini, hiçbir kurumu işgale gitmediğini iddia eden Bank, "Yurtta Sulh grubunun varlığından günler sonra haberim olmuştur. WhatsApp grubunda ekli değilim. Yurtta Sulh Konseyinin sevk ve iderasinde darbe girişiminde bulunmadım. Ne hain FETÖ'nün mensubuyum, ne de darbeciyim. Darbeci olduğuma yönelik hiçbir somut kanıt ve delil de yoktur. Beraatimi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanıklardan Mustafa Ozan Keserci de darbenin ne planlayıcısı ne de uygulayıcısı olmadığını ileri sürerek, beraatini talep etti.
"Darbe kelimesinin bile ne olduğunu bilmiyordum"
Tutuksuz sanıklardan Mahsun Kala, önceki ifadelerini tekrar ettiğini belirterek, "Daha fazla söylenecek bir söz bulamıyorum, Ben en alt seviyedeki erdim. Söz hakkım yoktu. Darbeden hiçbir şekilde haberim yoktu. Darbe kelimesinin bile ne olduğunu bilmiyordum. Nezarethanede öğrendim ne olduğunu. Beraatimi istiyorum." dedi.
Söz verilen diğer tutuksuz sanıklar Ferdi İpek ile İzzeddin Atasoy da söyleyecekleri bir şeylerinin olmadığını belirterek, mütalaa doğrultusunda beraat kararı verilmesini talep etti.
Duruşma, yarına ertelendi.
İddianameden
İddianamede, suç tarihinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında 2. Mekanize Piyade Tabur Komutan Vekili olan Binbaşı Enver Muratoğlu, üsteğmenler Zu¨beyir Bayır, Gökhan Şahan, Serhat Serdar Bank, astsubaylar Ali Yaşar Ekincioğlu, Deniz Yılmaz, Durmuş Çalkan, Mustafa Ozan Keserci ile uzman çavuşlar Durali Sazlık, Yunus Uysal ve Hu¨seyin Babur ile 25 er, "sanık" olarak yer alıyor.
Sanık Durali Sazlık haricindeki 10 rütbeli askerin soruşturma kapsamında tutuklandığı kaydedilen iddianamede, sanıkların "anayasal du¨zeni ortadan kaldırmaya teşebbu¨s", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbu¨s" ve "Tu¨rkiye Cumhuriyeti hu¨ku¨metini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbu¨s" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan da 7 yıl altışar aydan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, "Darbenin planlayıcıları tarafından İstanbul'a giriş çıkışların kontrol altına alınmasına çok önem verilmiştir. Trafiğin kontrol altında tutulması hem şehir içindeki birliklerin hızlı intikali hem de emniyet birimlerinin ve darbe karşıtı grupların kontrol edilmesi ve engellenmesi için kritik önem arz etmektedir. Ayrıca İstanbul dışından gelecek askeri birliklerin hızlı intikali de ancak şehir giriş çıkışlarının kontrolu¨ ile sağlanabilecektir. Bunun bilinci ile Boğaz köpru¨leri gibi aynı amaçla İstanbul'un Batı girişi Mahmutbey gişeler girişi de işgal edilmek istenilmiştir." ifadeleri yer alıyor.
Sanıkların, gişeleri kapatmaya teşebbüs ettikleri ve bu sırada meydana gelen olayların anlatıldığı iddianamede, tanıkların beyanına göre Binbaşı Enver Muratoğlu'nun polise teslim olduğu sırada "Evet, darbeden haberim vardı. Burayı kontrol altına almaya gelmiştik. Ben de cemaattenim." dediği kaydediliyor.