Haberler
İsrail ve Lübnan, savaşın bitmesi için bazı konularda anlaştı

İki ülke anlaştı! Aylardır devam eden savaşın bitmesi artık an meselesi

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 2 milyar TL'lik Genel Sağlık Sigortası borcu silinecek

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 400 bin kişinin borcu siliniyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte'yi ağırladı

NATO Genel Sekreteri Ankara'da! İşte kritik zirvede konuşulanlar

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

7 kişiyi katleden berberin dükkan camındaki yazı dikkat çekti

11 Yıl Sonra Sinemaya "Kafalar Karışık" İle Dönen Metin Akpınar'ın Ropörtajı Yayınlandı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Akpınar, röportajında Türk Sinemasının geldiği noktayı ve sosyal medyayı yorumladı;

Yapımını ILS Vision'un, yönetmenliğini Yücel Yolcu'nun üstlendiği, başrollerinde sosyal medya fenomenleri Bilal Hancı, Fatih Yasin ve Atakan Özyurt'un yer aldığı aksiyon komedi filmi "Kafalar Karışık"ta 11 yıl sonra rol alan usta oyuncu Metin Akpınar'ın sette yapılan röportajı bugün yayınlandı.

11 YIL SONRA KAFALAR KARIŞIK'TA!

"11 yıl olmuş film çekmeyeli, araya diziler girdi ama uzun metrajlı film çekmemiştim.11 sene aradan sonra inşallah başarılı, keyifli bir film olur.Tempolu, dinamik bir senaryo, yönetmenimiz detaylı çalışıyor.Umarım şansı açık olur. Film yapanlar için değil, sanatseverler içindir. Bizden çıktıktan sonra artık onlar değerlendirecek."

HEM SANATSAL KAYGI İÇEREN HEM DE GİŞE ENDİŞESİ OLAN FİLMLER ÇEKİLMELİ!

Benim sinema geçmişim 1973'e dayanıyor. Ertem Eğilmez okulunun öğrencileriyiz.Biz oraya biraz gülmeceyi, mizahı götürdük, Ertem ağbi ve Sadık ağbi bize dramatik yapıyı, sinemayı öğretti ve iyi ürünler çıktı. Türk Sinemasının geçmişinde yoksulluklar içinde üretilmesi bakımından gerçekten büyük bir emek var, saygıyla karşılamak lazım. Fakat sermaye, teknoloji, labaratuar yokluğu bunlar çok büyük ciddi eksikliklerdi. Eşkiya ile beraber çağdaş teknoloji yakalanır gibi oldu.Dışarıya satışta belirdi.Çok olumlu bir gelişme ama sinema subjektif sinemaya kaydı. İyi yönetmenlerin hepsi aşağı yukarı bize özgeçmişlerini anlatıyorlar halbuki ben daha toplumcu yapılar daha Fransız, İsveç sineması gibi insan ilişkileri, psikolojik yapılar istiyorum. Mesela eskiden Mısır filmleri vardı. Şimdi İran onu yakalamak üzere. Bizim de zannediyorum o doğrultuda çalışma yapmamız lazım. Bir de çok film yapılması sayısal olarak çok iyi değildir. Esasında daha rafine daha kalite daha sanatsal kaygı içeren senaryoların yazılması ve onların çekilmesinden yanayım. Bizim sinemalarımızda son zamanlarda ödüllük filmler çekiliyor. Nispeten ağır tempolu, tek renkli filmler oluyor adeta. Ödül alıyor ama sinemaya kimse girmiyor. Bir de ödül amaçlı değil gişe amaçlı filmler çekiliyor. Onlar da sinemaya 3 milyon 5 milyon insan sokuyorlar. Fakat onlarda kalite ve sanatsal kaygı içermiyor.O yüzden ben bunun ikisinin ortasının yapılmasını istiyorum. Hem sanatsal kaygı içeren hem gişe endişesi olan hem de ödül almak üzere rafine işlerin olması Türk sinemasının geleceği açısından daha doğru olur diye düşünüyorum.

SOSYAL MEDYAYI KULLANMIYORUM!

Sosyal medyayı takip etmiyorum. Ben biraz teknoloji özürlüyüm maalesef. Doğrusu çok da tat almıyorum. O yüzden orda biraz fakirim. Orda doğrular da var, ülke için yararlı hareketler de oluyor, söylemler de oluyor. Bir de istismar kokuyor, mis gibi. Mesela benim fanlarım var.Ben onların kimler olduğunu bilmiyorum. Onlar benim adıma bazı fikirler ileri sürüyorlar ve resmimi de koyuyorlar. Halbuki onları ben söylemiyorum.O zaman bazı yanlışlıklar olabiliyor. Benim adıma yazı yazıp , tweet atıp, ismimle benim resmimi koyan,benim adıma söylemişim gibi bazı hareketler oluyor. Onlardan doğrusu şikayetçiyim.Hele hele bir tane reklam olarak kullanılıyor. Ben yürüyemiyormuşum da teyzelerin dağlardan topladığı otlardan yemişim şimdi şimdi yürüyormuşum Bunlar doğrusu ayıp. Ayıptan başka bir şey söylemek istemiyorum.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title