105 Yaşındaki Berfo Ana Geldi Evren Gelmedi
12 Eylül davasının Ankara 12 12 Eylül davasının Ankara 12.Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Cemir Kırbayır'ın 105 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır'ın (Berfo Ana) gelmesi, Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya'nın gelmemesi bugünkü duruşmaya damga vurdu.
12 Eylül davasının Ankara 12 12 Eylül davasının Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Cemir Kırbayır'ın 105 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır'ın (Berfo Ana) gelmesi, Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya'nın gelmemesi bugünkü duruşmaya damga vurdu. Duruşmada müdahillik talebinde bulunan Nimet Tanrıkulu ise maruz kaldığı işkenceyi "İnsanlar bizi çırılçıplak soyuyolar, gözlerimizi bağlıyorlardı. Sonrada birileri bize dokunmaya başlıyordu" sözleri ile anlattı. Tanrıkulu gözaltında tutultuğu sürede Nurettin Yedigöl'ün, kafasına çiviler çakılarak katledildiğini söyledi. Tanrıkulu, kendisinin gözaltında tutulduğu süre içinde İbrahim Bingöl'ün orada olduğunu ve bağırsakları dışarıda bir torba içerisinde hayata tutunmaya çalıştığını 4-5 ay bekletildiğini gördüğünü anlattı.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin 7. Cumhurbaşkanı ve dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılanmasına öğleden sonra devam edildi. Müdahillik taleplerinin dile getirildiği duruşmada, söz alan İlhan Erdost'un eşi Gül Erdost, başta Raci Tetik olmak üzere işkenceye sebep olan tüm sorumluların yargılanmasını talep etti.
-NURETTİN YEDİGÖL KAFASINA ÇİVİLER ÇAKILARAK ÖLDÜRÜLDÜ-
İnsan Hakları Derneği kurucularından olan Nimet Tanrıkulu ise müdahillik talebinde gördüğü ve maruz kaldığı işkenceyi anlattı. Diyarbakır cezaevinde bir kadının 2 kişi tarafından tecavüz edilerek hamile bırakıldığını, daha sonra ise o kadının çocuğunu doğurarak evlatlık vermek zorunda kaldığını anlatan Tanrıkulu, kendisinin uğradığı tacizi ise şöyle anlattı:
"Ben Gayrettepe'de 45 gün kaldım. Ailenizin dokunmaya bile kıyamadığını genç erkek ve kadınlarla birlikte kaldım. O lanet insanlar sizi çırılçıplak soyuyolar, gözlerimizi bağlıyorlardı. Sonrada birileri bize dokunmaya başlıyordu. Bu bir kadın için unutulmaz bir şeydir. Ben asla affetmeyeceğim. Ben kızkardeşlerim, bütün kadınlar adına yapılan işkenceleri asla affetmeyeceğim. Bizim unutmamamız çok zordur."
Darbenin kılcal damarlarına kadar yargılanması ve hesap sorulması gerektiğini belirten Tanrıkulu gözaltında tutultuğu sürede Nurettin Yedigöl'ün, kafasına çiviler çakılarak katledildiğini gördüğünü söyledi. Tanrıkulu, kendisinin gözaltında tutulduğu süre içinde İbrahim Bingöl'ün orada olduğunu ve bağırsakları dışarıda bir torba içerisinde hayata tutunmaya çalıştığını 4-5 ay bekletildiğini gördüğünü anlattı.
-ABİMİN ÖLDÜRÜLMESİNDE AĞAR VE ŞAHİN'İN İMZASI VAR-
Ahmet Cihan ise müdahillik talebinde, abisi Süleyman Cihan'ın gözaltında öldürülmesine ilişkin tutanakların altında Mehmet Ağar'ın ve İbrahim Şahin'in imzasının bulunduğunu belirtti. Cihan, "Eğer o dönem bunlar devletin gücünü arkasına almasalardı, katil ruhlarıyla devlete zarar vermezlerdi. Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin ile işkenceci polisler de yargı önüne çıkarılmalı" dedi. Celalettin Can ise Tanrıkulu'nun sözlerine atıfta bulunarak, Diyarbakır cezaevinde sadece kadınların değil, erkeklerinde tecavüze uğradığını ifade etti.
-BERFO ANA ALKIŞLARLA KARŞILANDI-
Mahkeme Başkanı Süleyman İnca sözü Orhan Miroğlu'na verdiği sırada, duruşma salonuna gözaltında öldürülen Cemil Kırbayır'ın 105 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır girdi. Bu sırada duruşma salonunda bulunanlar uzu süre Berfo Anayı alkışladı.
Berfo Kırbayır'ın koltuğa oturmasının ardından müdahillik talebinde bulunan Orhan Miroğlu, 1980 darbesinde gözaltına alındığında aç bırakıldığını, elektrik verildiğini belirterek, uğradığı işkenceyi şu sözlerle anlattı:
"Gözlerime kalın bir bez bağlandı. Üç ay boyunca karanlıkta bırakıldım. İşkence altında kaldığınm süreci kış ortasında üzerine soğuk su döküldü. Tutuklandım, diyarbakır cezaevine götürüldüm. İlk kez Diyarbakır cezaevinde herkes eşitti."
-OCAĞIN YIKILSIN EVREN-
Mahkeme Başkanı İnce, Miroğlu'ndan sonra sözü Berfo Kırbayır'a verirken, "Annemiz Türkçe biliyor mu, tercüme gerekir mi" diye sordu.
Söz alan Berfo Kırbayır ise duruşmada, Kenen Evren'e tepki göstererek, "Kenan Evren utanmadın mı? Sen benim çocuğumu niye böyle yaptın? Sana da inşallah büyük ceza verilirler, inşallah evin yıkılır, yuvan dağılır, ocağın dağılır. Utanmaz. Sen benim ocağımı söndürdün, yuvamı dağıttın. Çocuğumu aldın niye getirmedin namussuz herif" dedi.
Cemil Kırbayır'ın kardeşi Mikail Kırbayır da "Kardeşim 13 Eylül 1980'de Kars'ta askerler tarafından gözaltına alındı. Gözaltında öldürüldü" dedi. Başkan İnce'nin "Kardeşinizin gömülü olduğu yer belli mi" sorusuna Kırbayır, "Hayır, hala cesedinin nereye gömüldüğünü öğrenemedik. Anamızın yüreği onun için sızlıyor" dedi. Mikail Kırbayır da kardeşinin hiç suçu yokken gözaltına alındığını ve daha sonra işkenceyle öldürüldüğünü ileri sürerek, "Mezarının nerede olduğunu bilmiyoruz. TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu gerekli araştırmaları yaptı ve kardeşimin gözaltındayken öldürüldüğü belirlendi. Sanıklar bu olayın sorumlusudur. Sıkı yönetim komutanları, valiler ve emniyet müdürlerinden de şikayetçiyiz" diye konuştu.
Yaklaşık yarım saat duruşmayı takip eden Berfo Ana, daha sonra duruşmadan ayrıldı. Mahkeme Başkanı da güçlükle yürüyebiler Berfo Kırbayır'ın duruşma salonundan rahat çıkabilmesi için 10 dakikalık bir ara verdi.
-BİR ANANIN ACISINI DİNDİRİN CEMİL KIRBAYIR'IN YERİNİ SÖYLEYİN-
İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan, Berfo Ana ile adliyenin özel yetkili mahkeme kapısı önünde yaptığı açıklamada, görgü tanıklarına seslenerek, "Bu ananın acısını dindirmek için oğlu merhum Cemil Kırmayır'ın mezarının yerini bilen varsa, çıksın yerini bize göstersin. Bir ananın acısını dindirmenin başka yolu yoktur. Bütün araştırmalara rağmen hala nerede gömülü olduğunu bulamadık. Ben o insanlara sesleniyorum. Hiç mi vicdanınız kalmadı? Azıcık vicdanınız varsa, Cemil Kırbayır'ın yerini gösterin. Bu ananın acısını dindirin. 104 yaşına geldi, hala bıkmadan usanmadan oğlunu arıyor ve aramaya da devam edecek" dedi. Berfo Ana da yine Evren'e tepki göstererek, "Ölene kadar davacıyım. Allah da onun ocağını dağıtsın" dedi.
-ŞAHİNKAYA TİME DERGİSİNE KURTARICI DEĞİL, DOLAR MİLYARDERİ OLDUĞU İÇİN KAPAK OLDU-
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde aranın ardından müdahillik talepleri dinlenmeye devam edildi. Söz alan Avukat Yunus Akyol, Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra ilk kez bir Türkün TİME Dergisine kapak olduğunun onun da Tahsin Şahinkaya olduğunu ifade ederek, "Şahinkaya TİME'a kapak olmuştur. Atatürk gibi kurtarıcı olduğu için değil, dolar milyarderi olduğu için kapakta yer almıştır. TİME'nin o sayısının Türkiye'ye girişi cuntacılar tarafından engellenmiştir. O sayı istenmeli ve mal varlığına el konulmalıdır" diye konuştu. Ülkü Ocakları Başkanı Harun Öztürk ise darbe döneminde ülkü ocaklarının kapatıldığını, bombalandığını kaydederek, sorumlularından hesap sorulmasını istedi. Avukat Kazım Genç ise Öztürk'e "üzerine alınmasın ancak" diyerek "o dönem Haluk Kırcı darbe sonrasında "Türk milliyetçiliği misyonunu tamamlamıştır' dediğini anlattı. Avukat Osman Başer ise darbe planlarının Genelkurmay Başkanlığı Harekat Dairesi'nde planlandığını savundu. Avukat Ömer Kavili ise Evren ve Şahinkaya'nın işkenceyi azmettirenleri tanıyabileceğini bu nedenle de etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyebileceğini söyledi. Kavili, Evren ve Şahinkaya'nın etkin pişmanlıktan yararlanmak isterlerse tutuklanarak kafes içinde yatakta hastaneye getirilebileceğini ifade etti. Davanın yarınki duruşmasında müdahillik taleplerinin karara bağlanması bekleniyor. - Ankara