Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

10 Soru ve 10 Yanıtta Cizre Gerçeği

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye günlerdir Cizre'de süren çatışma ortamını izliyor, Cizre'deki PKK- HÜDA-PAR gerginliğinin sebebi ne? İşte 10 soruluk analiz.

Türk kamuoyu, günlerdir Cizre'de sürmekte olan çatışma ortamını izliyor, buradaki olayların nedenlerini anlamaya çalışıyor. Hürriyet'ten Gülden Aydın kısa bir süre önce Cizre'ye gitti. İlçeyi sokak sokak dolaşıp, halkla konuşarak kamuoyunda merak edilen sorulara yanıt aradı.

İşte Gülden Aydın'ın kaleminden 10 soru ve yanıtta Cizre gerçekleri:

IŞİD'LE SAVAŞTAN GELEN 20 CENAZE HÜDA-PAR'A ÖFKE OLDU

Herkes Cizre'de ne olduğu sorusuna yanıt aramakla meşgul. Cizre'de ne oluyor?

Cizre, Suriye sınırına bitişik, PYD'nin Kuzey Suriye'de ilan ettiği üç kantonun en doğusundaki Cezire kantonuna komşu bir ilçe. Şırnak'ın bu ilçesi Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'ne 20 kilometre uzaklıkta. Bugün Kürtlerin Suriye ve Irak'ta IŞİD'le yaşamakta oldukları savaşın bütün sıcaklığı Cizre'de de hissediliyor. Bir başka yönüyle, Ortadoğu coğrafyasında Kürtlerle IŞİD arasında yaşanan çatışmanın bir yansıması olarak görülebilir bu olaylar. Cizre'deki hadiseler başlangıç aşamasında 6-7 Ekim tarihlerinde güneydoğunun pek çok ilinde PKK ile İslamcı çizgideki Hüda-Par arasında meydana gelen çatışmaların bir uzantısı olarak ortaya çıktı. Buna ek olarak, çok sayıda Cizreli genç geride bıraktığımız dönemde Irak'ta Şengal, Suriye'de Kobani ve Rakka'da IŞİD'le savaşmaya gitti. Yalnızca 1 Aralık-18 Ocak tarihleri arasında Cizre'ye bu gençlerden 20'sinin cenazesi geldi. IŞİD'e duyulan tepki gelen cenazelerle birlikte tırmanışa geçti ve PKK çizgisindeki gruplarda Hizbullah geleneğinden gelen İslamcı Hüda-Par'a karşı kuvvetli bir tepkiye dönüştü.

PKK'NIN MAĞDURİYET SÖYLEMİ: HİZBULLAH KOBANİ'YE ÇEVİRECEK

PKK'nın stratejisi açısından Cizre'nin önemi ne? PKK Cizre'de neyi hedefliyor?

PKK, çatışmalarda ölen çocuk ve gençler üzerinden etkili bir mağduriyet söylemine yöneliyor ve "Bölgenin IŞİD'i Hizbullah'ın Cizre'yi Kobani'ye çevireceği" propagandasını yapıyor. İlçe halkının önemli bir kesimi, IŞİD'le savaşta ölen çocukları ya da yakınları nedeniyle PKK'nın bu stratejisine destek veriyor. PKK'nın kontrol ettiği mahallelerdeki kitlesel desteğinin sağlam olduğu gözleniyor. Kandil, Cizre'deki çatışmalı ortamını aynı zamanda AK Parti iktidarına karşı barış sürecinde bir koz ve bir mevzi olarak da kullanıyor. İlginç olan bir nokta, YDG-H'nin kontrolündeki semtlerde halkın çözüm sürecine olan inancın belirgin bir şekilde zayıflamış olması. Konuştuğumuz mahalle sakinlerinin ağızbirliği etmişçesine, "Çözüm süreci yok, hükümet önümüze ne getirdi, hani nerede çözüm?" demesi, bu stratejinin kısmen tuttuğunu gösteriyor.

'KAPLAN TİMİ'NE KARŞI ŞEYH SAİD GENÇLİĞİ

Cizre'de çatışan aktörler kimler?

Cizre'deki çatışmaların görünen iki aktörü var: Bunlardan birincisi, PKK'nın gençlik yapılanması olan ve kısaca YDG-H diye adlandırılan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi. Bu hareketin mensupları gece 21.00'den sabaha kadar "Kaplan Timleri" olarak silahlı bir şekilde kimlik kontrolü, araç kontrolü ve üst araması yaparak YDG-H'nin otoritesini tesis ediyor.

İkincisi ise Hizbullah'ın YDG-H'ye karşı devreye soktuğu yine silahlı Şeyh Said Gençliği adlı örgütlenme. Her iki tarafın militanları da yüzlerini maskelerle kapatıyor. Cizre'nin mahallelerinin büyük bir bölümü bugün "kurtarılmış bölgeler" olarak ya YDG-H ya da Hizbullah'ın denetiminde. YDG-H, Cizre'de mutlak bir hâkimiyet kurmak ve Hizbullah'ı buradan söküp atmak istiyor. İki grup arasında Cizre'nin kontrolüne dönük kıyasıya bir inisiyatif savaşı sürüyor. Taraflar çatışmalarda pompalı tüfeklerin yanı sıra Kalaşnikof, ağır makineli, keskin nişancı tüfeği Bixi, roketatar ve el bombası da kullanıyorlar. Taraflardan söz ederken kuşkusuz üçüncü bir aktör olarak devletin güvenlik güçlerini de Cizre denklemine dahil etmek gerekiyor.

POLİS VE POLİS ARACI GÖRMEK PEK MÜMKÜN DEĞİL

Devlet güçleri Cizre'de duruma ne ölçüde hâkim? Polisin görülür bir varlığından söz edebilmek mümkün mü?

Cizre'de devlet, olayların başından itibaren geri planda görünüyor. Hendekler polisin mahallelere girebilmesine engel oluyor. Bu durum polisin olaylara müdahale edebilme yeteneğini ciddi bir şekilde sınırlıyor. Gündüzleri ve olaysız saatlerde Cizre'de trafik polisi dahil polis ve polis aracı görmek pek mümkün değil. Müdahale edebildiği sınırlı durumlarda da sıkça biber gazı kullanıyor. Ayrıca göstericilerin üzerine ateş açma iddiaları da var.

PLAKASIZ DEVRİYE, OLMAYAN SİLAH

Plakasız arabalar meselesi nedir? Polise dönük eleştiriler bağlamında hangi uygulamalar ön plana çıkıyor?

Polisin çok sayıda zırhlı ve devriye aracının olay yerlerine plakasız bir şekilde intikal ettikleri fotoğraflarla belgelenmiş. Ayrıca, bazı polisler Emniyet'in silah envanterinde olmayan kırma av tüfeği ya da pompalı tüfeklerle görüntülendiler. Bu gibi görüntüler yan yana gelince, "Cizre'yi karıştırıp çözüm sürecine ket vurmak isteyen karanlık güçlerin polise sızdığı" tezleri ortaya atılıyor. HDP çevrelerinde bu tez sıkça işleniyor. Hükümete yakın yayın organlarında seslendirilen iddialarda ise "paralel polisler" suçlanıyor. Bu arada Cizre'deki HDP çevreleri, sıkça polisin Hizbullah'ın yanında yer aldığını da iddia ediyor.

KAN DAVASI İDDİALARI BİLE VAR

Cizre'de son haftalardaki şiddet dalgasında kaç kişi öldü? Bu ölümler ne ölçüde aydınlatılabildi?

Cizre, 6-7 Ekim olaylarını can kaybı olmadan atlatmıştı. Ancak son bir buçuk ayda çıkan çatışmalarda burada 9 kişi öldü. YDG-H 7, Hizbullah ise 1 kayıp verdi. Nihat Kazanhan bu 7 kişilik toplamda sayılıyor. En son 17 Ocak'ta Yafes Mahallesi'nde evinin önünde vurulan memur Nazım Ölmez'in kan davalıları tarafından öldürüldüğü iddia ediliyor. Cinayetlerin büyük bir bölümü üzerindeki sır perdesi henüz aydınlanmış değil. Ancak Nihat Kazanhan'ın ölümünde ibre Emniyet'e doğru dönüyor. Olaydan sonra Emniyet'ten yapılan aksi yöndeki açıklamalara karşılık İçişleri Bakanlığı önceki gün "güvenlik görevlilerinin bu olayda kusurlu olabileceğini" ilk kez kabul etti.

AŞILAMIYOR, ÇIKILAMIYOR

Cizre konu olunca hemen hendekler meselesi gündeme geliyor? Hendekler ne zamandan beri var? Cizre'nin bütün yolları mı hendekle çevrili? Arabayla Cizre'nin merkezine girilebilir mi?

Hendekler, 6-7 Ekim olaylarından sonra YDG-H'nin hâkim olduğu ve Cizre'nin nüfusunun yaklaşık üçte ikisini kapsayan Cudi, Nur, Yafes ve Sur mahallelerinin sokak giriş-çıkışlarına kazıldı. Her mahallede tek giriş ve çıkış bırakıldı. Bu giriş ve çıkışlar yabancıların zor bulacağı karmaşık sokaklardan geçilerek birbirine bağlanıyor. Bu durum yaklaşık üç buçuk aydır sürüyor. Ancak ilçe merkezinin giriş çıkışlarında, ana caddelerde ve Hizbullah'ın egemen olduğu Kale, Alibey, Dağkapı, Yeni Çarşı'nın tamamında, Nur Mahallesi'nin bir bölümünde hendek yok.

'MASKE TAKMAYIN HENDEKLERİ KAPATIN' SÖZÜ BOŞLUKTA KALDI

Hatip Dicle ne zaman Cizre'ye geldi ve hangi mesajı verdi. Bu mesajın olayları yatıştırmak anlamında bir etkisi olmadı mı?

Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Hatip Dicle, 14 Ocak'ta Cizre'ye geldi. Parti binasının önünde Cizrelilere yaptığı konuşmada, Abdullah Öcalan'ın bir mesajını okudu. Öcalan, bu mesajında "herkesi hassas ve sağduyulu olmaya" çağırdı. Bu çağrıda, maske takılmaması, hendeklerin de kapatılması istendi. Konuşma bitip kalabalık dağılırken, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan, ilçe çıkışındaki Yafes Mahallesi'nde başından vurularak öldürüldü. Büyük infial yaratan bu cinayet, Öcalan'ın çağrısını da boşlukta bıraktı. Hendekler kapatılmadı, maskeler çıkarılmadı. Bu anlamda -hangi nedenle olursa olsun- Cizre'deki genç PKK'lılar, Öcalan'ın beklentisini karşılıksız bıraktılar. Olay, bu yönüyle Öcalan'ın YDG-H üzerindeki nüfuzunun da sınırları olduğunu gösteriyor.

'DOLDURULACAK' DEDİ AMA

Hükümetin Cizre'de olup bitenler karşısındaki tutumu nasıl değerlendirilebilir?

Hrant Dink cinayetinde adı geçen 2007 yılındaki Trabzon İstihbarat Şubesi Amiri Ercan Demir, çatışma ve gerilimin dorukta olduğu bir sırada 30 Aralık tarihinde Cizre'ye Emniyet Müdürü olarak atandı. Olaylar ve ölümler bu atamadan sonra da devam etti. Demir, atandıktan yaklaşık iki hafta sonra 16 Ocak'ta görevinden alındı ve Dink davası nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Demir, 19 Ocak'ta teslim oldu, tutuklandı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da 19 Ocak'ta, "Konuyla ilgili adli ve idari soruşturmalar sürüyor. Olayların ardından polis takviyesi yapıldı. Hendekler kazıldığı için süratli müdahale edilebilecek iş makineleri gönderildi. 'Burada ancak biz olabiliriz, başkasının burada yaşama hakkı yoktur' diyen bir eşkıya grubu varsa, oradan kovmak şüphesiz hükümetin görevidir" dedi. Arınç'ın bu açıklamasına karşılık dün akşam saatleri itibarıyla Cizre'deki hendekler henüz doldurulmuş değildi.

YANIT BELİRSİZ SÜREÇ KIRILGAN

Bundan sonra ne olacak?

Cizre'de bundan sonra ne olacağı sorusunun yanıtı büyük bir belirsizlik içeriyor. Cizre'deki bu belirsizlik ortamı barış süreci açısından da büyük bir kırılganlık yaratıyor. (Kaynak: Hürriyet)

10 Soru ve 10 Yanıtta Cizre Gerçeği
Kaynak: Haberler.Com / Güncel
title