1 Mayıs'taki "Orantısız Güç" Davası
2009 1 Mayıs'ında Polisler Tarafından Dövülme Görüntüleri Televizyonlara Yansıyan Öztürk Aladağ Ve Naciye Kaplan'ın Şikayetiyle Başlayan Davanın İlk Duruşması Bugün Görüldü
2009 1 Mayıs'ında polisler tarafından dövülme görüntüleri televizyonlara yansıyan Öztürk Aladağ ve Naciye Kaplan'ın şikayetiyle başlayan davanın ilk duruşması bugün görüldü.
Sanıklar suçlamaları kabul etmezken, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı sanık Gökhan Özsavaş, ""Benim bu konuda bir sorumluluğum yoktur" dedi.
2009 1 Mayıs'ında Öztürk Aladağ ve Naciye Kaplan'ın dövüldükleri ve ardından da kayda alındamadan Emniyet'e götürüldükleri iddiasıyla şikayetçi oldukları davanın ilk duruşması bugün Beyoğlu Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
6 sanık hakkında "işkence" yaptıkları iddiasıyla açılan davaya sanıklardan dönemin İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürü Gökhan Özsavaş, Çevik Kuvvet Şubesi'nde Komiser Yardımcısı Nuh Mete Damgacı, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden Ayhan Aktaş ve Fatih GBT Şubesi'nde görevli Ayhan Baştürk katılırken, Çevik Kuvvet Şubesi'nden polis Veli Tarım ile Beyoğlu Emniyeti'nden Kemal Güney gelmedi.
"İşkence" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçlamasıyla açılan davada, Aladağ ve Kaplan da hazır bulundu. Sanıkların ifadesiyle başlayan duruşmada, Ayhan Baştürk, asıl görev yerinin Fatih olduğunu ancak olay günü 1 Mayıs nedeniyle Beyoğlu'nda görevlendirildiğini aktararak, 1 Mayıs 2009'da saat 04.00'dan 16.00-17.00'ye kadar Taksim Meydanı'ndaki Mc Donald's'ın önündeki görev bölgesinden ayrılmadığını anlattı.
Aladağ ve Kaplan'ı ilk kez duruşmada gördüğünü ve olay yeri olarak geçen Alhatun Sokak'a da hiç gitmediğini belirterek, "Somut olarak ne ile suçlandığımı bilmiyorum. Doktor raporu ve teşhisi kabul etmiyorum" dedi.
SORUMLULUĞUM YOKTUR
Sanıklardan Ayhan Aktaş da, "Suçlamayı kabul etmiyorum, kimseyi dövmedim" derken, olay tarihinde Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü binasının 6'ıncı katında bulunduğunu ve olayları pencereden takip ettiğini, Aladağ ve Kaplan'ı ise emniyet binasına teşhis için getirildiklerinde gördüğünü ifade etti.
Dönemin İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürü, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Gökhan Özsavaş da, 1 Mayıs 2009'dan 10 gün önce il içinden ve dışından 10 bine yakın polisin takviye edildiğini anlatarak, "Olay günü bu kadar personele İstanbul sathında tek bir kişinin yönetmesi zor olduğundan her bölgede sorumlu müdür ve müdür yardımcısı arkadaşlar vardı. Ben o bölgede bulunmadım" dedi.
Özsavaş, olay günü sabah saatlerinde Şişli bölgesinde görev yaptığını, Taksim'e akşama doğru geçtiğini söyleyerek, "Benim bu konuda bir sorumluluğum yoktur. Öztürk Aladağ ve Naciye Kaplan'ı tanımıyorum" diye konuştu.
KAMERALARIN BULUNDUĞUNU BİLDİĞİMDEN YARDIM ETTİM
Çevik Kuvvet Şubesi'nde Komiser Yardımcısı Nuh Mete Damgacı ise, 2009 1 Mayıs'ında saat 04.00-16.00 arasında Tarlabaşı Bulvarı'nda görevli olduğunu kaydederek, "Müştekilerin ifade ettiği sokakların hiçbirinde ben yokum" dedi. Damgacı, "Sadece Naciye isimli şikayetçiyi isimlerini bilmediğim yüzleri kapalı iki robokop çevik kuvvet görevlileri eşliğinde getirildiğini gördüm.
Amir bilinciyle, olumsuz bir durum olmasın diye, kameraların da bulunduğu tarafımdan bilindiğinden aksayarak gelen şikayetçi Naciye'ye yardım etmek için getirenlerin, benim memurum olmamasına rağmen şahsın koluna girdim" diye konuştu. Olay sonrasında Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gitmediğini belirten Damgacı, suçlamaları kabul etmediğini de sözlerine ekledi.
AYHAN AKTAŞ, 6. KATTA DEĞİL, GİRİŞ KATINDAYDI
Şikayetçi Naciye Kaplan, Nuh Mehmet Damgacı'nın beyanını kabul etmediğini belirterek, "Çok kalabalık olduğu için çok fazla net olarak birebir Nuh Mehmet yakaladı diyemiyorum. Beni sokak ortasında bakkalın önünde polisler yeniden darp ettiğinde Nuh Mete vardı.
Beni oradan alıp İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürdüler. Nuh Mehmet beni emniyet binasının kapısına kadar götürüp orada farklı polislere teslim etti. Emniyet içinde huzurdaki polislerden Ayhan Aktaş'ı gayet net hatırlıyorum. Bana vurdu. Özellikle arkadaşım Öztürk'e vurdu. Hakaret etmeye başladı.
Ben teşhis sırasında da Ayhan Aktaş'ı fotoğrafta görmeden hemen tanıdım. Tutanak tutulmasını istediğimde 'Siz daha dayağa doymadınız mı? Çıkın gidin' tarzında beyanda bulundu. Ayhan Baştürk de emniyet içinde bana tekme attı, hakaret etti" diye konuştu.
Öztürk Aladağ ise, "Ben önce Alhatın Sokak'ta darp edildim. Alhatun Sokak'taki darp olayında polisler maskeli olduğu için teşhis edemedim. Emniyete götürüldüğümde Ayhan Aktaş 6'ıncı katta değil, giriş katındaydı. Odaya girdiğimizde televizyon izleyen polisler vardı. Bizi dövmeye başladılar. Benim dövülme olayıma Ayhan Aktaş müdahale etmiyordu. Beni döven polisleri de birebir tanıması gerekir. İlk başta Ayhan Aktaş vurmadı, daha sonra dahil oldu. Elinde misket vardı, 'Oyun oynayalım mı?' dedi, kafama vurdu" dedi.
Mahkeme, ifadelerin dinlenmesinin ardından 17 Şubat 2011 tarihine ertelendi.
GÖSTERMELİK DAVADAN BİR SONUÇ ÇIKMAYACAKTIR
Öte yandan Demokratik Haklar Platformu üyeleri de Aladağ ve Kaplan'a destek olmak için Adliye binası önünde toplandı.
"Demokratikleşiyoruz yalanlarına karnımız tok, demokrasi devrimle gelecek" yazılı pankart açan grup adına açıklama yapan Cemal Doğan, "Üst düzey komutanların görevden alınması ya da tutuklanması, işkenceci polisler ve amirleri hakkında davalar açılması büyük bir olaymış gibi demokrasi fırtınaları koparılmakta, halka bu sahte görüntülere secde edilmesi nasihatleri yapılmaktadır" diyerek, Türkiye'de hala insanların düşüncelerinden dolayı baskı ve gördüklerini söyledi.
Doğan, "1 Mayıs 2009 günü Taksim 1 Mayıs alanına girmeye çalışan binlerce emekçiye yönelik gözü dönmüş bir şiddet politikası hayata geçirilmiştir. İşçi ve emekçiler öldüresiye dövülmüş, kanunsuz olarak gözaltına alınmış ve biber gazından kaynaklı bir vatandaşımız hayatını kaybetmişti.
Bunlar polis teşkilatının artık sıradanlaşmış uygulamalarıdır. Kolluk kuvvetleri bu kadar rahat davranma gücünü yasalardan almaktadır. Çünkü yasalar işkencecileri, katilleri koruyup kollamaktadır. Bir kaç polisi göstermelik olarak yargılamak yada cezaya çarptırmak, mecbur kalmadıkça uygulanan bir husus değildir.
1 Mayıs yürüyüşlerinde polisin uyguladığı terör kamuoyunda tepkiye yol açmasa idi bugün bu konu ile ilgili bir duruşmaya şahit olmayacaktık. Bugün başlayan göstermelik davadan bir sonuç çıkmayacaktır. Patronların ve ağaların elinde oyuncak olan yargıya güvenmiyoruz, bağımsızlığına inanmıyoruz" diye konuştu.