1 Mayıs'ta Taksim'e çıkmak isteyenlere yapılan baskınlar sonucu gözaltına alınan 12 kişi hakim karşısına çıktı

Haber: Gaye Şeyma CAN/ Kamera: Onur DURSUN

(İSTANBUL) - Anayasa Mahkemesi'nin kararına da dayanarak 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isterken Saraçhane'de polisle karşı karşıya gelen ve evlerinden gözaltına alınarak haklarında değişik suçlamalarla dava açılan 8'i tutuklu 12 kişi hakim karşısına çıktı. Sanıklar, anayasal haklarını kullanarak Taksim'e çıkmak istediklerini söyledi. Mahkeme, ilk duruşmada tutuklu sanıkların tamamının tahliyesine karar verdi.

İstanbul'da 1 Mayıs kutlamalarında Saraçhane'den Taksim'e yürümek isteyenlere yönelik yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 12 kişi hakkında "görevi yaptırmamak için direnmek", "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak", "kasten yaralama" ve kamu malına zarar verme" iddialarıyla açılan davanın ilk duruşması, İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya, 15 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ile avukatlar, sanık yakınları katıldı.

"Anayasal hakkımı kullandım"

Duruşmada ilk savunmasını yapan Fatmanur Uğur,  şunları söyledi:

"Anayasal hakkımı kullanarak 1 Mayıs'ı kutlamak için Saraçhane'ye gittim. Anayasa Mahkemesi'nin kutlanabileceği konusunda kararı var. Saraçhane'ye gittik. Kitlesel, meşru bir eylemdi. Kaçak gidildiği gibi ifadeler doğru değildir. Küçükçekmece'deki evimden oraya gidene kadar bir engellemeyle karşılaşmadım. Özgür Özel de oradaydı. DİSK görüşmeler yapacaktı. Taksim'e geçiş mümkün gibi görünüyordu. DİSK temsilcilerini bekledik. Bir anda ortada kaldık. Parktan bir kitle gelmeye başladı. Mümkün mertebe geri çekilmeye çalıştım. Arada sıkıştım. Bir arkadaşımızın gözüne plastik mermi gelmiş, görme yetisini kaybetmiş. Birinin de kaşı yarılmış. 'Kasten yaralama' gibi bir iddia var. Ben alandan uzaklaşmaya çalıştım. 2 aydır tutukluyuz. Bize flu bir fotoğraf gösterildi. Bununla hukuksuz olarak tutuluyoruz. Ben esnafım, dükkanımı açamıyorum. 1 Mayıs'tan 5 gün sonra gözaltına alındım. 'Kaçma şüphesi' deniliyor. Evime mi kaçtım ben? Tahliyemi talep ediyorum."

"1 dakika için 2 aydır tutukluyum"

Sanıklardan Ahmet Özgür Erdoğan ise mahkemedeki ilk savunmasında inşaat sektöründe çalışanların haklarının verilmediğini ve bu amaçla yürüyüşe katıldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Ben 11 yıldır makine mühendisiyim. Çalışma hayatım şantiyelerde geçti. İşçilere temel haklarının verilmediğini gördüm. Hakkını arayanlar da mimlenmekte ve iş bulmaları zorlaştırılmaktadır. İddianamede 'yasaklı yürüyüş' ifadesi yer almakta. Ben oraya metroyla gittim. Çeşitli arama noktalarından geçtim. Bize yasak olduğuna dair uyarıda bulunulmadı. Ayrıca polis memurlarını yaralama yönündeki suçlamaları kabul etmiyorum. Herhangi bir polis memuruyla fiziksel temasta bulunmadım. Arada kaldım sıkıştım. Ancak o esnada kalkana tutunmuş olabilirim. Herhangi bir uyarı duymadım. 12.43'te anons yapıldı. 12.44'te dağılmadığımız belirtildi. 1 dakika için 2 aydır tutukluyum. Çağırılsaydım ifadeye gelirdim. Şafak operasyonuyla alındım. Kariyerim var, kaçma şüphem yoktur."

"Plastik mermi söz konusu değildir"

Olayda yaralanan müşteki polislerden biri ise, "Plastik mermi kullanımı söz konusu değildir, kullanılan biber gazıdır. Yukardan atılan kaldırım taşları sonucu omzumdan yaralandım. 3 gün çalışamadım" dedi.

"Başımdan yaralandım 15 dikiş atıldı"

Olayda başından yaralanan bir başka polis memuru da, "Başımdan yaralandım. 15 dikiş atıldı, 24 gün işe gidemedim. Kişisel bakımımı dahi yapamadım. Biz görevimizi yapıyorduk. Biz de emekçiyiz. Şikayetçiyim. Yüzümde bu dikiş izlerini taşıyorum" ifadelerini kullandı.

Tüm sanıklar hakkında tahliye kararı

Ara kararını açıklayan mahkeme tüm tutuklu sanıkların tahliyesine karar verdi.

"41 kişi tutukluydu 33 kişi kaldı. Onları da alacağız"

Kararın ardından bir grup İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Sanık avukatlarından Ezgi Önalan, yargılamanın ve gözaltıların hukuksuz olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bugün buraya 12 arkadaşımızın yargılandığı 8'inin tutuklu tutulduğu dosya için geldik. 1 Mayıs dosyası için geldik. Biz hukukçular olarak Çağdaş Hukukçular Derneği olarak, diğer hukuk kurumları ve örgütleri olarak başından beri bu dosyanın hukuksuz olduğunu her fırsatta ifşa ettik. Her fırsatta tekrar tekrar söyledik. İstanbul'un bütün yollarını kesenlere söyledik. O yollardan geçtik. Saraçhane'ye vardık. Saraçhane'den Taksim'e yürümek istedik. O Bozdoğan Kemerini o hale getirenlere söyledik. Gözaltına alınanlar, tutuklananlar oldu. Hakimlere, savcılara anlattık derdimizi ve hiçbir delile, hiçbir resmi yasak kararına dahi ihtiyaç duymadan bu dosyadan 82 kişiyi, sadece Taksim'e çıkmak istediği için Taksim'de bir Mayıs'ı en temel hakkı olan 1 Mayıs'ı kutlamak istediği için tutukladılar. (Bütün 1 Mayıs dosyalarından) Bugün 41 kişi tutukluydu. Artık 33 kişiye düştük. Tabii ki bu bir başarı değil, bizim için. Biz bundan çok daha fazlasını yapacağız. Biz kalan 33 arkadaşımızı almakla kalmayacağız, hukuksuz tüm Taksim yasaklarını meydanlara çıkma yasaklarını, sokağa çıkma yasaklarını, kayyumları, hukuksuz bütün kararlarınızı alaşağı edeceğiz. Hepsini alacağımızı en baştan beri söylüyorduk ve alıyoruz."