Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

21 ilde daha okullar tatil edildi

21 ilde daha okullar tatil edildi

1 Mayıs - Bakırköy Halk Pazarı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, kıdem tazminatının yük değil, işçilerin hakkı olduğunu belirterek, "Kıdem tazminatı, işten çıkarılan işçinin evine götürdüğü ekmektir.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, kıdem tazminatının yük değil, işçilerin hakkı olduğunu belirterek, "Kıdem tazminatı, işten çıkarılan işçinin evine götürdüğü ekmektir. Kıdem tazminatı, işçinin iş güvencesidir." dedi.

Beko, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından Bakırköy Halk Pazarı'nda 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla düzenlenen kutlama programındaki konuşmasına işçileri, emekçileri, katılımcıları, dünyanın dört bir yanında 1 Mayıs'ı kutlayanları selamlayarak ve 1 Mayıs 1977'de Taksim'de hayatını kaybedenleri anarak başladı.

Kani Beko, 1 Mayıs'ın kutlanmasına izin verilmeyen Taksim Meydanı'na çıkmak istedikleri gerekçesiyle gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi.

Kıdem tazminatı konusuna değinen Beko, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasından önce, bununla ilgili uyarıda bulunduklarını ve haklı çıktıklarını aktararak, "Kıdem tazminatı; yük değil, işçilerin hakkıdır. Kıdem tazminatı, işten çıkarılan işçinin evine götürdüğü ekmektir. Kıdem tazminatı, işçinin iş güvencesidir." diye konuştu.

Beko, işçilerin kendilerine verilen sözleri unutmadığını, 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce taşeronlara kadro sözü verildiğine işaret ederek, "Buradan bir daha sesleniyorum; görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar duysun, taşeron işçi kardeşlerimiz kadro alıncaya kadar bedeli ne olursa olsun mücadelemiz devam edecek." ifadelerini kullandı.

"Gün artık şikayet etme günü değil"

"Kiralık işçi" konusuna ilişkin görüşlerini de dile getiren Beko, "Köleliğe teslim olmayan işçiler kazanacak, köle satan tüccarlar kaybedecek." dedi.

Beko, Türkiye'de her 5 işçiden 3'ünün işsiz olduğunu, "işsizlik rekoru" kırılarak tarihe geçildiğini savunarak, "Buradan ülkeyi yönetenlere sesleniyorum; OHAL ilan edip KHK'larla yüz binlerce kamu emekçisini ihraç ettiler. Mahkeme kararı olmadan 85 belediyede bugün kayyum var. Dolayısıyla kayyum, bin 500'ün üzerindeki işçi arkadaşlarımızı işten attılar. Bunların gidebilecek bir mahkemeleri bile yok." diye konuştu.

Anayasa değişikliğine değinen Beko, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu anayasa içinde işçiler var mı? Köylüler var mı? İşsizler var mı? Gençler var mı? Peki bu anayasanın içinde Kürt sorunu var mı? Biz neden 'hayır' dedik? Bu anayasa bizim anayasamız değil ama şunu haykıralım; biz bu topraklarda 85 milyon yaşayan insanın anayasasını yapmak için önümüzdeki dönemde birlikte mücadele edeceğiz. Bizim anayasamız, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, laik ve sosyal bir anayasa olması gerekir. Gün artık şikayet etme günü değil. Gelin hep beraber karanlığa küfretmeyelim, aydınlık bir ülke için birer meşale yakalım."

İstanbul'da 1 Mayıs

KESK Genel Başkanı Özgen:

"Sendikal hak ve özgürlüklerimiz KHK'lar ile yasaklanmaya devam ediyor. Arkadaşlarımız hakkında soruşturmalar, keyfi uygulamalar devam ediyor. 3 binin üzerinde KESK üyesi işten atıldı. Sizin OHAL yasanıza, KHK'larınıza, soruşturmalarınıza boyun eğmiyoruz, korkmuyoruz, geri adım atmıyoruz. Seyit Rıza'nın dediği gibi, biz sizlerin yalanlarınıza, dolanlarınıza ve bütün ithamlarınıza karşı boyun eğmeden, diz çökmeden mücadeleye devam edeceğiz"

"Biz emekçiler, ezilenler, yoksullar, bu ülkenin üretenleriyiz. Bu ülkenin üretenleri olarak bu ülkenin ortak geleceğinin sahibiyiz. Bizim demokratik bir toplum ve demokratik ülke kurma şiarımız eşitlik, barış, özgürlük ve bir arada ortak yaşamla hayata geçecektir. Bunun nüveleri bugün burada vardır. Bunun nüveleri 16 Nisan referandumuyla bu ülkenin yarısı olduğumuz ortaya konularak kanıtlamış durumdadır"

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, "Sendikal hak ve özgürlüklerimiz KHK'lar ile yasaklanmaya devam ediyor. Arkadaşlarımız hakkında soruşturmalar, keyfi uygulamalar devam ediyor. 3 binin üzerinde KESK üyesi işten atıldı. Sizin OHAL yasanıza, KHK'larınıza, soruşturmalarınıza boyun eğmiyoruz, korkmuyoruz, geri adım atmıyoruz. Seyit Rıza'nın dediği gibi, biz sizlerin yalanlarınıza, dolanlarınıza ve bütün ithamlarınıza karşı boyun eğmeden, diz çökmeden mücadeleye devam edeceğiz." dedi.

Özgen, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB önderliğinde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Bakırköy Halk Pazarı'nda düzenlenen kutlamadaki konuşmasına, 1 Mayıs 1977'de ve 10 Ekim Ankara terör saldırısında yaşamını yitirenlerin önünde saygıyla eğildiğini ve anılarına bağlılığını ifade ederek başladı.

16 Nisan'da ülkenin emekçileri, işçileri, ezilen ötekileri ve muhalif demokrasi güçlerinin kendi 'hayır' taleplerini dile getirdiğini aktaran Özgen, "Biz emekçiler de referandum sürecinde kendi 'hayır' taleplerimizi, bu ülkenin ötekilerinin 'hayır' talepleriyle ortaklaştırarak, bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. KHK hükmünde kararnamelere, OHAL'e, baskıya, gözaltıya, tutuklamalara, iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına, kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına, iş cinayetlerine, iş yerlerinde mobbinge, soruşturmaya 'hayır' demiştik. Böylelikle bu ülkenin ezilen bütün kesimleri iradelerini ortaklaştırdı. Onlar her zamanki gibi hileleriyle, yalanlarıyla, hırsızlıklarıyla bizlerin iradesini çaldı. Bu referandumun sonuçları şaibelidir. Bu sonuçları, bu ülkenin yarısı olarak kabul etmediğimizi belirtiyor ve buradan bir kez daha 'hayır' demeye devam ediyoruz." diye konuştu.

Özgen, OHAL ve KHK'larla 100 bin kamu emekçisinin işinden edildiğini, 10 binlerce kamu emekçisinin açığa alındığını kaydederek, "Sendikal hak ve özgürlüklerimiz KHK'lar ile yasaklanmaya devam ediyor. Arkadaşlarımız hakkında soruşturmalar, keyfi uygulamalar devam ediyor. 3 binin üzerinde KESK üyesi işten atıldı. Sizin OHAL yasanıza, KHK'larınıza, soruşturmalarınıza boyun eğmiyoruz, korkmuyoruz, geri adım atmıyoruz. Seyit Rıza'nın dediği gibi, biz sizlerin yalanlarınıza, dolanlarınıza ve bütün ithamlarınıza karşı boyun eğmeden, diz çökmeden mücadeleye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin her yerinde mücadeleye devam ettiklerini belirten Özgen, bugün bütün illerde, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Diyarbakır'da, Van'da, Samsun'da, Trabzon'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir araya gelenleri selamlayarak, ülkenin bütün ötekilerinin bir arada mücadele yürütmesi gerektiğini dile getirdi.

"İçeride diyalog ve barış süreci dışında başka bir seçenek yok"

Lami Özgen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz, bu ülkenin işçileri, emekçileri, ezilen bütün kesimleri, içeride ve dışarıda savaşa karşı barış talebimizde ısrarcıyız, barış mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Çalışma yaşamında toplumsal barışa ihtiyaç olduğu gibi toplumun bütün kesimlerinin bir arada yaşama iradesi için de barışa ihtiyaç var. Bu yüzden içeride ve dışarıda yürütülen savaş politikalarını kabul etmiyoruz. AKP'ye 'Bu savaş politikalarından vazgeç' diyoruz. İçeride diyalog ve barış süreci dışında başka bir seçeneğin olmadığını bir kez daha ifade ediyoruz. Bu ülkenin halkları ve ezilen bütün ötekileri, kardeşçe, barış içinde, bir arada yaşamak istiyor."

Özgen, "Biz emekçiler, ezilenler, yoksullar, bu ülkenin üretenleriyiz. Bu ülkenin üretenleri olarak bu ülkenin ortak geleceğinin sahibiyiz. Bizim demokratik bir toplum ve demokratik ülke kurma şiarımız eşitlik, barış, özgürlük ve bir arada ortak yaşamla hayata geçecektir. Bunun nüveleri bugün burada vardır. Bunun nüveleri 16 Nisan referandumuyla bu ülkenin yarısı olduğumuz ortaya konularak kanıtlamış durumdadır." ifadelerini kullandı.

1 Mayıs - Bakırköy Halk Pazarı
Kaynak: AA / Güncel
title