1 Liralık Tuvalet Ücreti" Cinayeti Davasında Karar Değişmedi
Maslak'taki bir caminin şadırvan işletmecisi Fırat Karavil'in, 1 liralık tuvalet ücreti nedeniyle çıktığı belirtilen tartışma sonucu öldürülmesine ilişkin yargılanan Selahattin İnci, "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 12 yıl 6 ay, kardeşi Mustafa İnci ise diğer suçlardan 2 yıl 7...
Maslak'taki bir caminin şadırvan işletmecisi Fırat Karavil'in, 1 liralık tuvalet ücreti nedeniyle çıktığı belirtilen tartışma sonucu öldürülmesine ilişkin yargılanan Selahattin İnci, "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 12 yıl 6 ay, kardeşi Mustafa İnci ise diğer suçlardan 2 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nin (istinaf), İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından daha önce verilen kararı, kardeş olan iki sanığın aynı avukat tarafından savunulması gerekçesiyle usulen bozması sonrasında davanın 6. duruşması gerçekleşti.
Tutuklu sanık Selahattin İnci ile tutuksuz sanık Mustafa İnci'nin katıldığı duruşmada, müdahil Candan Yavuz ile diğer müdahillerin avukatları da hazır bulundu.
Adli Tıp Kurumu'na gönderilen dosyanın döndüğü belirtilen duruşmada, Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun raporunda, "sanık Mustafa İnci'nin olay tarihi 18 Haziran 2016'da suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğunun" bildirildiği ifade edildi.
"Meşru müdafaa" hükümlerinin uygulanması talebi
Duruşmada, savcının sanıkların cezalandırılması talebine yönelik mütalaasının okumasının ardından mahkeme heyeti davayı karara bağlayacağını belirtti ve sanıklara son sözlerini sordu.
Sanık Selahattin İnci, "Pişmanım. Böyle bir şeyin olmasını istemezdim. Ölene Allah'tan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Adalete güveniyorum." dedi.
Selahattin İnci'nin avukatlarından Muammer Oran da müvekkilinin öldürme kastıyla hareket etmediğini ve palayla saldıran maktule karşı kendini korumak amacıyla ateş ettiğini öne sürerek, lehe olan tüm hükümlerin uygulanmasını talep etti. İnci'nin diğer avukatları da meşru müdafaa hükümlerinin uygulanmasını istedi.
Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, Selahattin İnci'nin, "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına, "ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçundan ise, suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatine hükmetti.
Heyet, diğer sanık Mustafa İnci'ye ise, "silahlı tehdit" suçundan 1 yıl 8 ay, "ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçundan 10 ay ve "suçu üstlenmek" suçundan da 1 ay 7 gün olmak üzere 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası verilmesini kararlaştırdı.
1 liralık tuvalet ücreti tartışması sonrası cinayet
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 18 Haziran 2016'da Maslak Üçyol Camii'nin tuvaletine giden Bayram Aydınalp'ın, 1 liralık tuvalet ücretini ödemek için caminin şadırvanını işleten Fırat Karavil'e 200 lira verdiği, Karavil'in evine gidip eşine parayı bozdurduğu ve 1 liralık tuvalet ücretini aldıktan sonra paranın üstünü Bayram Aydınalp'e verdiği anlatıldı.
Taraflar arasında 200 liralık banknotun bozulması nedeniyle tartışma çıktığı belirtilen iddianamede, bağrışmalar sonucu Aydınalp'in yakın akrabası olan Mustafa İnci, Selahattin İnci ve Mehmet Ali İnci'nin de şadırvana geldikleri, burada Fırat Karavil ile tartıştıkları aktarıldı.
Mustafa İnci'nin tartışma sırasında belinde taşıdığı silahı çıkartarak Fırat Karavil'e ateş etmek istediği ancak orada bulunanlar tarafından engellenerek dışarı çıkartıldığı anlatılan iddianamede, Selahattin İnci'nin kardeşi Mustafa İnci'den silahı aldığı ve elinde kesici alet olan palayla depo kapısında bulunan Fırat Karavil'e bir el ateş ederek öldürdüğü kaydedildi.
İstinaf Mahkemesi'nde usulen bozma
İddianameyi kabul eden İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda Selahattin İnci'nin, "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 12,5 yıl, Mustafa İnci'nin ise, "silahlı tehdit, ateşli silahlar kanununa muhalefet ve suçu üstlenmek" suçlarından toplam 2 yıl 7 ay 7 gün yıl hapis cezasına çarptırılmasına hükmetmişti.
Kararın temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yakın akrabalık ilişkisi ve menfaat çatışması bulunduğu gerekçesiyle sanıkların savunmalarının ayrı avukatlar tarafından yapılması gerektiğini belirtip, mahkemenin kararını usulen bozmuştu.