1 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
"afganistan'da, Irak'ta, Yemen'de, Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da, Suriye'de, Somali'de.
"afganistan'da, Irak'ta, Yemen'de, Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da, Suriye'de, Somali'de... Soruyorum kimler ölüyor, kimler öldürülüyor? Ne adına, niçin? Hep ölen ve öldürülenler ağırlıklı olarak Müslümanlardır. Bu kendi medeniyet ailesini üstün görme ve diğer medeniyetleri ötekileştirme anlayışı, bugün dünya barışının önündeki en büyük engeldir."
" Medeniyetler İttifakı Projesi, aslında bir BM projesi haline gelmiştir ve yüzü aşkın ülke, uluslararası kurum ve kuruluş da bu projeyi artık destekliyor."
"Tahrir'in gençleriyle Yunus Emre Kültür Merkezi'nde toplantı yaptık. O gençlerin gözleri cıvıl cıvıldı. Bütün her şeye rağmen ben Tahrir'in gençlerine inanıyorum."
?
Haber: Gülseli ÖZDEMİR - Kamera: Çağatay KENARLI - İstanbul DHA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) tarafından hazırlanan "Batıya Doğru Akan Nehir" medeniyet belgeselinin tanıtım gecesinde yaptığı konuşmada, medeniyet tartışmalarının öne çıktığı bir dönemde böyle bir belgeselin hazırlanmış olmasını önemsediğini söyledi. Başbakan Erdoğan, medeniyet kavramının, Batı terminolojisine çevrildiğinde esas mecrasından çıkarıldığını, dünyanın zayıf ülkeleri üzerinde bir tahakküm aracına dönüştürüldüğünü söyledi. Güçlü olanların, dünyada tek tip bir medeniyet tanımı yaparak, diğer medeniyetleri tahkir ve tezyif ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu büyük yanlış ne yazık ki bugün de aşılabilmiş değildir. İşte şu anda Afganistan'da, Irak'ta, Yemen'de, Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da, Suriye'de, Somali'de... Soruyorum kimler ölüyor, kimler öldürülüyor? Ne adına, niçin? Hep ölen ve öldürülenler ağırlıklı olarak Müslümanlardır. Bu kendi medeniyet ailesini üstün görme ve diğer medeniyetleri ötekileştirme anlayışı, bugün dünya barışının önündeki en büyük engeldir."
"ULUSLARARASI KURUM VE KURULUŞ DA BU PROJEYİ DESTEKLİYOR"
İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile bir araya gelerek birlikte medeniyetler çatışmasının önüne geçecek bir adım atmaya karar verdiklerini belirten Erdoğan, şunları şöyledi: "Bu adım da bir Medeniyetler İttifakı Projesi olsun' dedik. 'Acaba bizi
destekler mi, yalnız kalır mıyız, bu işi başlatalım bakalım nereye varırız' dedik. Başlattık. O bir sosyal demokrattı. Ben de Türkiye'de muhafazakar demokrat bir partinin lideriydim. Bu işi bir BM projesi haline getirelim dedik. Kofi Annan'ın son dönemiydi ve bir BM projesi haline getirdik. Medeniyetler İttifakı Projesi, aslında bir BM projesi haline gelmiştir ve yüzü aşkın ülke, uluslararası kurum ve kuruluş da bu projeyi artık destekliyor."
"KİMSE MEDENİYETİN TEMSİLCİSİ OLDUĞUNU İDDİA EDEMEZ"
Başbakan Erdoğan, "O kadar evrensel değer, o kadar demokrasi, o kadar özgürlük ve eşitlik vurgusuna rağmen, dünya haritasına bir bütün olarak baktığınızda, bu kavramların gerçekte ne kadar evrenselleştiğini görürsünüz" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşte bunun en son ve en açık örneği ne yazık ki Somali'dir. Bugün Somali'de yaşanan trajediyi sonlandırmayan, bir lokma ekmek, bir damla su bulamadığı için ölen Somalili, Etiyopyalı, Kenyalı çocuğa merhamet elini uzatmayan bir dünya gerçeğiyle karşı karşıyayız. Gelişmiş ülkeler bu noktada medeniyet kavramını, 'Biz bundan nasibimizi aldık' demek suretiyle ifade edemezler. Zira buraya uzanan el yok. Uzanan ellerin niçin olduğunu yaşayan bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Böyle bir dünyada kimse ama kimse evrensel değerlerin, medeniyetin temsilcisi olduğunu, demokrasinin beşiği olduğunu iddia edemez."
"TAHRİR'İN GENÇLERİNE İNANIYORUM"
Bugün bütün dünya ile diyalog halinde olduğumuzu, bu çok yönlü iletişimin bütün imkan ve araçlarına sahip olduğumuzu belirten Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "İnsanlık kendi tarihini de, başkalarının tarihini de yeni araçlar üzerinden okuyor, izliyor, takip ediyor. Tahrir'in gençleriyle Yunus Emre Kültür Merkezi'nde toplantı yaptık. O gençlerin gözleri cıvıl cıvıldı. Bütün her şeye rağmen ben Tahrir'in gençlerine inanıyorum. Yakın zamanlara kadar çok büyük kültürel taarruzlara maruz kaldık. Belki geçmişte bu taarruzlara karşı kendi sözümüzü söyleme imkanını bulamıyorduk ama artık bu durum değişmiştir. Bugün bir yandan medeniyetimize yapılan saldırıları göğüsleyebilecek, bir yandan da kendi eksiklerimizi telafi edebilecek durumdayız."
Yeryüzü çapında yaşanan bütün bu gelişmeleri entelektüellerin, yazarların, sanatçıların, sinemacıların, akademisyenlerin yakından takip ederek dünyaya Türkiye'nin mesajını, konumunu aktarmak, anlatmak durumunda olduklarını belirten Erdoğan, "İşte bugün tanıtım toplantısında olduğumuz bu belgeselin de böyle bir çabanın ürünü olduğunu düşünüyorum" dedi.
?