Yarası Kapanmayan Hastaların İmdadına Bu Merkez Yetişiyor

Yarası kapanmayan hastaların imdadına bu merkez yetişiyor

30 yataklı ünite hiç boş kalmıyor

ESKİŞEHİR - Eskişehir'de bulunan Yara Bakım Merkezi'ne, yarası kapanmayan hastalar son çare olarak başvuruyor.

Türkiye'nin en büyük "Yara Bakım Kliniği" olma özelliğini taşıyan ünite, Yunus Emre Devlet Hastanesi İki Eylül Hizmet Binası içerisinde bulunuyor. Toplam 30 yataklı ünitede, özellikle diyabetik hastaların yaraları tedavi altına alınıyor. Bunu yanında bir çok büyük yaraya da müdahale eden ünite çalışanları, hastaların enfeksiyon kapmamaları için ise büyük bir özveri ile çalışıyorlar. Hijyenin ve kontrolün elden bırakılmadığı merkeze, hastalar tarafından ise büyük bir talep var. Tamamı dolu 30 yatağın bulunduğu üniteye, durumuna ve doktor yönlendirmesine göre hasta kabul ediliyor.

"Önceden mezar gibi boşluk vardı"

Hastalardan Mehmet Acar, ayağında oluşan büyük yaranın hikayesini anlattı. Yara Merkezi ile tanıştıktan sonra hızlı bir iyileşme süreci yaşadığınıi sevinerek anlatan Acar, "Bisiklet kazası yaptım. En baştan ben buraya gelseydim, 1,5-2 ay sonra değneksiz gezerdim. Küçücük bir yara için platin koydular. Yürümeye başlamıştım. Kontrole giderken ameliyata aldılar. Platini çıkardılar, temizlediler ve Kütahya'ya, sonrasında buraya yolladılar. Artık seviniyorum. Kurtuluyorum ve bacağım doldu. Önceden mezar gibi boşluk vardı. Tedaviden memnunum. Biraz önce bir kaç telefon geldi. Onlara iyi baktıklarını ve doktorların bir başka olduğunu söyledim. İlgileniyorlar benimle. Muayene ve pansumanımı yapıyorlar" dedi.

"Yara yavaş yavaş kapanmaya başladı"

Bir başka hasta Abdullah Oğuz ise, şeker hastası olduğunu ve düşme sonucu ayağında yara oluştuğunu aktardı. Merkezde oksijen tedavisi aldığını söyleyen Oğuz, "Ankara'da kardeşimlerde kalırken düştüm. İlk önce bacağım kırıldı. Sonrasında Ankara'da ameliyat ettiler. Bir müddet orada kaldıktan sonra Eskişehir'e geldik. Eskişehir'de yara ünitesine müracaat ettim. Topuğumun altında bir yara vardı ve bir türlü iyileşmiyordu. Ayağımın üzerine basamıyordum. Yara ünitesinde tedavim başladı. Oksijen tedavisi alıyorum 20 gündür. Yara yavaş yavaş kapanmaya başladı. Oksijen tedavisi ile yaranın iyileştiği gözükünce tedaviye devam etmemi söylediler. Tedaviye devam ediyorum ve yaramın kapanacağına eminim. Hastane hakkında konuşmam gerekirse çok değerli hocalarımız var. Bakıcılar, temizlik, yemek hepsi çok iyi. Ben burada bir ayı geçkin bir süredir tedavi görüyorum. Herhalde 20 gün daha tedavi görürsem taburcu olurum" şeklinde konuştu.

"Tüm bölgeden hasta geliyor"

Yunus Emre Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı ve aynı zamanda hastaneye bağlı Yara Bakım Merkezi'nin koordinatörü Doktor Nevin Aykın, çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Merkezin henüz çok yeni olmasına rağmen Türkiye'nin çeşitli illerinden hastaların müracaat ettiğine dikkat çeken Doktor Aykın, "Merkezimiz Ocak 2017'den beri hizmet veriyor. 16 hemşiremiz, 5 tane yara bakım elemanımız var ve 30 yataklı bir servis ile hizmet veriyoruz. Servisimizde daha çok kronik dediğimiz yara tipine sahip olan hastalar tedavi ediliyor. Mesela diyabetik hastaların ayak yaraları, basıya bağlı oluşmuş yaralar, atardamar ve toplardamarların fonksiyon bozukluklarına bağlı oluşan yaralar ya da varis yararı tedavi ediliyor. Merkez henüz çok yeni ama tüm bölgeden hasta geliyor. Bunun yanı sıra Türkiye genelinden birçok hasta duyup geliyor. Yara merkezinin özelliği aslında bu tip hastaların multidisipliner dediğimiz yaklaşımlara ihtiyaçları var. Onların sorunlarını çözmek için tek bir branş tedavisi yeterli değil. Çünkü şeker hastalarının diyabetten kaynaklanan bir takım dahili problemleri var, damarda da problemleri var. Üstüne enfeksiyon binmiş oluyor, beslenmeleri bozuk oluyor. Bunun gibi hastalara uygun olan yaklaşımların hepsini yaparak, en kısa sürede sonuca ulaşamaya çalışıyoruz. Çünkü bu hastalar dışarıda doktor doktor poliklinik poliklinik dolaşıyorlar. Burası 30 yataklı bir kurum. Aslında Türkiye'deki en büyük yara merkezlerinden birisi olmasına rağmen zaman zaman yatak sıkıntısı çekiyoruz. Poliklinikler kalabalık olabiliyor. Öncelikle tabi ki bir başka hekimin yönlendirmesini tercih ediyoruz" diye konuştu.