Çağlayan'da şehit edilen Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın babası: Haberi görünce içimiz gitti
Çağlayan Adliyesi önünde teröristlerin polis noktasına saldırı girişimi sonrasında 8 yıl önce adliyede şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın babası Hakkı Kiraz, "Haberi görünce içimiz gitti, hanımla birbirimize baktık, tekrar 31 Mart 2015'e gittik. Oğlumuz gözümüzün önüne geldi. Çok iyi bilsinler bu milleti yıldıramazlar." dedi.
İstanbul Adliyesi önünde DHKP/C'li 2 teröristin polis noktasına saldırı girişiminde 1 vatandaş hayatını kaybetti, 3'ü polis 5 kişi de yaralandı. Saldırıda 2 terörist etkisiz hale getirilirken 8 yıl önce aynı adliyede teröristler tarafından şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın babası Hakkı Kiraz, "Haberi görünce içimiz gitti, hanımla birbirimize baktık, tekrar 31 Mart 2015'e gittik. Oğlumuz gözümüzün önüne geldi. Bir canımız varsa veririz, bin canımız da olsa feda ederiz çünkü biz bu ülke için yaşıyoruz. Çok iyi bilsinler ki bu milleti yıldıramazlar" dedi.
"OĞLUMUZ GÖZÜNÜN ÖNÜNE GELDİ"
2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında terör örgütü DHKP-C üyeleri tarafından rehin alınarak 46 yaşındayken acımasızca şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın 74 yaşındaki babası Hakkı Kiraz, dünkü saldırıyla ilgili konuştu.
Saldırıyı eşiyle televizyon izlerken öğrendiğini, büyük üzüntü duyduğunu aktaran Kiraz, teröre karşı birlik ve beraberlik çağrısı yaparak terör örgütlerinin emellerine ulaşamayacaklarını ifade etti. Baba Kiraz'ın evindeki Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmeden önce kullandığı bilgisayar, telefon gibi eşyalar da kameraya yansıdı.
"Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın babası Hakkı Kiraz, "Terörü baştan lanetleyelim, Allah kahretsin, böyle bir şey olamaz. 6 Şubat; malum bu ülke büyük bir deprem geçirdi. Bir baktık aniden bir altyazı geçti, tıpkı 31 Mart 2015 günü oğlumuzun rehin alındığı gibi bir haber geçti. Allah'a çok şükür ki hamdolsun, içeriye girememişler. Allah milletimizi, devletimizi, polisimizi de korusun. Tebrik ediyorum onları, içeriye sokmamışlar, girememişler, belalarını da buldular. Bir vatandaşımız da maalesef vefat etmiş, şehit olmuş ona da rahmet diliyoruz.
"HABERİ GÖRÜNCE AYAĞA KALKAMADIK"
Biz bu olayı yaşamış, görmüşüz, yaralı polis kardeşlerime çok çok geçmiş olsun diyorum, gözlerinden öpüyorum. Duygulanıyorum yani bu ülkeden ne istiyorsunuz? Evimizde oturuyorduk, olayı televizyonda haber verince gerçekten içimiz gitti. Ayağa kalkamadık, hanımla birbirimize baktık, tekrar 31 Mart 2015'e gittik. Oğlumuz, bu millet, devlet gözümüzün önüne geldi. Tarifi mümkün değil, insanın duygulanmaması için yüreğinin taş olması lazım veya insan sıfatından çıkmış olması lazım. İnsan demeyeceğim, bunlar insanlıklarını yitirmişler. Kaç kişiyi yasa boğacaktınız bu akşam, ne olacaktı, elinize ne geçecekti? Bir canımız varsa veririz, bin canımız da olsa feda ederiz çünkü biz bu ülke için yaşıyoruz, bu millet için yaşıyoruz herkes de öyle "dedi.
"MÜBAREK GECEDE BEDDUA ETMEK İSTEMİYORUM"
Terör eylemlerinin amacına ulaşamayacağını söyleyen baba Kiraz, "Bir tane oğlum beş tane kızım vardır. Allah herkesin evladını da kendine bağışlasın birisi oğlum dediği zaman benim de eşimin de yüreği cız ediyor. Bu mübarek gecede beddua etmek istemiyorum. Bu ülkenin birlik, beraberliğine, bu ülkenin bekasına göz dikenleri Allah bildiği gibi yapsın, yasımız, acımız büyük. Çok iyi bilsinler ki bu milleti yıldıramazlar, bu millet asla ve asla yok olmayacaktır ve emellerine de ulaşamayacaklardır ama onları işletenler, bu yöne sevk edenler bilsinler ki bu millette bu birlik, beraberlik, bu inanç olduğu sürece bu milletin sırtı yere gelmez. Allah milletimize, devletimize zeval vermesin" diye konuştu.
"OĞLUMUZU HATIRLAMADIĞIMIZ BİR GÜN YOKTUR"
Saldırı sonrası oğlunun aklına geldiğini anlatan Kiraz, "Tarif etmem mümkün değil, elbette ki orada çalışan her hakim her savcı benim canım kardeşlerimdir, genelde çoğu oğlumun yaşıtlarıdır. Adliye camiası beni yalnız bırakmadı. Sanki oğlum daima Çağlayan Adliyesi'nde çalışıyor gibi. Her gün beni, halimi, hatırımı, torunları, bir ihtiyacımız olup olmadığını sorarlar. Orada çalışan, en alt kademedeki görevlinin tırnağına taş değse inanın, yüreğim burada sanki hançer saplanmış gibi oluyor. Artık adliye ile bir bütünüm, adliyeden ayrı değiliz. Tabii ki çok çok çok üzüldük. Biz zaten hiçbir zaman unutmamışız, aklımızdan çıkmıyor ki onun hatıralarıyla yaşıyoruz.
Allah razı olsun, o yerleşkeye adını vermişler, çoğu yerlerde adı yaşıyor. Kendisi bizzat bilfiil sanki yaşıyor gibi hem duygulanıyor hem gururlanıyoruz, onur, şeref duyuyoruz. Hiç koymasalar bile eğer bu ülke için canımıza ihtiyaç duyulursa bizim bir canımız değil, bin canımız bu ülkenin bekasına feda olsun. Lütfen, bu terör olaylarını desteklemekten, terör üzerinden prim yapmaktan vazgeçin çünkü bu terörün hiçbirimize faydası yok. Nice canlar yaktınız, nice gençlerin hayatına, nice ailelerin sönmesine mal oldu. Daha sabah uykudan kalktığımızda oğlumuzu hatırlamadığımız bir gün yoktur. Bütün partilere sesleniyorum; lütfen terör olayı olunca gelin, hep birlikte kenetlenelim. Terörle bir yere gelinmez, gelseniz de abat olmazsınız" ifadelerini kullandı.