Fiziksel ve Konuşma Engelli Büşra Tek Parmağı ile Kitap Yazdı
Fiziksel ve konuşma engelli Büşra tek parmağı ile kitap yazdı 25 yaşında tek parmağını kullanabilen Büşra'nın iki yılda tamamladığı 'Suskun' adlı kitabının basılmasının sevincini yaşadı Baba Bilal Özdamarlar, "Arkadaşlarının ısrarı ile başladı ve kitabını yazdı" Anne Nurdan Özdamarlar,...
Fiziksel ve konuşma engelli Büşra tek parmağı ile kitap yazdı
25 yaşında tek parmağını kullanabilen Büşra'nın iki yılda tamamladığı 'Suskun' adlı kitabının basılmasının sevincini yaşadı
Baba Bilal Özdamarlar, "Arkadaşlarının ısrarı ile başladı ve kitabını yazdı"
Anne Nurdan Özdamarlar, "Ameliyattan sonra anlaşabilmek için 29 harfi tek tek sayıyorduk"
Nurdan Özdamarlar, "Okuyucular, kitabı bir engellinin kaleme aldığını düşünerek okuyunca değişik duygular yaşayacaklar"
KAYSERİ - Kayseri'de, çocukken geçirdiği rahatsızlık sonucunda fiziksel ve konuşma engelli olan 24 yaşındaki Büşra Özdamarlar'ın, kullanabildiği tek parmağı ile iki yılda tamamladığı 'Suskun' ismini verdiği kitabının basılmasının sevincini yaşadı. Büşra, kitabın ilk baskısını Cumhurbaşkanına hediye etmek istiyor.
7 aylıkken dünyaya gelen ve doktorların yaptığı muayenelerde sarılık teşhisi konulan, engelli olacağı söylenen Büşra Özdamarlar, geçirdiği rahatsızlık sonrasında hem fiziksel hemde konuşma engelli oldu. Engellere rağmen yılmayan Büşra, kullanabildiği tek parmağı ile cep telefonunda mesaj yazmayı öğrendi ve sosyal paylaşım sitelerinde de çeşitli yazılar yazmaya başladı. Büşra, özel rehabilitasyon merkezindeki öğretmenleri ve arkadaşları ve özellikle teyzesi Ayşe Şeker'in verdiği destek ile kitap yazmaya karar verdi. Yaklaşık iki yıl süren çalışmanın ardından yazısını tamamlayan 24 yaşındaki Büşra'nın 'Suskun' ismini verdiği kitabı basıldı.
52 yaşındaki baba Bilal Özdamarlar, kitabın basılmasından dolayı büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, "Kızım kendi kendine telefonda mesajları yazıyordu. Bazı konularda aydınlatma yapıyordu. Görüştüğü öğretmen arkadaşları neden bu düşüncelerini kitap haline getirmediğini sormuşlar. Onu üzerine yapabilir miyim diye düşünürken Ayşe teyzesi ile tanıştı. Ayşe teyzesi de yardımcı oldu ve 'Elimizden geldiği kadar bastırırız' dedi. Onun üzerine kitap yazmaya karar verdik. Daha sonra kendisi odasına çekiliyordu bilgisayarında çalışıyordu. Bazen kitap okuyordu bazen de yazıyordu" diye konuştu.
Büşra'nın 7 aylık doğduğunu ve sarılık geçirdikten sonra doktorların fiziksel engelli olacağını söylediğini anlatan 44 yaşındaki anne Nurdan Özdamarlar, "Sonra fizik tedavi ve rehabilitasyon çalışmaları ile 10 yaşına kadar çok iyiydi. Gelişimi geriden gelse de yine de durumu iyiydi. Okuma ve yazmayı öğrendikten sonra bir anda kasılmaları oluyordu. Beyin ameliyatı geçirdi. Beyin ameliyatı geçirdikten sonra kızımla birlikte yaklaşık iki yıl kadar yaşam savaşı verdik. Sonrasında yavaş yavaş bu hale geldi" dedi.
"Büşra ile anlaşabilmek için 29 harfi tek tek sayıryoduk"
Büşra'nın 10 yaşından önce konuştuğunu ve özel eğitimle okuma yazma öğrendiğini, ilkokula kaydını yaptırmaya hazırlandıkları sırada kasılmalar nedeniyle ameliyat geçirdiğini anlatan anne Nurdan Özdamarlar, "Biz Büşra ile ameliyat sonrasında anlaşamadık. Anlatmak istediğini biz anlayamadık. Çok mücadele ettik. Büşra ile anlaşabilmek için 29 harfi tek tek sayıyorduk. Sadece işaret parmağı hareket ediyordu. Hangi harfe geliyorsak o zaman parmağını kaldırıyordu. O şekilde ne söylemek istediğini anlayabiliyorduk. Daha sonra tek parmağı ile telefon kullanmayı öğrendi ve uzun anlatmak istediği şeyleri mesaj yazarak bize anlatabiliyor. Ama biz anne ve babasıyız, bazen çoğu ihtiyaçlarını ağız hareketlerinden ve bakışlarından anlayabiliyoruz" diye konuştu.
"Büşra hayat dolu sevinçli ve neşeli. Onun gibi hayata bakan kimse yok" diyen Nurdan Özdamarlar, "Hiçbir zaman hayatından engelinden şikayetçi olmadı. Biz gurur duyuyoruz Büşra gibi bir evladımız olduğu için. Hiç bir gün Rabbim isyan ettirmedi ve daha fazla sevgisini verdi" diyerek kitap yazma süreci ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Büşra sürekli sosyal medyada yazdıklarını paylaşıyordu. Ayşe hoca ve Nesibe teyzesi, Ahmet hocası 'Büşra neden sen yazdıklarını kitaba dönüştürmüyorsun?' dediler. Bir de hastanede ağabeyi vardı Seyfettin ağabeyi. Büşra da yapamam demiş ama başlaması için teşvik ettiler. Büşra gündüzleri yazmıyordu, gece yazıyordu. Genellikle sessiz ortamda yazıyordu, sabahlara kadar. Bazen merak ediyordum acaba kumandaya basamadı da ışığı mı kapatmayı unuttu diye kontrol ediyordum. Bakıyordum sabahın 5'inde kitap yazıyordu. Bazı günlerde de 'Anne hiç yazamadım' diye üzülüyordu. Çok emek verdi yazmak için. Ben çok merak ediyordum. Hiçbir gün Büşra ne yazdı diye yazdıklarını okumadım. Daha dün kitabı bitmiş ve basılıp geldi. Ben çok duygulandım. Çok değişik bir duyguydu Büşra'nın neler hissettiğini, neler yaptığını dün kitapta okuyunca inanamadım. Kitabı okurken normal biri değil de bir engellinin kaleme aldığını düşünerek okursanız, okuyucular değişik duygular yaşayacaklar. Ben okurken sanki o anlara gittim ve geri geldim."
Nurdan Özdamarlar, "Büşra'nın bu kitabı yazması yaklaşık iki yıl kadar sürdü. Sonunda Rabbim nasip eyledi ve başardı. Alnının akıyla çıkmayı nasip etti Rabbim. Büşra bu kitabını çok sevdiği Sayın Cumhurbaşkanımıza da hediye etmek istiyor. Onun mutluluğu bizim mutluluğumuz. Canından çok sevdiği Ayşe teyzesi büyük destek verdi. Onu görünce dünyalar onun oluyor. Allah herkese böyle hayat dolu ve neşeli olmayı nasip eylesin" ifadesinde bulundu.