Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail-Lübnan ateşkesi için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Bakan Yardımcısı Karabay: "Kendi Dilimizle Kendi Medeniyetimizi Kuramazsak Bu Topraklarda Bizi...

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bakan Yardımcısı Karabay: "Kendi dilimizle kendi medeniyetimizi kuramazsak bu topraklarda bizi tutmazlar" Düzce'de Uluslararası Çocuk Hakları Kongresi yapıldıDÜZCE - Düzce Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Çocuk Hakları Çalıştayı'na Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Karabay katıldı.

Bakan Yardımcısı Karabay: "Kendi dilimizle kendi medeniyetimizi kuramazsak bu topraklarda bizi tutmazlar"

Düzce'de Uluslararası Çocuk Hakları Kongresi yapıldı

DÜZCE - Düzce Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Çocuk Hakları Çalıştayı'na Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Karabay katıldı. Karabay, oranı azalan genç nüfusun iyi eğitilmesi gerektiğine dikkat çekerek "Kendi dilimizle kendi medeniyetimizi kuramazsak bu topraklarda bizi tutmazlar" dedi.

Çocuk hakları ile ilgili farkındalığın arttırılması, çocuğa karşı şiddet ve istismarın önlenmesi amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinatörlüğünde Düzce Valiliği, Düzce Üniversitesi ve Düzce İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle "Uluslararası Çocuk Hakları Kongresi" düzenlendi.

Kongreye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına, Bakan Yardımcısı Mehmet Karabay katıldı. Çalıştay'ın açılış konuşmasını Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar yaptı.

"Yaşama da aktarılmalı"

Rektör Çakar çocuklar için yapılacak akademik çalışmaların mutlaka yaşama da aktarılması gerektiğine işaret ederek "Çocuklarımız elbette dünyanın en günahsız, en masum, en fazla şefkati hak eden ve en sevgi dolu varlıkları. Bir çocuğun gözüne baktığında merhamet, şefkat ve sevgi hissetmeyen kişilerin insanlığından şüphe etmek gerekir. Tüm bu güzellikleri hak etmelerine rağmen yine de dünyada en fazla şiddete maruz kalan, tacize maruz kalan, hakları en fazla ihlal edilen varlıklar maalesef. Bunu Suriye'de, Filistin'de Arakan'da görüyoruz. Rengi, cinsi ne olursa olsun bunu maalesef dünyanın her yerinde görüyoruz. Biz 1990 yılında Çocuk Hakları Bildirgesini imzalamış bir ülkeyiz. O günden bu güne, özellikle de son 15 yılda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın liderliğinde özellikle sokak çocukları için, sevgi evlerinde kalan çocuklar için yapılan çok güzel çalışmalar var. Bakanlığımıza gösterdikleri bu emekten dolayı, gelecek nesillere yaptıkları bu yatırımdan dolayı minnet duymamız gerektiğini düşünüyorum. Biz Üniversite olarak yaklaşık 18 - 20 yaş grubuna hitap ediyoruz. Bu çocuklar bize geldiklerinde artık bazı şeyler için geç kalınmış oluyor. Ailede alınan temel eğitimin önemi büyük. Milli, manevi ve evrensel değerlerin aşılanması için bir yaş aralığı var. İşte o yaş aralığında çocukların haklarını gözeterek onları topluma, millete yararlı bireyler haline getirebiliriz. Bunları akademik ortamlarda bilgi birikimlerini arttıracak boyutta konuşmak çok önemli ama bu bilgileri yaşama aktarmak çok daha önemli" dedi.

"Aydınlanma çağı mı?"

Bakan Yardımcısı Mehmet Karabay aydınlanma çağı olarak nitelendirilen dönemde Batı'da Suriyeli mülteci çocuklara uygulanan zulmün unutulmaması gerektiğini vurgulayarak "Çocuk haklarının ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok. Ama kendi dilimizi ortaya koymaya gerek var. Biz öyle bir kültürden geliyoruz ki Hz. Peygamberin torunları ile olan ilişkisine dikkat edin, Rabbine yöneldiği anda bile çocukları ile, torunları ile, Hz. Hasan ve Hüseyin ile oynadığını unutmayın. Bir yetimin, bir öksüzün başını okşamanın bile karşılığının söylendiği bir imaj devrinden konuşmalıyız. Elbette aydınlanma çağını da konuşmalıyız. Ama aydınlanma çağının bu gün ne kadar karanlık kaldığını görelim. Suriye'den kaçan insanların Batı'da maruz kaldıkları muameleleri, oradaki çocukların durumunu hatırlayınız. Hele hele kucağındaki çocuğu ile sınırdan geçmeye çalışan bir babayı, ayağını uzatıp yere düşüren mantığı hatırlayınız" diye konuştu.

"Sosyal yardımlara 32 milyar"

Bakanlığın sosyal yardımlara ayırdığı payın 32 milyar lira olduğunu belirten Karabay şöyle konuştu: "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak çocuklarımızı çok önemsiyoruz. Türkiye'de son 15 yılda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetlerimiz döneminde sosyal devlet olma noktasında çok büyük bir aşama kaydettik. Bununla ilgili çok ciddi maddi kaynaklar ayırdık. 2002 yılında sosyal yardımlara ayrılan pay 1.4 milyar iken, bugün 32 milyardır. Bununla ilgili zaman zaman eleştiriler olabiliyor. Sadece bu kitlenin gerektiğinde Bakanlığımızın resmi verilerini de öğrenmelerini rica ediyorum. Bizim bütçemizin büyük bir bölümü çocuklarımız için harcanıyor. Konusu da eğitim."

"Bizi bu topraklarda tutmazlar"

Ülkemizde genç nüfus oranını azaldığına dikkat çeken Karabay, kendi dilimizde kendi medeniyetimizi oluşturmazsak bu topraklarda tutunamayacağımızı vurgulayarak "Benim çocukluğumda ülkemizdeki çocukların oranı yüzde 46'ymış. Bugün yüzde 29. Zannedildiği gibi genç bir nüfusa doğru gitmiyoruz. Taze fidanlarımızın oranı giderek azalıyor. Bu gelişmiş ülkelerin klasik trendidir. O zaman bu çocuklarımızı çok iyi eğiteceğiz. Yeteneklerini arttıracağız, bu çocuklara kendi dilimizi öğreteceğiz. Kendi dilimizin kavramlarıyla tefekkülü öğreteceğiz. Bu politik bir mesele değil. Kendi dilimizle kendi medeniyetimizi kuramazsak bu topraklarda bizi tutmazlar. Son zamanlarda yaşadığımız olayları siz sadece uluslararası ilişkilerin bir klasik örneği mi zannediyorsunuz. Değil. Bizim çocuklarımıza yönelik bu programı çok önemsememiz lazım. Bilim insanlarından bakanlığım adına, şahsım adına bir talepte bulunmak istiyorum. Kendi dilimizde tespitler, tezler ve uygulamalar üretelim. Umarım bu çalışma çok faydalı olur" dedi.

"Düzce çocuk dostu şehir"

Vali Zülkif Dağlı ise çalıştayda yapılacak değerlendirmelerin daha sonra kitap haline getirilerek uluslararası arenada hem bilim insanlarının hem de uygulamacıların yararına sunulacağını kaydederek "Bu salonun dolmasına sebep olan geleceğimiz, çocuklarımız, yarınlarımız. 3 gün boyunca burada çok önemli bir bilimsel etkinlik yapılacak. 2015 yılında yerel bazda başlayan bu çalışma artık bu yıldan itibaren uluslararası bir çapa bürünmek suretiyle daha da anlamlı hale gelecek. Bu kongrede çok önemli bilimsel faaliyetler yapılacak. Burada yapılacak değerlendirmeler daha sonra kitaplaştırılacak ve uluslararası arenada hem bilim insanlarının hem de uygulamacıların yararına sunulacak" diye konuştu.

Düzce'nin çocuk dostu şehir olabilmesi için düğmeye bastıklarını belirten Vali Dağlı şöyle devam etti: "Çocuk Hakları Bildirgesi, çocuk işçiliğinin önlenmesi, istismar ve şiddetin önlenmesi, mülteci çocukların yaşam şartlarının iyileştirilmesi gibi hususları kapsıyor. Çocuk Hakları Bildirgesi'nde var olan hususlar bizim gelenek ve göreneklerimizde zaten mevcut. Ancak farkındalığımızın artması, çocuklarımıza ilgi ve şefkatin artması, eğitim kalitesinin iyileştirilmesi, akademik çalışmaların sosyal hayata, rakamlara yansıması için bu tür bilimsel faaliyetlerin çok önemi var. Düzce ilimiz her şeyi ile özgün ve kendine özgü değerleri olan dinamik bir şehir. UNICEF'in de üzerinde durduğu çocuk dostu şehir projesini bugünden itibaren düğmeye basmak suretiyle başlatalım."

Konuşmaların ardından ise katılımcılara plaket verildi. Çalıştay 7 Ekim 2017 günü sona erecek.

Bakan Yardımcısı Karabay:
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Genel
title