Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman: "Türkiye Çok Darbe Gördü Ama En Şerefsizi 15 Temmuz'du.
Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman: "Türkiye çok darbe gördü ama en şerefsizi 15 Temmuz'du.
Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman : "Türkiye çok darbe gördü ama en şerefsizi 15 Temmuz'du. Bu Türkiye'yi işgale hazır hale getirme operasyonuydu"
ANKARA - İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği'nin gerçekleştirdiği TİKA'nın da katkıları ile düzenlenen Milli Birlik ve Beraberlik Sempozyumu Ankara MEB Şura Salonu'nda gerçekleştirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Türk Tarih Kurumu Başkanı Tefik Turan ve Telif Hakları Genel Müdürü Dinçer Ateş'in konuşmacı olarak katıldığı sempozyumda yurt içi ve yurt dışından 20 akademisyen bildiri sundu.
15 Temmuz FETÖ darbesi sonrasında halkın devletine sahip çıkması ve milli birlik ve beraberliğin öneminin görüşüldüğü sempozyumda; Ankara okular arası İstiklal Marşı okuma yarışmasında birinci olan Neva Öztürk de İstiklal Marşı okuma performansını gerçekleştirdi.
Kültür Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman Sempozyumda yaptığı konuşmada "Büyük dönüşümler büyük liderlerle olur. Bu lider de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Henüz daha bir yıl bile geçmedi ama bizim yaşadığımız bu dünyanın en alçak darbe girişimini unutmamak ve unutturmamak için bu toplantıyı yapan herkese teşekkür ediyorum. Türkiye'de 15 Temmuz'dan önce pek çok darbe yapıldı. 1980'de Türkiye'yi generaller açık cezaevine çevirdiler. 28 Şubat postmodern darbesi ve 27 Nisan muhtıraları oldu. Bütün bunların içinde en haini, en alçağı, en şerefsizi 15 Temmuz'du. Bu konvansiyonel bir darbe değildi. Bu aynı zamanda Türkiye'yi işgale hazır hale getirme operasyonuydu. Biz bugün bu toplantıyı yapabiliyorsak, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği için canını seve seve feda eden 248 şehidimize borçluyuz. Onların ruhu şad olsun. Bu aziz millet onların kanını yerde bırakmayacaktır. Adına cemaat diyen cerahat, adına hizmet diyen hezimet, 15 Temmuz'da tankları millete çevirdi ama bu millet 'söz konusu vatansa gerisi teferruattır' diyerek bu ülke için, vatan için ayağa kalktı. İnşallah bu millet bir daha 15 Temmuz olmasın diye sürekli teyakkuzdadır. Önümüzde çok önemli bir süreç var. Önümüzde halk oylaması var. Bir daha 15 Temmuz olmasın, darbeler olmasın, post modern darbeler olmasın diye Türkiye'de istikrar için Türkiye'nin geleceği için 21. asrın Türkiye'nin ve Türklerin asrı olması için neden "Evet" dediğimizi bilmemiz lazım. Bu mesele kişisel bir mesele değil. Parti meselesi, Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli meselesi değil. Bu Türkiye'nin ve Türklerin istiklali ve istikbali meselesidir. Büyük dönüşümler büyük liderlerle olur. Bu lider de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır" ifadelerini kullandı.
İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız da İstiklal Marşı'ndaki 'korkma' seslenişinin anlamı üzerinde durarak, "15 Temmuz gecesi eşimle telefonda konuşuyordum. Özel Harekat Daire Başkanlığına yakın olan evimin camından oraya bomba atıldığını canlı gördü. Ona dedim ki "korkma", Mehmet Akif'in dediği gibi 'korkma!'. Şartlar ne olursa olsun bu millet onun karşısında durur. Korsan bildiri TRT'de okunurken ona da inanmadım. Bu millet bunun karşısında duracaktır dedim. İstiklal Marşı'mız 'korma' diyor diye eleştirenler var. 'Biz korkak mıyız' diyenler var. Peygamber Efendimiz Hz. Ebu Bekir ile müşriklerden korunmaya çalışırken onun sırtına elini koyarak korkma Allah bizimle beraberdir' diyor. Mehmet Akif de tıpkı onun gibi 'korkma' diyor millete. Bu ifade onun burada kullandığı bir sanat. Milli birlik ve beraberlik öyle bir duygu ki kardeş kardeşin vatanıdır. O yüzden biz biriz ve beraberiz. Bu birlik ve beraberliği hiçbir güç bozamaz ve bozamayacak. Biz kardeş olduğumuzu unutmazsak, bunu kimse yapamaz. Mithat Cemal Kuntay'ın o sözleri ile 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır; toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır' "diye konuştu.