Bakan Bozdağ: "Umarım ABD Türkiye'nin Dostluğunu Terör Örgütünün Dostluğuna Tercih Eder"
Bakan Bozdağ: "Umarım ABD Türkiye'nin dostluğunu terör örgütünün dostluğuna tercih eder" " Türkiye'de seçim sonuçlarının üzerine gölge düşürmek isteyenlerin tamamı yalan söylüyorlar.
Bakan Bozdağ: "Umarım ABD Türkiye'nin dostluğunu terör örgütünün dostluğuna tercih eder"
" Türkiye'de seçim sonuçlarının üzerine gölge düşürmek isteyenlerin tamamı yalan söylüyorlar."
SİVAS - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, FETÖ soruşturması kapsamında ele geçirilen yeni deliler sonrasında, ABD'nin Türkiye'nin dostluğunu terör örgütünün dostluğuna tercih etmesini umduğunu söyledi.
Yozgat'ta seçim çalışmalarını sürdüren Bozdağ, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bozdağ, FETÖ soruşturması kapsamında, Kemal Batmaz ve Hakan Çiçek'in yeni ortaya çıkan telefon görüşme detaylarının kendisine hatırlatılması üzerine, "15 Temmuz darbe teşebbüsünün FETÖ, PDY terör örgütünün ele başı, terörist başı Fetullah Gülen'in talimatları ile yapıldığı ve organizasyon aşamasında FETÖ'nün onayının alındığı çok nettir. Şu anda ki kovuşturmalar ve soruşturma dosyalarındaki delillerin tamamı bunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Tereddüde mahal bırakmayacak şekilde açık bir durum söz konusudur. Bu yeni delil, açık ve net olan bu hususu ayrıca teyit etmektedir. FETÖ'nun bu darbe girişiminin içerisinde olduğunu gösteren onlarca değil, yüzlerce değil binlerce delil vardır. FETÖ'nin ordu içerisinde, emniyet içerisinde ve sivilde ki teröristleri el birliği ile bu darbe teşebbüsünün içerisinde yer aldılar. Vatandaşımıza, devletimize, milletimize, hukukumuza, cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve demokrasimize kastettiler. Tüm Türk milleti de bunun şahididir. Dosyalarda bunu çok net bir şekilde ortaya koyan yetirince delil vardır. Türkiye'nin ABD'ye gönderdiği geçici tutuklama ve FETÖ'nün Türkiye'ye iade talebinde bu delillerin tamamı vardır. Bu delilerin tamamı da bu darbeyi FETÖ'nün talimatı ile FETÖ'nün teröristleri tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir. Bu yeni delil bu husustaki delilleri teyit eden yeni bir delildir. Pensilvanya ile darbe girişimine katılanlar arasında ki görüşmeleri ortaya koyuyor. Buda son derece önemlidir. ABD'den bizim beklediğimiz şey FETÖ'nün darbe teşebbüsü yaptığı ve yaptırdığı ve bunun bir numaralı faili olduğu gerçeğini artık tüm dosya ve verilen ortaya konuyor. Son delilde net bir şekilde FETÖ ile yazışmaları ortaya koyuyor. Daha önce de Genel Kurmay Başkanımız sayın Hulusi Akar, darbeci askerlerin kendisini darbeci başı Fetullah Gülen ile telefonda görüştürmek istediğini ve kendisi görüşmeyi reddettiğini açıkça ortaya koydu, ifade etti. Kemal Batmaz ve diğer darbeci teröristlerin toplantı yaptıkları yerler, ABD'ye gidiş gelişleri, uçak biletleri, tüm bunlar çok net bir şekilde gösteriyor. Bu son delil bu gerçekliği bir kez daha ispat etmektedir. Esasında herkesin bildiğini somut bir şekilde ortaya koymaktadır. ABD'de Türkiye'de bu darbeyi FETÖ'nün yaptığını çok çok net bir şekilde biliyor. Elinde ki bilgi ve belgeler çok net. ABD maalesef bu güne kadar FETÖ'yü iade etmeme konusunda bir ısrarın içerisinde ve FETÖ'yü himaye eden destekleyen bir tutumun içerisinde. Umarım yeni çıkan bu belge sonrasında ABD tutumunu gözden geçirir. Çünkü ABD'nin kaçacağı yer yok burada. Bu son delilde kaçacağı bir yer bırakmadı. Umarım ABD Türkiye'nin dostluğunu terör örgütünün dostluğuna tercih eder. "dedi.
"seçim sonuçlarının üzerine gölge düşürmek isteyenlerin tamamı yalan söylüyorlar."
Bozdağ, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin YSK'nın önünde oturacağı yönündeki açıklamasının kendisine hatırlatılması üzerine, seçim sonuçlarına gölge düşürmek isteyenlerin yalan söylediğini belirtti. Bozdağ açıklamasında şunları söyledi. "Her seçim öncesi kaybedeceğini anlayan partiler, adaylar seçime gölge düşürmek için seçime günler kala tempoyu arttırıyorlar. Esasın seçim takvimi başlayınca benzer açıklamayı yapıyorlar. 'Sandığa sahip çıkacağız', 'Hakkımızı yedirmeyiz' gibi benzer açıklamalar yaparak bunu kademe kademe çoğaltıyorlar ve seçime gelirken seçime bir kaç güne kala bu tempoyu artırıyorlar. Bunun tek nedeni var. Nedeni de şu? Başarısızlıklarına kılıf bulmadır. Seçimi kaybedeceğini görüyor. Kaybetmeyi kendisinin bir başarısızlığı olarak görmektense, kabul etmektense bunu Yüksek Seçim Kurulu'na yüklemek ve kazandığı bir şeyi kendi eliyle aldığını iddia etmek işlerine geliyor. O nedenle Yüksek Seçim Kurulu'na iftira ediyorlar. Geçmişte de seçimi kirletmek, seçimin üzerine şaibe düşürmek, Türkiye'nin doğru yaptığı bir işi yanlış göstermek için gayretleri oldu. Bunu başaramadılar. Ben bir kez daha ifade ediyorum ki Türkiye'de seçimleri siyasi partiler kendileri beraber yapıyorlar. Birbiriyle demokratik rekabet içerisinde olan partilerin o yerdeki en son seçimde en fazla oyu alan 5 partisinin sandık kurulunda temsilcileri var. Ayrıca partilerin müşahitleri var. Ayrıca vatandaşlarda oy verme işlemini oyların sayım ve dökümünü ilerlerse takip hakları var. Bütün bunlar birlikte yapılıyor. Şimdi vatandaş giriyor içeri 5 partinin sandık temsilcisi hepsi beraber gelen vatandaş aynı kişi mi kimliğini beraber kontrol ediyorlar. İmzasını beraber alıyorlar. Oy pusulasını, zarfı ve mührü beraber veriyorlar. Oyunu kullanan vatandaşlar oyları onların gözü önünde oy sandığına atıyor. Sonra sandığı birlikte açıyorlar. Zarfları ve içerisindeki oyları birlikte sayıyorlar. Sonra partiler göre adaylara göre tasnifini beraber yapıyorlar. Sonuçlarını da birlikte tanzim ettikleri tutanakla imza altına alıyorlar her tutanağın bir örneğini de aynı anda parti temsilcilerine veriliyor ve birlikte de seçim kuruluna götürülüyor. İlçe Seçim Kurulunda da yine bütün partilerin temsilcileri var. YSK'da da partilerin temsilcileri var. Ayrıca YSK bir link vasıtasıyla her sandığın sonucunu bir de parti genel merkezlerine doğrudan iletiyor. Böyle bir sistemde sandıkta hile olabilir mi? Sandıkta şaibe olabilir mi? Rekabet içerisinde olan partiler sandığa beraber sahip çıkıyorlar. Sandıktaki süreci beraber takip ediyorlar ve imzalarıyla işlemlerin doğruluğunu tasdik ediyorlar böyle bir ortamda sandıkta yanlış yapılamaz. YSK itirazları inceliyor. Yapılan işlerle ilgili usulsüzlük varsa onları inceliyor ve onları karara bağlıyor. YSK'da bu noktada işin kitaba uygun olmasını denetliyor ve süreci organize ediyor. Esasında sürecin içerisindeki asıl aktörler partilerdir. Türkiye'de seçim sonuçlarının üzerine gölge düşürmek isteyenlerin tamamı yalan söylüyorlar. Bilinçli iftira ediyorlar ve Türkiye'de bir provokasyon yapmak istiyorlar. Biz onu görüyoruz. Sayın Muharrem İnce seçim kurulunun önün gelip niye oturacak? Yüksek Seçim Kurulu ne yapıyor sandıklar Yüksek Seçim Kurulu'nda değil sandıklar bütün belde, mahalle ve köylerde birleştirmeler İlçe Seçim Kurulu'nda yapılıyor. Sonuçları sadece Ankara ilan ediyor. Orada YSK'nın bir şey yaptığı yok. Seçim sonucunun arkasında Türkiye'de halkı tahrik ediyor. Kendi aleyhine çıkacak sonuç nedeniyle şimdiden kendisine bir alan açmaya çalışıyor. Bunu Türkiye'de insanların kabul etmesi mümkün değildir. Sayın İnce 'Millete gittim, derdimi anlattım, projelerimi anlattım vatandaş beni değil Tayyip Erdoğan'ı seçti. Milletime ve verdiği karara saygım sonsuzdur' diyerek o kararı içine sindirmesi lazımdır. Doğru olan odur. Ama belli ki bunların başka hesapları var. Evdeki hesap çarşıya uymaz. Hiçbir hesap Türkiye'nin demokratik olduğuna gölge düşüremez. Türkiye demokrasi mücadelesini bundan sonra da başarıyla yürütecektir. Seçimlerimize de ne Muharrem İnce ne de onun gibi düşünenler gölge düşüremeyecektir.