Ankara) Turgut Cansever'i Anma ve Anlama Programı
(ANKARA) Turgut Cansever'i anma ve anlama programı Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı: "Cansever'den bir şehrin nasıl olması gerektiğini öğrendik.
(ANKARA) Turgut Cansever'i anma ve anlama programı
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı : "Cansever'den bir şehrin nasıl olması gerektiğini öğrendik. Bunu yapamadık o konuda çok başarılı olamayabiliriz, nasıl olmaması gerektiğini de öğrenmemize rağmen o konuda da çok başarılı olamadığımızı da kendi kendimize itiraf ediyoruz. Ama en azından olması olmaması gerekenler konusunda sınırlar tebellür etmeye başladı. Ümitsiz olmaya gerek yok"
"AK Parti gibi büyük bir kitle partisinin iktidar partisinin salonlarında bu konunun bu şekilde konuşuluyor olması ümitsiz olmamamız için yeterince anlamlı bir gösterge oluşturuyor"
ANKARA (İHA) - Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, " Turgut Cansever'den bir şehrin nasıl olması gerektiğini öğrendik. Bunu yapamadık o konuda çok başarılı olamayabiliriz, nasıl olmaması gerektiğini de öğrenmemize rağmen o konuda da çok başarılı olamadığımızı da kendi kendimize itiraf ediyoruz. Ama en azından olması olmaması gerekenler konusunda sınırlar tebellür etmeye başladı. Ümitsiz olmaya gerek yok" dedi.
AK Parti Genel Merkez Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığı tarafından Turgut Cansever'in 8. ölüm yıldönümü sebebiyle "Bilge Mimar Turgut Cansever'i Anma ve Anlama Günü" programı düzenlendi. Turgut Cansever'in çizimleri ve maketlerinden oluşan sergi açılışına ve anma programına Cansever'in kızı Emine Öğün başta olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Yardımcısı Mehmet Ceylan, AK Parti Çevre, Şehir ve Kültür'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Kültür ve Turizm eski Bakanı Atilla Koç, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve çok sayıda davetli katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, programda yaptığı konuşmada Turgut Cansever ile ilgili, "Kendisini yazdıklarından konuştuklarından uzaktan haberimiz vardı ama ilk olarak 1993 yılı sonunda Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olduğu tarihlerde belediye başkan adaylığı sürecinde ve ilk yıllarında da şehirde yapılması ve yapılmaması gerekenler konusundaki danışmanlığı sırasında tanıştım. O günlerde bende en çok yer eden kavramlardan bir tanesi kendisinin bugünlerde bütün dünyada gün ışığında yönetim diye bir kavram konuşuluyordu. Dolayısıyla Tayyip Bey'de belediye başkanı olduğu zaman bu kavram doğrultusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde gün ışığında yönetimi gerçekleştirmelidir önermesiydi ki bu büyük ölçüde başarıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi gerçekten o tarihten sonra gün ışığında yönetilmeye başlandı. Merhum Hocamızla ilgili bende kalan ikinci temel kavram, mahalleye verdiği önem. Bütün şehircilik tasarımlarında mahalle kavramını öne çıkartması. Bununda çok sadece mekansal tercih meselesi olmadığını mahalle kelimesinin kökeninde yatan halletme çözme kavramıyla da ilişkili olduğunu düşünüyorum. Mahalle kelimesi çözmekten geliyormuş" diye konuştu.
"Cansever'den bir şehrin nasıl olması gerektiğini öğrendik"
Turgut Canveser'den şehrin nasıl olması gerektiğini ve nasıl olmaması gerektiğini öğrendiklerini söyleyen Avcı, şöyle konuştu:
"Cansever'den bir şehrin nasıl olması gerektiğini öğrendik. Bunu yapamadık o konuda çok başarılı olamayabiliriz, nasıl olmaması gerektiğini de öğrenmemize rağmen o konuda da çok başarılı olamadığımızı da kendi kendimize itiraf ediyoruz. Ama en azından olması olmaması gerekenler konusunda sınırlar tebellür etmeye başladı. Ümitsiz olmaya gerek yok. Öğrendiklerimizin gereğini yapacak gücü ve dirayeti inşallah Allah bizlere nasip eder. Bu konuda üçüncü söylemek istediğim, bu bürokratik engellemenin, bürokratik oligarşi falan diye eleştirdiğimiz müessesenin ne manaya geldiğini doğrusu ben Turgut Cansever Hocamızla Ankara'da bazı temaslarımız sırasında öğrendim. Ben o dönemde başbakanlık danışmanıydım. Turgut Hocamızın da deprem sonrası yeni şehirler projesi çerçevesinde öncelikli olarak Avcıları Trakya'da bir yere taşıyarak orada örnek bir Türk şehrini kurma projesi vardı. Bu proje bizzat Sayın o dönem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından birebir takip edilmesine rağmen ilgili Bakan Zeki Ergezen'in birebir takip etmesine rağmen maalesef hem o dönemdeki Bayındırlık Bakanlığı içerisindeki bürokrasinin yaptığı engellemeler hem de dönemin Cumhurbaşkanlığından kaynaklanan bazı sorunlar sebebiyle maalesef hayata geçirilemedi. Hocanın bu yüzden ne kadar mahzun olduğunu bu projede bir şekilde yanında çalışan arkadaşlarımız çok iyi bilirler. Ankara'da da bunu çok dokunaklı sahnelerini yaşadık birlikte."
"Ümitsiz olmamamız için yeterince anlamlı bir gösterge oluşturuyor"
Çiğdem Karaaslan'a da böyle bir toplantı düzenlediği için teşekkür eden Bakan Avcı, "Bu tür toplantılar, eskiden sadece bazı derneklerde veya küçük kadro partilerinde yapılırdı. AK Parti gibi büyük bir kitle partisinin iktidar partisinin salonlarında bu konunun bu şekilde konuşuluyor olması ümitsiz olmamamız için yeterince anlamlı bir gösterge oluşturuyor" açıklamasında bulundu.
"Doğru yolu bulmak için birbirine katkı veren samimi ve ısrarlı çabalar devam etsin. Şehircilik şurası bu nedenle hayatidir"
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Ceylan ise "Şehircilik Şurası"nın başladığını değinerek, çalışmaların 3-4 ay içinde neticeleneceğini anlattı.
Uzun yıllardır şehircilik alanında zor ve yorucu bir arayışın, yapbozun, günü birlik müdahalelerin içinden geçildiğini ifade eden Ceylan, şunları kaydetti:
"Özellikle büyükşehirler daha fazla etkileniyor ve yara alıyor. Hiçbir şeyde geç kalınmış veya hiçbir şeyin zamanı geçmiş sayılmaz. Yeter ki yanlışta ısrardan vazgeçilsin. Doğru yolu bulmak için birbirine katkı veren samimi ve ısrarlı çabalar devam etsin. Şehircilik şurası bu nedenle hayatidir. Özetle Şehircilik Şurasında tarihten gelen medeniyetimizden gelen kültürümüzü yansıtan şehirleri kurmak, kimlikli ve kişilikli şehirleri oluşturmak ve onun ötesinde özellikle Türkiye'de başlatmış olduğumuz kentsel dönüşümü sağlıklı bir şekilde hızlandırabilmek amacıyla çıkış yolları arıyoruz. Politikalar geliştirmeye çalışıyoruz. Stratejik planlar oluşturmaya çalışıyoruz. İnşallah sağlıklı bir şehirleşme politikasını bu şura ile temellerini atmış olacağız."
"Mimarlık sadece bir meslek değildir"
Mimarlığın sadece bir meslek olmadığı kaydeden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, "İçinde sanatı, felsefeyi, düşünceyi barındırmayan mimarlık ancak dört duvar yapılar üretebilirken, düşün dünyası ve ufki bir bakış açısını hayata geçiren mimar bütün ürettiklerini nesiller ve zaman kısıtlaması olmadan aynı zamanda aktarabilir, tıpkı Turgut Cansever gibi" ifadelerini kullandı.
Günümüzün ihtiyaçları, beklentileri ve teknolojisi ile kadim kültürün öğretilerini birleştirecek yeni bir anlayışın şehirlerde ve mimaride hakim kılınması gerektiğini söyleyen Karaaslan, tüm dezavantajlı grupların hayatını kolaylaştıracak engelsiz şehirler hedefine doğru kararlılıkla ilerlediklerini bildirdi.
Turgut Cansever'in kızı Emine Öğün de babasının önerileri ve düşünceleri hatırlatarak, ülkenin içine sürüklendiği mimari kimliksizleşme ve vasatlaşma meselelerine zaman ayrılması ve katkı sağlanması gerektiğini vurguladı.
(PLN-