AK Partili Arslan: "Türkiye olarak bu süreçte daha güçlü bir üretim üssü haline dönüşebiliriz"
AK Partili Arslan: "Türkiye olarak bu süreçte daha güçlü bir üretim üssü haline dönüşebiliriz" - "Yeni bir düzen ihdas etme süreci hızlanacak.
AK Partili Arslan: "Türkiye olarak bu süreçte daha güçlü bir üretim üssü haline dönüşebiliriz"
- "Yeni bir düzen ihdas etme süreci hızlanacak. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'nın mal temini konusunda, büyük ihtimalle, Çin'e bağımlılıktan kurtulmaya çalıştıklarına tanık olacağız"
- "Bu süreçte siber güvenlikle birlikte biyogüvenlik de öne çıkacak. Ancak önleyici tedbirler düşünülürken insanların mahremleri, özel hayatları da yok sayılmamalı"
- " Türkiye, güçlü millet yapısı, tecrübeli devlet mekanizması, potansiyeli, medeniyet değerleriyle yeni düzende aktif rol almalı"
ANKARA - AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, yaşanan pandeminin dünya düzeninde değişikliklere yol açacağını belirterek, "Yeni bir düzen ihdas etme süreci hızlanacak. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'nın mal temini konusunda büyük ihtimalle Çin'e bağımlılıktan kurtulmaya çalıştıklarına tanık olacağız. Türkiye olarak bu süreçte daha güçlü bir üretim üssü haline dönüşebiliriz" dedi.
AK Parti Ankara Milletvekili Arslan, sosyal medya hesaplarından vatandaşlara hitaben yayınladığı videoda, Covid-19 virüsünün tüm dünyayı etkisi altına aldığını, tüm ülkelerde toplumsal hayata ara verildiğini, üretimin durma noktasına geldiğini, ekonomilerin felç tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını kaydetti. "Adeta küresel olağanüstü hal ilan edilmiş durumda. Küresel bir distopya yaşıyoruz" diyen Arslan, salgın karşısında güç gösterisi için devasa uçak gemileri yüzdüren küresel güçlerin basit bir eldivene, maskeye muhtaç kaldıklarına dikkati çekti. Salgının yeni bir dönemin de miladı olarak anılacağını belirten Arslan, yaşanan bu süreç zarfında hayat tarzlarının, mevcut sistemlerin, tüketim alışkanlıklarının, çevre sorunlarına bakışın yeniden gözden geçirileceğinin altını çizdi. Arslan, yaşanan süreçte "Dünya değişecek mi?" sorusuna yanıt arandığını, mevcut durumun iyi tespit edilerek, geleceğe dair şimdiden tahminler yürütülmesinde büyük yarar bulunduğunu vurguladı. Küreselleşmeyle devletlerin zayıfladığını ancak Covid-19 salgınıyla birlikte devlet mekanizmalarının önem kazandığını anlatan Arslan, insanların devletlere daha çok tedbir alması konusunda çağrılar yaptığını, büyük devletlerin vatandaşlarının çaresizlik içinde kıvrandığını, hiç konuşulmayan sağlık sistemlerinin değerinin insanlar hastane kapılarından geri çevrilince anlaşıldığını ifade etti. Milletvekili Arslan, "Bizim Türkiye olarak 18 yılda uyguladığımız politikalar neticesinde, dünyanın eksikliğini çektiği bu sahaların hepsinde Avrupa'dan, dünyadan ileride olduğumuz ayan beyan ortaya çıktı. Hükümetlerimiz döneminde sosyal politikalardan, fakir fukaranın yanında yer almaktan, sağlık sistemini mükemmelleştirmekten yeni ve modern hastane inşasından, yerli üretime ağırlık vermekten hiç vazgeçmedik" dedi.
"İnsan odaklı yaklaşımların esas alınmasına katkı sağlayabiliriz"
Küresel düzeyde resesyon, bir fetret dönemi yaşanmasının akabinde dünyanın yeniden düzene gireceği bu süreçte işbirliği, dayanışma ve yeniden yapılanmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu kaydeden Arslan, "Türkiye, güçlü millet yapısı, tecrübeli devlet mekanizması, potansiyeli, medeniyet değerleriyle yeni düzende aktif rol almalı. Fıtratı, adaleti, eşitliği, kardeşliği gözeten bakış açımızla, yeni düzenin oluşumunda insan odaklı yaklaşımların esas alınmasına katkı sağlayabiliriz" diye konuştu.
Ekonomi ve insanlığın geleceğinin çok uluslu şirketlerin insafına, inisiyatifine bırakılmaması gerektiğine vurgu yapan Arslan, devletlerin temel ihtiyaç maddelerini, sağlık ürünlerini kendilerinin üretmek isteyebileceğini, sosyal politikaların öne çıkartılarak, ücret ve istihdama yönelik tedbirlerin artırılması, gelire göre vergi sistemi ile sağlık sisteminin rehabilite edilmesi ve çevre hassasiyetinin artırılması gerektiğini söyledi. Arslan, "Kontrol, gözetim yapılırken insanların hakları kısıtlanmamalı, demokratik yaşama, hukukun üstünlüğüne, adalet terazisine halel gelmemeli. Fiziki bağışıklıkla beraber ruhi bağışıklığı da artırmalıyız. Bu süreçte siber güvenlikle birlikte biyogüvenlik de öne çıkacak. Ancak önleyici tedbirler düşünülürken insanların mahremleri, özel hayatları da yok sayılmamalı. Tabii bu tür hassasiyetleri dile getirirken gerçekçi olmalıyız" ifadelerini kullandı.
Küresel rekabet, savaş ve çatışma sahaları, enerji ihtiyaçları, Akdeniz'deki nüfuz ve enerji savaşının sona ermediğini ancak salgın nedeniyle bu meselelerin ikinci plana itildiğini belirten Arslan, salgın sonrasında işsizlik, ekonomik çöküntü, kontrol kaybı gibi nedenlerle pek çok kırılgan ülkenin karışacağı, istikrarsız bölgelerin doğacağı uyarısında bulundu.
"Bu küresel savaşı kimsenin tek başına kazanamayacağı şimdiden belli"
Salgın sonrasında temiz ve yaşanabilir çevre, içilebilir su gibi yeni çatışma nedenlerinin ortaya çıkacağını kaydeden Arslan, "Sermaye ve güç şimdilik Doğu'ya kayıyor gözükse de Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri muhtemelen kısa sürede toparlanacak ve yarış kızışacak. Enerji rekabetine üretim-pazar-dağıtım rekabeti eklenecek. Bu küresel savaşta kimsenin tek başına kazanamayacağı şimdiden belli" dedi.
Arslan, ekonomik liderlikle siyasi liderlik yarışının dünyayı yeni bir krizin, yeni bir çıkmazın eşiğine getirebileceğine işaret ederek, bu salgında büyük travma yaşayan ülkelerin köklü dönüşüm yaşayacaklarını, bununla birlikte dünyanın genel güç dengesinde büyük bir değişim beklemediğini, Avrupa Birliği'nin tüm görüş ayrılıklarına rağmen bu krizden ders alacağını ve muhtemelen de güçlenmiş olarak çıkacağını tahayyül ettiğini söyledi. Aslan, salgının yayılımı konusunda uzmanların ihtarlarına uyulması gerektiğini aktararak, insanlığın ortak çabaları neticesinde korona virüsü ve onun yol açtığı zararların üstesinden gelineceğine inandığını vurguladı.