455 yıllık Kuran-ı Kerim kuyumcu hassasiyetiyle restore edildi
455 yıllık Kuran-ı Kerim kuyumcu hassasiyetiyle restore edildiİSTANBUL - 23 ayar altın, keçi derisi ve badem yağı kullanılarak restorasyonu tamamlanan 455 yıllık Kur'an-ı Kerim vatandaşların görmesi için Milli Saraylar'a bağlı Saray Koleksiyonları Müzesi'nde özel hazırlanan bölümde sergilenecek.
455 yıllık Kuran-ı Kerim kuyumcu hassasiyetiyle restore edildi
İSTANBUL - 23 ayar altın, keçi derisi ve badem yağı kullanılarak restorasyonu tamamlanan 455 yıllık Kur'an-ı Kerim vatandaşların görmesi için Milli Saraylar'a bağlı Saray Koleksiyonları Müzesi'nde özel hazırlanan bölümde sergilenecek.
Milli Saraylar envanterine kayıtlı 455 yıllık Kur'an-ı Kerim, Dolmabahçe Sarayında bulunan Milli Saraylar cilt atölyesinde kuyumcu hassasiyetiyle restore edildi. Milli Saraylar İdaresi Cilt Atölyesi Kurucusu mücellit Ahmet Kurnaz eser atölyeye ilk geldiğinde hasar görmüş kısımları fotoğraflanıp rapor ediliyor. Yapılan raporlama işlemimin ardından ise eserde kullanılan malzemeye uygun malzeme seçimi ve temini gerçekleştiriyor. Ardından 455 yıllık Kur'an-ı Kerim özenle temizleniyor. Keçi derisi, 23 ayar altın, badem yağı kök boyası ve bal gibi malzemeler kullanılarak restorasyonu tamamlanıyor. Kur'an-ı Kerim, arşiv kayıtlarına göre saraya Sultan 2. Mahmut'un eşlerinden Dilseza Başkadın Efendi'nin ikinci odacısı Nadire Kalfa tarafından 1 Temmuz 1816'da vakfedildi. Aynı belgeye düşülen notlara göre eser, 10 Şubat 1564'te reyhani hattıyla Ali Eş-Şehir bi Ebi'l-Hasan El-Useyli isimli hattat tarafından yazıldı. Restorasyonu tamamlanan eser raporlama işlemlerinin tamamlanması ile Milli Saraylar'a bağlı Saray Koleksiyonları Müzesi'nde özel hazırlanan bölümde sergilenecek.
"Kullandığımız altını 8 saat eziyoruz"
Kuran-ı Kerim'in restorasyonunu yaparken esere özgü özel bir kokunun olduğunu ifade eden Milli Saraylar İdaresi Cilt Atölyesi Kurucusu mücellit Ahmet Kurnaz, " Deri bakımları ve restorasyonlarını tamamladık. Deriyi yağlama yöntemi ile besleme işlemimiz kaldı. Bu işlemimizde tamamlandıktan sonra yakın bir tarihte saray koleksiyonumuzda sergilenecek eserimiz. Eser bize ilk geldiğinde her esere uyguladığımız raporlama sistemini yapıyoruz. Öncelikle ne tür hasarları olduğunu hem yazılı olarak yazıyoruz hem de görsel olarak tespit ediyoruz. Her eser için yüzlerce resim çekmemiz gerekebiliyor. Yazılı ve görsel raporumuzu bilgisayara kayıt edip arşiv bölümümüzde onaylanmasını bekliyoruz. Hazırladığımız rapor onaylandıktan sonra malzeme teminine geçiyoruz. Kuran-ı Kerim'in yapımında altın kullanıldığı için altını temin edip bal ile ezdik. Bal ile sadece eziyoruz, daha sonra iki kez saf su ile yıkıyoruz. Kuruduktan sonra altını öyle kullanıyoruz. Kullandığımız 23 ayar altını el ile eziyoruz. Yerine göre kullandığımız altını 8 saat eziyoruz. Kuran-ı Kerim'i açarsanız bir koku yayılır, hem bir eskiliğinin kokusunu hissedersiniz hem de onu okuyan insanların sanki kokusu sinmiş gibi biz sanatkarlar olarak onu hissediyoruz. Ben işimi yaparken bu koku beni cezbediyor. Hissettiğim o koku Kuran-ı Kerim'in eskiliğini bize hissettiriyor" ifadelerini kullandı.