15 Temmuz şehidinin babası: "Benim ciğerim yandı ama, memleketim memleket olarak kaldı"
15 Temmuz şehidinin babası: "Benim ciğerim yandı ama, memleketim memleket olarak kaldı"ANKARA - FETÖ'nün darbe girişiminde iki oğlundan birisi şehit, diğeri gazi olan Cemil Gençer 15 Temmuz'u İHA muhabirine anlattı.
15 Temmuz şehidinin babası: "Benim ciğerim yandı ama, memleketim memleket olarak kaldı"
ANKARA - FETÖ'nün darbe girişiminde iki oğlundan birisi şehit, diğeri gazi olan Cemil Gençer 15 Temmuz'u İHA muhabirine anlattı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimini engellemeye çalışırken şehit olan oğlu Özgür Gençer ve gazi olan abisi Şenol Gençer'in babaları Cemil Gençer, 15 Temmuz gününü İHA'ya anlattı.
Keçiören İlçesine bağlı Şehit Kubilay Mahallesi'nde oturan Özgür Gençer, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesine koşan vatandaşlardan biriydi. Abisi Şenol Gençer ile beraber Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne koşan Özgür Gençer, darbecilerin 16 Temmuz sabahı 06.20'de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne attığı son bombayla şehit oldu. Gençer, geride birisi 6 yaşında, diğeri 11 yaşında iki çocuğunu, eşini, anne ve babasını bıraktı.
Şehit Gençer'in babası Cemil Gençer, 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden geçen 3 yılı ve dinmeyen acılarını İHA muhabirine anlattı.
Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz gecesi uçakların sesiyle korktuklarını belirten baba Gençer, "Durum ne oluyor diye balkonlara çıktık. Oğlum zaten esnaftı, 15 Temmuz'un darbe girişimi olduğunu öğrendiğimizde geç vakitlere doğru annesi aradı 'Özgür oğlum neredesin' diye. O da 'Anne, biz abimle beraber Külliye tarafındayız' dedi. Annesi'de 'Oğlum sen dükkan açıyorsun, abine uyma evine git yorgunsun uyu' demesinin sonrasında annesini kırmamak için tamam anne gideceğim dedi" ifadelerini kullandı.
Atılan bombaların sesini duyduklarını anlatan baba Gençer, "Uçaklar bomba atıyor, duyuyoruz seslerini, uçaklar evimizin üzerinden geçiyor. Geçerken evler sallanıyor. O arada gece saat 3 gibi kendisi aradı, 'orada askerler var mı' diye. Annesi 'oğlum burada asker yok, sen yine mi oradasın' dedi. Annesinin kızmasının üstüne 'tamam anne gideceğim' dedi. O arada telefon kapandı. Oğlum evine gidiyor saat 4 civarında evde duramıyor. Abdest alıp 2 rekat namaz kılıyor. Tekrar Külliye'ye dönüyor. Annesi 'oğlum sen yine mi gittin' diye tekrar aradığında 'Buraya gidilir anne, o gün bugün değil, bugün başka bir gün' dedi" diye konuştu.
Şenol ve Özgür Gençer kardeşlerin Külliye önünde tekrar buluştuklarını belirten baba Gençer, şunları kaydetti:
"Sabaha karşı 05.30 - 06.00 civarında gelinim aradı. 'Baba Şenol abimden cevap alamıyorum' diye. Onu sakinleştirip ben aradım, Özgür'den cevap yok. Büyük oğlum Şenol'u aradım onun telefonunu da başkası açtı. Bu telefon sende ne geziyor diye sorduğumda, 'Hastanedeyiz, fazla konuşamayacağım' dedi ve telefonu kapattı. O arada annesiyle ben sabah 6 civarında hastahaneye gittik. Büyük oğlum yaralanmış şarapnel parçasıyla, sabah 06.20'de atılan son bombada, oğullarım yaralanmış. Hastaneye götürülmüş, götürmüşler bir şekilde, nasıl olduğunu kendileri biliyorlar, büyük oğlum ayrıntılı bilgi vermiyor. Çünkü oğlum, abisinin kucağında gitti. Ben biliyorum" ifadelerini kaydetti.
Hastaneye gittiklerinde büyük oğlunun yaralı olduğunu gördüğünü aktaran baba Gençer, "Hastaneye vardığımızda büyük oğlumun yaralı yerlerini alçıya almışlardı. 'Beni bırakın, Özgür'e bakın' dedi. O arada tanıdıklar yanımızdaydılar, ben bir ara hastanenin kayıt defterine baktım. Görevliden müsade isteyerekten, baktım ki Özgür'ün ismini kırmızı kalemle yuvarlak içine almışlar, o arada doktor geldi. Doktor beni odasına götürdü. Teselli etmeye çalıştı. 'Çok ağır gelmişti, elimden geleni yaptım ama kurtaramadım' dedi. Sonrasında da olaylar kendiliğinden gelişti" ifadelerini aktardı.
Şehit Özgür Gençer'in geride kalan çocuklarının haberi duyduktan sonra donup kaldığını söyleyen baba Gençer, "Çocuklar babaları gelecek diye bekler, 'Niye gelmedi' diye sorular sorarlar, bizim evimize her geldiklerinde babasının burada büyük fotoğrafı vardı. Küçük oğlu, babasının fotoğrafının üzerine oturup ağlardı. Ömer çok düşkündü babasına" diye aktardı.
Hem şehit hem de gazi babası olduğunu kaydeden baba Gençer, "Çok şükür, bu konuda insan tabi ki gurur duyuyor. Kötü yolda gitmedi çocuğum. Vatanı, milleti, memleketi ve bayrağı için herhangi bir karşılık beklemeden, hiçbir menfaat ve çıkar beklemeden yollara çıktılar. Memleket için bayrak için namus için bunu anlayan anlar ancak" dedi.
Gazi olan Şenol Gençer'in sağlık durumunun iyi olduğunu vurgulayan baba Gençer, "Şu anda kemiğinde şarapnel parçası var. Onu bacaktaki kemiğe zarar vermemek için almıyorlar, şimdilik öyle idare ediyor. Sağlık durumu iyi, işine devam ediyor" diye konuştu.
Şehit eşlerine çağrıda bulunan baba Gençer, "Tüm şehit ailelerinden rica ediyorum. Anne ve babaları üzmesinler, torunları uzaklaştırmasınlar, anne ve babanın onlara zararı olmaz" ifadelerini kullandı.
Ciğerinin yandığını ancak memleketin ayakta kaldığını aktaran Baba Cemil Gençer, şunları kaydetti:
"Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin, memleketimiz var olsun. Benim ciğerim yandı ama, memleketim memleket olarak kaldı. Benim gibi çok ciğeri yananlar var. Allah herkese sabır versin. Allah tüm şehitlerin şehadetini kabul buyursun."