15 Temmuz Gazisi Ünal: "Bu milleti, bu devleti, bu bekayı beleş bulmadık beleş de teslim etmeyiz"
15 Temmuz Gazisi Ünal: "Bu milleti, bu devleti, bu bekayı beleş bulmadık beleş de teslim etmeyiz" 15 Temmuz gazisi Sabahattin Ünal, darbe gecesi yaşadıklarını 5 sene sonra anlattı 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbeci askerlerin ateş açmasıyla...
15 Temmuz Gazisi Ünal: "Bu milleti, bu devleti, bu bekayı beleş bulmadık beleş de teslim etmeyiz"
15 Temmuz gazisi Sabahattin Ünal, darbe gecesi yaşadıklarını 5 sene sonra anlattı
İSTANBUL - 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbeci askerlerin ateş açmasıyla yaralanarak gazi olan Sabahattin Ünal, 5 sene sonra o gecede yaşadıklarını anlattı. Gazi Ünal, "Bu milleti, bu devleti, bu bekayı beleş bulmadık beleş de teslim etmeyiz. Bizim hududumuz şehitlerin kanlarıyla çizilmiştir onun için zor ve dar zamanlarda imkansızlıkları başarmayı bilen bir kişiyiz" dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz 2016'da yapılan hain darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde kalçasından vurularak gazi olan 62 yaşındaki Sabahattin Ünal, yaşadıklarını 5 sene sonra İhlas Haber Ajansı'na anlattı. "Bu milleti beleş bulmadık, kimseye teslim etmeyiz" diyen Sabahattin Ünal, dua ettikten sonra darbeci askerlere doğru koştuğunu ve kalçasından vurularak yere düştüğünü belirtti.
"Bu milleti, bu devleti, bu bekayı beleş bulmadık beleş de teslim etmeyiz"
Darbe gecesi nasıl haber aldığını anlatan Sebahattin Ünal, "Televizyonu açtım haber dinledim. TRT'deki sarışın bir bayan yurtta sulh konseyinin bildirisini okudu. "Eyvah" dedim, kalktım gittim arabamı çalıştırdım, FSM köprüsüne gidiyorum. Şile kavşağına kadar geldim. Orada baktım ki yol kapalı hiç hareket yok. Oradan döndüm, Çavuşbaşı'ndan inmeyi düşündüm. Orası da kapalı. Arabayı oraya istop ettim. Dedim "bunların bir hedefi var", sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın hedeflerinde olduğunu biliyordum. Bunlar kesin o eve gelirlerdi. Oradan yürüdüm. Yaş itibariyle pırlanta gibi genç delikanlılar peşimden yetişemedim. Tam sürat koşuyla köprüye vardım. Benim kendi beynimde tasarladığım olay, askerlere yanaşıp "ülkenin bekasıyla oynamayın kışlanıza dönün" demekti. Ama köprüye vardığımda başlamışlar vatandaşa ateş etmeye. Yani hedef alarak, insanlarımıza birebir öldürmek için kurşun sıkarak. Keskin kılıç gibi olan bir dua vardı. Elimi açtım dua ettim ve yürüdüm. Bu milleti, bu devleti, bu bekayı beleş bulmadık beleş de teslim etmeyiz. Bizim hududumuz şehitlerin kanlarıyla çizilmiştir onun için zor ve dar zamanlarda imkansızlıkları başarmayı bilen bir kişiyiz" şeklinde konuştu.
"Kimsenin haberi yok. Hanıma, çocuklara dahi söylemedim"
Köprüde kendisiyle beraber vurulan bir genci anlatan Sebahattin Ünal, "Bir genç beni bir adım geçti. "Oğlum ne yapıyorsun düz koşma, zikzak yap" demeye kalmadan çocuk vuruldu, o arada benim ona dönmemle birlikte sağ ayağımdan kurşun yedim. Biraz daha ilerledim gözümün önünden bir ateş savruldu. Ne olduğunu bilmiyorum tabii. Askerle karşı karşıyayken elimi kaldırdım askerin üstüne atlayacağım elindeki silahı almak için. O arada 4. kurşun ile vuruldum. Yere düştüm. İhlas Haber Ajansı'nın sergisinde de var. Sabah uyandım, bir hemşire ağzımdan oksijen aparatını aldı. "Ağabey senin kimsen yok mu kimse seni ziyarete gelmedi" dedi. Ben de "Kızım var ama kimsenin haberi yok. Hanıma, çocuklara dahi söylemedim" dedim. O anılar da insana duygusal anlar yaşatıyor. Aşağı yukarı 23 ay 18 gün tedavi sürecim oldu. O sırada işimden aşımdan oldum, bir tarafa gidemedim" dedi.