Zurich'ten Anlamlı Yatırım
Zurich, Z Zurich Vakfı'na yatırım yaparak sigortacılığın sosyal ve ekonomik anlamda üstlendiği rolü benimsediğini gösterdi.
Zurich, Z Zurich Vakfı'na 100 milyon dolar yatırım yaparak sigortacılığın sosyal ve ekonomik anlamda üstlendiği rolü ne denli benimsediğini gösterdi.
Zurich Financial Services Group (Zurich), ekonomiye, sosyal hayata ve çevreye olumlu etki yaratmak için uzun vadedeki kararlılığının bir göstergesi olarak, Z Zurich Vakfı'na 100 milyon dolarlık yatırım yaptı. Böylece, 2011 yılı bilançosuna da yansıtılmış olan bu tutarla, ciddi bir stratejik yatırım gerçekleştirdi.
Z Zurich Vakfı, finansal yatırımlarını Zurich'in sigorta ve risk yönetimi alanındaki birikimiyle pekiştirerek, kısa sürede çözülemeyen toplumsal sorunları anlamlı bir şekilde etkileyen bir kuruluş. Topluma yatırım yapmak, Zurich'in giderek büyüyen kurumsal sorumluluk stratejisinin bir parçası ve şirketin, faaliyet gösterdiği ülkelerde toplumların sürdürülebilir gelişimlerine yatırım yapma kararlılığını yansıtıyor.
Z Zurich Vakfı, gelişmekte olan pazarlarda, özellikle sürdürülebilir doğal afet yönetimi ve ekonomik büyüme gibi temel toplumsal sorunların çözüm odaklarını saptayarak, uzun vadeli stratejik ortaklıklara yatırım yapıyor. Mevcut ortaklıklar arasında; Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Dernekleri Federasyonu, Pratik Eylem (Practical Action) ve Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance) yer alıyor.
Sigortanın önemi giderek artıyor
Z Zurich Vakfı'na yapılan bu önemli yatırım, Zurich'in bir sigorta grubu olarak sosyal ve ekonomik değerinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Gerek mali kriz sonrasında ortaya çıkan sorunlar, gerekse dünyanın karşı karşıya olduğu riskler sigorta sektörünün önemini gittikçe artırıyor. Zurich, sigortacılığın sosyal ve ekonomik anlamda artan önemiyle ilgili yaptığı araştırmanın sonuçlarını faaliyet gösterdiği tüm ülkelerle paylaştı. Zurich Global Life CEO'su Kevin Hogan, yaptığı açıklamada, konuyla ilgili şunları söyledi:
"Bazı sigorta ürünleri çoğu insan tarafından bilindiği halde, sigortacılığın toplumdaki rolü çok iyi anlaşılmıyor. Sigortacılığın temel amacı insanların ya da şirketlerin güvenliğini artırmaktır ve bu amaç herkes için önem taşımaktadır. Sigortacılık, insanların ve şirketlerin risklere -bilinmeyen ya da öngörülemeyen olaylara- karşı korunmasını ve geleceğe daha hazırlıklı olmalarını sağlamaktadır."
Sigortacılığın, tarih boyunca insanların hayatında ve ticaretin gelişiminde önemli bir rol üstlendiğini belirten Hogan, bu çalkantılı dönemde sektörün daha da önemli bir rol oynamaya devam edeceğini kaydetti. Kevin Hogan sözlerine şöyle devam etti:
"Sigorta sektörünün öneminin önümüzdeki yıllarda artması ve yeni sigorta çözümlerine ihtiyaç duyulması bekleniyor. Bu tespiti, şu nedenlere dayandırabiliriz: Öncelikle, dünyanın büyük bir kısmı yeterli sigorta teminatına sahip değil. İkinci olarak, tüm dünyada sigorta kapsamına giren riskler büyük oranda artış göstermektedir. Üçüncü olarak ise, çoğu ülkenin kamu maliyesindeki baskı göz önüne alındığında, özel sektör ve sigorta sektörü, yaşlılık ve maluliyet maaşlarının temin edilmesinde ve sağlık sigortalarında daha öne çıkan bir rol üstlenmektedirler."
Sigortacılığın giderek artan rolünü vurgulayan başlıklar;
Zurich, sigorta penetrasyon ve tahmini büyüme oranlarının olası artışıyla beraber, sigorta kapsamına giren risklerin 2010 ilâ 2020 yılları arasında iki katına çıkacağını öngörüyor.
Sigorta penetrasyonunun, artan gelir seviyesi ile beraber, Asya-Pasifik ve Orta Doğu bölgelerinde artması bekleniyor.
Şu anda yaşlılık, maluliyet ve sağlık sigortalarının büyük bir kısmı hükümetler tarafından temin ediliyor. Gelecekte, hükümetlerin üstlendikleri sosyal yükümlülükleri giderek özel sektörün sağladığı çözümlere devrederek azaltması bekleniyor. Kamu maliyesinde yaşanan zorluklar göz önüne alındığında, özel sektörün daha önemli bir rol üstlenmesi mümkün görünüyor.
Doğal afetlerin etkilerinin, önümüzdeki yıllarda artması beklenebilir. Dünyanın nüfusu giderek arttığı için, afetlerin ekonomik etkisin de artması öngörülebilir. Felaketlere karşı sigortalanma oranının artması kadar, doğal afetleri önleme ve felaketlerle mücadele etme becerilerinin gelişmesine ihtiyaç duyuluyor. Özel sektörün sunduğu teminatların eksik kaldığı durumlarda, kamu-özel ortaklıklarının açığı kapatmakta yardımcı olması bekleniyor.