Zirveden getirdiği doğal karı, 30 yıldır lezzet şölenine dönüştürüyor
Aydın'ın Nazilli ilçesinde, 30 yıldır kar helvacılığı yapan 65 yaşındaki Mustafa Alaçı, 1800 rakımlı zirveden getirdiği doğal karı, kendi elleriyle hazırladığı şerbetlerle lezzet şölenine dönüştürüyor.
Kış aylarında Aydın Dağları'nın 1800 metre zirvesinde bir asır önce kazılan kar kuyularında biriktirilen karların vişne, karadut, böğürtlen gibi meyvelerle birleşimiyle ortaya çıkan kar helvası yaz günlerinin vazgeçilmez lezzeti olarak başta Aydın olmak üzere kent merkezlerinde ve kıyı kesimlerdeki tatilcilerle buluşuyor.
Kar helvası, hazırlığı son derece zahmetli olan bir tatlı çeşidi. Dededen toruna kar helvacılığını meslek haline getiren Nazilli'ye bağlı Kavacık köyü sakini Mustafa Alaçı, 30 yıldır bu mesleği sürdüren ender kişilerden birisi. Bu doğal lezzeti üç nesilden bu yana insanlarla ulaştıran Alaçı, Nazilli ilçe merkezindeki Şehit Ali Günay Parkı'ndaki tezgahının yanı sıra belde ve köylerini karış karış gezerek yaz sıcağından bunalanları 1800 metreden gelen lezzetle serinletiyor.
"KUYUDA ERİMEDEN MUHAFAZA EDİLİYOR"
Kar helvasından kullanılan buz parçacıklarının kış aylarında dedelerinin Aydın Dağları'na elleriyle kazdığı kuyularda biriktirilen kardan elde edildiğini belirten Mustafa Alaçı, "Kış aylarında karların artmasıyla birlikte tepelerin kuytu yerlerinde oluşturulan kar kuyularında karların birikmesini sağlıyoruz. Karların hava alarak erimesini engellemek için üzerini meşe ağacının yaprakları ile kapatıyoruz. Meşe yaprağı buza yapıştığından hava almasını engelliyor ve yaz aylarının sonlarına kadar karlarımız kuyuda erimeden muhafaza ediliyor" dedi.
"TAMAMEN DOĞAL VE KATKISIZ OLARAK HAZIRLIYORUZ"
Dağlardan eşek ve atlar yardımıyla indirdikleri karı sıcağı ve soğuğu geçirmeyen keçe çuvalların içine muhafaza ettiklerine işaret eden Alaçı, keçe sayesinde zaman zaman 40 dereceyi geçen hava sıcaklığına karşın karlarının erimediğini söyledi. Dedesi ve babasından devraldığı mesleği günümüzde artık çok yapanın kalmadığının altını çizen Alaçı, "Keçe çuvallar içinde tezgaha inen karları hazırladığımız vişne, karadut ve böğürtlen şerbetleriyle vatandaşımıza sunuyoruz. Bu şerbetleri de tamamen doğal ve katkısız olarak hazırlıyoruz. Bardak içerisine aldığımız karın üstüne şerbetimizi döküyoruz. Vatandaşımızın rahatça yiyebilmesi için kaşıkla sunuyoruz. Kar helvası kökeni Roma dönemine dayanan bir tatlı. Roma İmparatorluğu'nda da toplanan karların üzerine bal ve çeşitli meyvelerin pürelerinin dökülmesiyle tatlı elde edildiğine dair çeşitli kaynaklarda bilgiler var" diye konuştu.
"BU İŞTE BİR LEZZET SIRRIMIZ VAR"
Öncelerde çok kısıtlı bölgelerde bilinen kar helvasının artık özellikle tatil bölgelerinde aranan bir tat haline geldiğini savunan Mustafa Alaçı, kar helvasının giderek daha çok ilgi gördüğüne dikkati çekerek, "Dedemden bana miras kalan bu mesleği sürdürdüğüm için çok mutluyum. Mayıs ayından Eylül ayının sonlarına kadar süren kar helvası sezonunda vatandaşlarımız kar helvasından vazgeçmiyor. Kafeteryalarda satılan renkli buzlu içeceklere karşın kar helvası yine de ilgi görüyor. Elbette her lezzetin bir sırrı var. Bizim de bu işte bir lezzet sırrımız var" şeklinde konuştu.