Zeytin ve zeytinyağı sektörü milli gelire sağladığı katkıyı arttırmaya devam ediyor
Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Köşk Ziraat Odası Başkanı Veli Tuna, zeytin ve zeytinyağı sektörünün milli gelire sağladığı katkıyı arttırmaya devam ettiğini belirterek;
Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Köşk Ziraat Odası Başkanı Veli Tuna, zeytin ve zeytinyağı sektörünün milli gelire sağladığı katkıyı arttırmaya devam ettiğini belirterek; "Bu katkının sektörel sorunların çözümü, üretimde katma değerin arttırılması ve markalaşma ile çok daha artacağı açıkça görülmektedir" dedi.
Türkiye'de zeytin üretiminin yıllar itibariyle artış gösterdiğini belirten Veli Tuna, "Bunun en önemli nedenlerinden biri de yıllara göre zeytin üretim alanlarındaki artıştır. Son yıllarda yeni zeytin bahçesi tesisi ve sertifikalı zeytin fidanı destekleriyle zeytin üretim alanları artış göstermiştir. Toplam zeytin üretiminin yaklaşık olarak yüzde 75'ini yağlık zeytin oluşturmaktadır. Zeytin alanları ve üretimi; Zeytin üretim alanları Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşmıştır ve yıllara göre artış eğilimindedir. Zeytin alanlarında en önemli iller Aydın, Muğla, İzmir'dir. Zeytin üretimi 2018 yılı 1 milyon 500 tondur. Yağlık zeytin üretiminde en önemli iller Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir ve Hatay'dır. Yağlık zeytin üretiminde; Ege Bölgesi'nin güney kesimi ve Akdeniz Bölgesi'nin Hatay ve Mersin illeri ön plana çıkmaktadır. Zeytinyağı üretimi; Türkiye'de zeytinyağı üretimi, zeytin üretimindeki dalgalanmalara bağlı olarak değişmekte ve dünyada ilk beş ülke içinde yer almaktadır. Türkiye zeytinyağı ihracatında ilk dört ülke arasında olmasına rağmen, zeytinyağı ihracatında öncü ülke olan İspanya'nın yaklaşık beşte biri kadar ihracat gerçekleştirmektedir. İthalat ise yok denecek kadar azdır" dedi.
Türkiye'de Zeytin Destekleme Politikaları
Ülkemizde uygulanan zeytin destekleme politikalarından söz eden Tuna, "Zeytincilik sektörünün geliştirilmesi ve düzenlenmesi amacıyla oldukça geniş bir yelpazede uygulanan bu destekleme araçları zaman içerisinde bazı değişiklikler göstermiştir. Geçmişte uygulanan destekleme araçları içerisinde; destekleme alımları, girdi sübvansiyonları ve doğrudan gelir desteği bulunmaktadır. Destekleme primleri yıllar içinde destekleme alımlarıyla yer değiştirerek kesintiye uğramıştır ancak günümüzde fark ödemesi adı altında devam etmektedir. 2018 yılında verilen desteklerden ise alan bazında dekara mazot ve gübre destekleri, ikinci kategoride organik tarım desteği, sebze ve meyvede iyi tarım uygulamaları, fark ödemesi, yurt içi sertifikalı fidan desteği, sertifikalı fidan kullanan bahçelerde 400 TL/dekar) ve geleneksel zeytin bahçelerin rehabilitasyonu desteği bulunmaktadır" diye konuştu.
Zeytin ve Zeytinyağı Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri
Başkan Tuna, zeytin ve zeytinyağı üretimindeki başlıca sorunlar ve çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:
"Rekolte tahmin çalışmalarının yalnızca uzmanların tecrübe ve gözlemlerine dayanarak yapılması nedeni ile coğrafi bilgi sistemi ve güvenilir veri tabanı oluşturulamıyor. Rekolte çalışmaları uzmanların yanı sıra modern teknolojilerin kullanımı ile gerçekleştirilmelidir. Zeytin çeşitleri ıslahı çalışmaları yapılmalı üretim yöntemleri modernize edilmelidir. Örneğin ülkemizde yok yıllarında yüzde 75 rekolte kaybı yaşanırken bu oran İspanya'da yüzde 35- 40 seviyelerinde gerçekleşmektedir.
Fidan üretimi arttırılmalı, ıslah çalışmaları yapılmalı, zeytin fidanı türleri sınıflandırılmalı, sertifikalı fidan kullanımı sağlanmalı ve fidanların genetik haritası çıkarılmalıdır. Yeterli düzeyde ve analize dayalı gübreleme yapılmalı, bölgesel laboratuvarların sayısı arttırılmalıdır. İlaçlama alanları genişletilerek çevre ve insan sağlığına zararsız ilaçların tercih edilmesi sağlanmalıdır. Zeytin alanlarının yüzde 92'si sulanmamakta olup, atıl durumdaki su kaynaklarının kullanımının sağlanarak modern sulama teknikleri uygulanmalıdır. Erozyonun engellenmesi için teraslama çalışmaları hızlandırılmalıdır.
İspanya ve İtalya'da ağaç başına verim 45-50 kilogramdır, ülkemizde ise verimlilik bu oranların üçte biri kadardır. Budama ve toplama teknikleri gözden geçirilmeli, ağaçların gençleştirilmesi konusunda çalışma yapılmalı, mekanik hasat yaygınlaştırılmalı, depolama tesislerinin sayısı ve kalitesi arttırılmalı ve modernize edilmeli. Zeytinyağı işletmelerinin zeytin karasuyu atıklarının çevresel zararlarının modern arıtma tesisleri ile ortadan kaldırılması gerekmektedir. Markalaşmanın ve ambalajlı satışların arttırılması, Türk markalarının uluslararası imajının güçlendirilmesi, yurtiçi tüketimin arttırılması konusunda çalışmalar yapılması, tağşiş ve hileli karışık yağ satışlarının engellenmesi konusunda etkin çalışmalar yapılmalıdır. Zeytinyağı ayrıca ilaç, alternatif tıp ve kozmetik sektörleri açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Bu alanlara yapılan yatırımın arttırılması ile sektörün sağladığı katma değer çok daha hızlı artacaktır. Zeytin ve zeytinyağı sektörü milli gelirimize sağladığı katkıyı arttırmaya devam etmektedir. Bu katkının sektörel sorunların çözümü, üretimde katma değerin arttırılması ve markalaşma ile çok daha artacağı açıkça görülmektedir" - AYDIN