"Yenilenebilir Enerji Türkiye'nin Cari Açığını da Azaltacak"

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, Türkiye'nin önemli cari açığının en büyük sebeplerinden birinin enerji ithalatı olduğunu, yenilenebilir enerji çalışmalarının ise cari açığın azalmasına katkı sağlayacağını belirtti.

Meral, TUSKON işbirliğinde Almanya İş Hayatı Dernekleri Federasyonu (BUV) tarafından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Almanya Federal Çevre Bakanlığı'nın katkılarıyla organize edilen "2. Türk-Alman Yenilenebilir Enerji İşbirliği Forumu"nda konuştu.

Enerji politikalarının ülkelerin ekonomilerini ve güvenliklerini temelden etkileyen önemli faktörlerden biri olduğunu vurgulayan Meral, ülkelerin bu nedenle bu alanda sürdürülebilir ve daha az bağımlı olmaya çalıştığını ifade etti.

Almanya'nın yenilenebilir enerjilerin üretilmesi ve kullanılmasıyla ilgili aldığı somut kararları ve uygulamaları yakından takip ettiklerini anlatan Meral, Türkiye'nin de enerji bağımlığının azaltılması adına yenilenebilir kaynaklara yönelmesini ve toplam enerjisinin yüzde 30'unun yenilenebilir enerjilerden sağlanması yönünde konulan hedefe kararlı adımlarla gidilmesinin çok olumlu olduğunu kaydetti.

Meral, "Türkiye önemli cari açık veren ülkelerden biri. Bunun en büyük sebeplerinden biri enerji ithalatı giderlerimiz. Bizim bu çalışmamızın Türkiye'nin büyük sorunlarında biri olan cari açığın kapanmasına fayda sağlayacağına inanıyoruz" dedi.

-"2011'de yenilenebilir enerjilere kamu desteği 87 milyar dolar oldu"-

Almanya Federal Çevre İşleri ve Su Ekonomisi Bakanlığı Genel Müdürü Helge Wendenburg da, dünya genelinde geçen yıldan bu yana enerji yatırımlarında bir yön değişimi yaşandığını ve geçen yıl yenilenebilir enerji sektöründe 257 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirildiğini söyledi.

Böylece yenilenebilir enerji alanında fosil yakıt kaynaklı enerji üretimine kıyasla 40 milyar dolar daha fazla yatırım yapıldığını belirten Wendenburg, bu yatırımlarda en büyük payın Çin, ABD, Almanya ve İtalya'ya ait olduğuna dikkati çekti.

Wendenburg, "Ancak, Uluslararası Enerji Ajansı'nın yayınladığı enerjinin geleceğine ilişkin rapora göre, fosil ve nükleer yakıt menşeli enerjilere yönelik sübvansiyonlar devam ediyor. Geçen yıl bu sübvansiyonlar dünya genelinde 523 milyar dolara ulaştı. Yenilenebilir enerjilere yönelik kamu desteği dünya genelinde ancak 87 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yenilenebilir enerjilerin potansiyelinden yararlanmak için bu miktar yeterli değil" diye konuştu.

Yenilenebilir enerjilerin küresel tedarikteki payının yüzde 20 civarında bulunduğuna işaret eden Wendenburg, bu payı 2035 yılına kadar yüzde 32'ye yükseltmek için devlet desteğinin ana itici güç olarak 235 milyar dolara yükselmesi gerektiğini ifade etti.

Almanya'da yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesiyle yaklaşık 130 milyon ton sera gazı emisyonu önlendiğini aktaran Wendenburg, ülkesinde bu yılın sonunda yenilenebilir enerjilerin elektrik üretimindeki payının yüzde 25 olacağını, bu payı 2020 yılına kadar yüzde 40'a, 2050 yılına kadar da yüzde 80'e yükseltmeyi hedeflediklerini anlattı.

Wendenburg, bir devlet bankası olan Alman Kalkınma Bankası KfW üzerinden Türk Sınai Kalkınma Bankası'na 3 dilim halinde gerçekleşecek faiz indirimli destekle birçok projenin finanse edileceğini de sözlerine ekledi.

-"Alman enerji ekonomisi Türkiye ile işbirliği için can atıyor"-

Almanya Federal Ekonomi Bakanlığı'ndan Helge Tolksdorf ise Türkiyede çok dinamik bir ekonomik kalkınma olduğunu, bunun da gelecekte enerji tedarikinin önemli olacağını gösterdiğini dile getirdi.

Alman ekonomisinin bütün ekonomik sorunlara rağmen büyüdüğünü söyleyen Tolksdorf, "Alman ekonomisi Avro bölgesinde hala bir istikrar unsuru. Almanya yenilenebilir enerji için yeni adımlar atıyor. Bu enerji değişimi bütün zorluklara rağmen nihai olarak Almanya'nın ihracat gücünü artıracak ve ülkenin enerji tedarikinin güvenliğini sağlayacak" değerlendirmesini yaptı.

Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, konvansiyonel güç santralleri ve onların modernleştirilmesi, linyit kömürünün etkin kullanımı ve aktarım merkezlerinin geliştirilmesi ile enerji düzenlemeleri konularında Türkiye ile çalışmayı hedeflediklerini aktaran Tolksdorf, bu işbirliğinin Almanya'nın ve Türkiye'nin enerji tedarikini güvenli kılacağını söyledi.

"Alman enerji ekonomisi Türkiye ile işbirliği için can atıyor" diyen Tolksdorf, Türkiye'de yapılacak anayasa değişikliğiyle Avrupa Birliği katılımının güçleneceğini düşündüklerini, enerji ekonomisinde adım adım ortak müktesebatın kabulünün önemli olacağını ve Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu'nda da Türkiye ile hareket etmek istediklerini belirtti.

-"Türkiye, bölgede sabitleyici bir çıpa"-

Almanya Federal Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Eberhard Pohl de, Türkiye'nin büyük hedefleri olduğuna ve Avrupa ile Almanya'nın bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde ortak olarak Türkiye'nin yanında bulunması gerektiğine dikkati çekti.

Türkiye'nin Avrupa ve Almanya için mükemmel bir ekonomik ortak olduğuna işaret eden Pohl, "Bugün bölgenin siyasi haritasına bakıldığında Türkiye'nin sabitleyici bir çıpa olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin Almanya ve diğer Batı ortaklarıyla beraber Suriye için denge oluşturma ve risklerle başa çıkma çabası içinde olduğunu görüyoruz. Türkiye burada bir anahtar ülke. Türkiye batı ülkeleri için de bir güvenlik çıpası" diye konuştu.

Almanya İş Hayatı Dernekleri Federasyonu (BUV) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kımıl da, yenilenebilir enerji sürecinin çok önemli fırsatları beraberinde getirdiğini, bu zeminin milli ekonomiler açısından önemli imkanları barındırdığını ifade etti.

Yenilenebilir enerjilerin değerlendirilmesinin ancak karar vericilerin, yatırımcıların ve bu konuda fikir üreten uzmanların bir araya gelmesiyle mümkün olacağını söyleyen Kımıl, yenilenebilir enerjinin Türkiye ile Almanya arasındaki ortaklığı artırma yönünde bir fırsat olacağını da sözlerine ekledi.

Muhabir: Mücahid Eker

Yayıncı: Zekeriya Gülün - İSTANBUL