Yağlı Tohumlu Bitkiler ve Bitkisel Yağlar Konferansı
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, "Bir sektör bu kadar heyecanla, katılımı yüksek oranla yılda bir defa da olsa meselesinin sahibiyse bu sektör eminim ki her sorununu çözmeye muktedir olacaktır.
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, "Bir sektör bu kadar heyecanla, katılımı yüksek oranla yılda bir defa da olsa meselesinin sahibiyse bu sektör eminim ki her sorununu çözmeye muktedir olacaktır." dedi.
Altunyaldız, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği tarafından düzenlenen Yağlı Tohumlu Bitkiler ve Bitkisel Yağlar Konferansında yaptığı konuşmada, dün İstanbul Finans Zirvesinde CHP ve MHP'li milletvekillerinin katıldığı bir panelde bulunduğunu, ortak fikrin ise Türkiye'nin yeni bir hikaye yazması gerektiği olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yeni hikaye yazmasının birinci bölümünün badirelerle geçtiğini belirten Altunyaldız şunları dile getirdi:
"Biz üretim ekonomisi olmaya devam etmek zorundayız. Finansman alanında yatırım için finansmana ihtiyacımız var, bu alanda arzu ettiğimiz iç tasarruf oranlarını henüz yakalayamadık, çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Küresel dünyaya entegre olmanın heyecanını yaşadık. Dünyanın dört bir yanında ihracatçı, üretici olduk. Dünya pazarlarına girmeyi orada kalıcı olmayı öğrendik.
Bunu demokrasi ve hukukla yapıp başarmayı milletimizin tarihine geçecek şekilde ifa ettik. Beklemediğimiz bir anda demokrasimizin yüreğine bir hançer gibi saplanmak istenen darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık, ama milletimizin kahramanlığıyla püskürtüldü. Şundan etkilendiğimi söylemeliyim; bir sektör bu kadar heyecanla, katılımı yüksek oranla, yılda bir defa da olsa, meselesinin sahibiyse bu sektör eminim ki her sorununu çözmeye muktedir olacaktır."
- "Mini anayasa"
Altunyaldız, Türkiye'nin hikayesinin ikinci bölümünün ana başlığının yeni anayasa olduğunu vurgulayarak, "Bu anayasa ile başlayabileceğimizi umut olarak veren gelişmeler var. 'Mini Anayasa' deniliyor ama bunun verdiği bir ruhla tüm anayasayı da değiştirecek bir yaklaşım gelebilir, üç partinin yaptığı çalışmalar var. Anayasa değişirse tüm hukuk normlarının anayasaya uyma zorunluluğu olduğu için ikincil normlar da bir bir değişecektir, bu da topyekun bir hukuk reformunu beraberinde getirecektir." dedi.
Nitelikli insan gücünün önemine işaret eden Altunyaldız, "Artık kamu her şeyi en iyi bilen değil. Her şeyin düzenleyicisi ve hakikaten yazdığı zaman çözen organ değil. Biz çağdaş çözüm organlarının, ülkelerinin yaptığı gibi Türkiye Cumhuriyeti olarak sektör ile birlikte çalıştık." diye konuştu.
- "Yağlı tohum üretimini artırmalıyız"
Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil ise Türkiye'nin çok zor günlerden geçtiğini belirterek, bugünlerin hep beraber çok daha güçlü atlatılacağını kaydetti.
İş dünyasının yapması gereken çok şeyin olduğunu ifade eden Büyükhelvacıgil, şunları söyledi:
"Yurt dışında darbe girişimi ile ilgili bazı kesimlerin oluşturduğu yanlış ve yönlendirici bilgi ile mücadele etmeliyiz. Darbe girişiminde ülke olarak yurt dışındaki dostumuzu ve düşmanımızı görmüş olduk. Bizler geleceğimize sahip çıkarak ülkemiz için üretmeye devam edeceğiz. 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyerek eğilmeyeceğiz ve yolumuza devam edeceğiz. Bugün geleceğe memnuniyetle bakabiliyorsak aziz milletimizin sayesinde olmuştur. Hepimiz bu ülkeye layık olmak zorundayız."
Büyükhelvacıgil, ham madde ihtiyacının yüzde 75'inin ithalat ile karşılandığını aktararak, bitkisel yağ sektörünün ayçiçeğinde ham madde yetersizliği nedeniyle dışa bağımlılığının artarak devam ettiğini söyledi.
Türkiye'de yağlı tohum üretiminin yıllık 2,3- 2,7 milyon ton arasında olduğunu anlatan Büyükhelvacıgil, yağlı tohum bitkilerindeki prim desteğine rağmen yıllar itibarıyla üretimde ciddi artış olmamasının dikkat çekici olduğunu dile getirdi.
Büyükhelvacıgil, ekim alanlarının ürün fiyatlarına bagˆlı olarak degˆis¸tiğini aktararak, sözlerine şöyle devam etti:
"Ayçiçegˆi ekim alanları aynı seviyelerde kalırken, tagˆs¸is¸in ana problemi olan aspir ve kanola tohumu ekim alanlarında artıs¸ görülmektedir. Ham madde bagˆımlılıgˆından kurtulmalıyız. Yılda 2 milyon ton ayçiçegˆi tohumu üretmek zorundayız. Ayçiçegˆi tohumuna daha fazla prim destegˆi verilmeli. Yagˆlı tohum is¸leme kapasitemiz yıllık 9 milyon ton, 100'ün üzerinde tesisimizin 2015 yılı kapasite kullanım oranı yüzde 49. Rafineri kapasitemiz yıllık 4 milyon ton, 100 yakın tesisimizin 2015 yılı kapasite kullanım oranı yüzde 70. 2015 yılında tarım ürünleri ithalatı 11 milyar dolar, yagˆlı tohum ve türevleri 3,5 milyar dolarlık ithalala birinci sırada yer alıyor.
Türkiye gıda amaçlı yagˆlı tohum ve ham yagˆ ithalatı için 2,1 milyar dolar ödüyor. Likit yağ ihracatın yüzde 85'ini Irak ve Suriye'ye yapmaktayız. Yağlı tohum üretiminin artırılması stratejik bir önem arz ediyor. Stratejik ürün kategorisinde değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye önümüzdeki yıllarda yağlı tohum veya ham yağ temin edememe gibi bir riskle karşı karşıya kalabilir. Hatta rafine edilmiş ambalajlı yemeklik yağ ithal etme zorunluluğunda kalabiliriz."
- "Destekleme ekim zamanında yapılmalı"
Konya Gıda ve Tarım Üniversitesine yaptırdıkları araştırma sonuçları hakkında bilgi veren Büyükhelvacıgil, "Türkiye'de ayçiçegˆi üretimi açıgˆı 2020 yılında yaklas¸ık 891 bin tona ulas¸acak. Bu açığın daha da artarak 2030 yılında 1,3 milyon ton seviyesine yükselecegˆi tahmin ediliyor. 2016-2030 yılları arası dönemde ayçiçek yagˆı ithalatının tamamen durdurulması halinde Türkiye ekonomisine katkısı yaklas¸ık 15,6 milyar dolar olacak. Türkiye'de ayçiçegˆinin stratejik ürün kapsamına alınması, ayçiçegˆi tohumu ve ayçiçegˆi yagˆı üretimlerindeki artıs¸lar yoluyla ekonomimize önemli bir katkı sagˆlayacak." şeklinde konuştu.
Büyükhelvacıgil, yağlı tohumlu bitkilerin devlet alım garantisi olan müdahale alım fiyatının uygulamasının yanı sıra primle de desteklenen hububat ile rekabet edemediğine dikkati çekerek, "Destekleme ekim zamanında üreticinin karar verme as¸amasında yapılmalı ve primler alternatif ürünlere göre parite dikkate alınarak belirlenmeli. Destekleme hasat sırasında düzenleyici fark ödemesi primi olarak belirlenmeli, yagˆlı tohum üreticisinin magˆduriyetini önleyecek düzeyde olmalı." dedi.
Son zamanlarda hem iç piyasada hem de ihracatta tağşişin yaygınlaştığını savunan Büyükhelvacıgil, sıkı denetim ve caydırıcı cezaların önemini vurguladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Araştırma ve Para Politikası Genel Müdür Yardımcısı Çağrı Sarıkaya ve Türkiye İş Bankası İktisadi Araştırmalar Birim Müdürü Alper Güler'in katılımıyla Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler, Beklentiler ve Para Politikaları Paneli gerçekleştirildi.
15 Temmuz'daki Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi ve sonrasındaki demokrasi nöbetlerine ilişkin fotoğrafların yer aldığı gösterim ile açılışı yapılan konferans, çeşitli panel ve sunumların ardından sona erecek.