Tuz Havuzu" Değil Sanki "Sera"
Erzincan'ın Kemah ilçesindeki tesislerde "Kemah tuzu" üreten işletmeci Metin Tanrıkulu, Doğu Anadolu'daki hava şartları nedeniyle kısa olan üretim sezonunu 3 aydan 10 aya uzatmak amacıyla seracılıktan esinlenip tesisine piramit şeklinde "cam çatı" kaplamalı biriktirme havuzları yapıyor.
KEMAL ÖZDEMİR - Erzincan'ın Kemah ilçesindeki tesislerde "Kemah tuzu" üreten işletmeci Metin Tanrıkulu, Doğu Anadolu'daki hava şartları nedeniyle kısa olan üretim sezonunu 3 aydan 10 aya uzatmak amacıyla seracılıktan esinlenip tesisine piramit şeklinde "cam çatı" kaplamalı biriktirme havuzları yapıyor.
İlçedeki natürel kaynak tuzu üretim tesisinde elde edilen Kemah tuzu, kentin rağbet gören ürünleri arasında yer alıyor.
Üç aylık üretim süresi içerisinde gelen talebi karşılamakta güçlük çeken tesis sahibi Metin Tanrıkulu, Doğu Anadolu'daki hava şartları nedeniyle kısa olan üretim dönemini uzatmak için çalışma başlattı.
Seracılıktan esinlenen Tanrıkulu, tesisinde piramit şeklinde "cam çatı" kaplamalı 4 biriktirme havuzu yapmayı planladı.
Havuzların üzerini çelik konstrüksiyonla birbirine bağlanan cam çatıyla kaplamak için yoğun çalışma yürüten Tanrıkulu, havuzlardan birinde çalışmaları tamamladı.
Tanrıkulu, diğer havuzlardaki çalışmaları da en kısa sürede bitirmeyi amaçlıyor.
Bu çalışmayla üretim sezonunu 3 aydan 10 aya çıkarmayı hedefleyen Tanrıkulu, havaların soğumasının ardından çalışmalarına üstü cam çatıyla kapalı havuzlarda devam edecek.
Cam çatılı havuzların olduğu bölge, uzaktan serayı andırıyor.
Metin Tanrıkulu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tuz üretiminde hava sıcaklığının önem taşıdığını belirterek, "Buradaki üretim haziran ayı ortasından eylül ayı ortasına kadar sürüyor. Zor şartlarda ve 3 ay gibi kısa sürede gelen talebi karşılamaya çalışıyoruz. İnsanlarımız tarlada 1 ay, serada ise 12 ay domates üretiyor. Biz de tuzun serasını yapalım dedik." ifadesini kullandı.
Tanrıkulu, "cam piramit havuzlu tuz gölleri projesi" ile bir ilke imza atmak istediklerini de söyledi.
Geleneksel yöntemle çok kaliteli tuz üretmeye devam edeceklerini belirten Tanrıkulu, "Doğal olarak elde edilen bu tuzda hiçbir kimyasal katkı bulunmamaktadır. Kaynağından suyla erimiş olarak gelen tuz, havuzlara alınarak burada güneşin sıcaklığı ile buharlaştırılarak tekrar kristalize ediliyor. Yaz aylarında 3-4 günde suyun buharlaşmasının ardından tuzumuzu alıyoruz. Daha sonra üretilen tuz hiçbir katkı katılmadan tamamen doğal haliyle paketleniyor." diye konuştu.
"Kemah tuzu olmazsa Erzincan tulum peyniri olmaz"
Kemah tuzunun koruyucu etkisinin Erzincan tulum peynirinin üretimindeki kalite açısından önemli olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, "Kemah tuzu Türkiye'de marka olmuş ve yörede üretilen Erzincan tulum peynirinin olmazsa olmazıdır. Kemah tuzu olmazsa Erzincan tulum peyniri olmaz çünkü bu tuzun lezzeti ve koruyucu etkisi peynire ayrı bir tat kazandırıyor." dedi.
Kemah tuzunun bölge ekonomisine önemli katkıda bulunduğunu ifade eden Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Geçmişte buzdolabının olmadığı dönemlerde insanlar gıdalarını bu tuzla korurlarmış. Yöre halkı kavurmayı aylarca bununla yer, peynirlerini bununla yapar, etlerini tuzla güneşin altında kurutarak bahara kadar 3-5 ay bu tuz sayesinde muhafaza eder. Tuz demek bölgede hayat demek."
"Almanların yatırım teklifini kabul etmedik"
Tanrıkulu, bir dönem Almanların yatırım için teklifte bulunduklarını belirterek, "Almanlar rafine sistemi ile büyük miktarda tuz üretmek ve bunun tamamını Avrupa'ya götürmek için yatırım teklifinde bulundular. Böylesine bir nimetten insanlarımızın faydalanmaması ve yabancıların bunu dışarıya götürmek istemeleri bize doğru gelmedi. Bu nedenle yatırım tekliflerine sıcak bakmadık. Tesisimizde bölgenin ihtiyacını karşılamak için her sene yeni yatırımlar yaparak daha kaliteli üretim yapmaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Tesiste 50-60 metre uzunluğunda bir su tüneli olduğunu ifade eden Tanrıkulu, bazı astım hastalarının rahatlamak için haftada 1-2 kez tünele geldiğini anlattı.