Haberler

Tüsiad 45. Genel Kurul Toplantısı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Yücaoğlu: "Demokratikleşme adımları hızla gerçekleştirilmiş olsaydı, TÜSİAD'ın inançla desteklediği Çözüm Süreci, çok daha sorunsuz bir şekilde ilerleyebilirdi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu, "Demokratikleşme adımları hızla gerçekleştirilmiş olsaydı, TÜSİAD'ın inançla desteklediği Çözüm Süreci, çok daha sorunsuz bir şekilde ilerleyebilirdi. Yeni anayasa ve seçim barajlarının düşürülmesi gibi reformlar, hala bu sürece katkı sağlayacak potansiyele sahip" dedi.

Erkut Yücaoğlu, TÜSİAD'ın 45. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda üyelere Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olarak son defa hitap etti.

TÜSİAD'da 26 yıldır yönetim kurulu başkanlığı da dahil çeşitli yönetim kademelerinde görev aldığını aktaran Yücaoğlu, bir muhasebe yaptığında Türkiye'nin bazı konularda çok önemli gelişmeler kaydederken bazı konularda yerinde saydığını, bazı konularda ise geriye gitme gibi bir izlenim olduğunu ifade etti.

Yücaoğlu, 1980'li yıllardan itibaren kapalı ekonomisinin dışa açılma süreci, ihracat hamlesi, özelleştirme tartışmaları ve piyasa ekonomisi kurallarının yerleştirilmesi çabalarının yıllar içinde Türkiye'nin dünya piyasalarında rekabet eden ve daha hızlı büyüyen bir ekonomi olmasının yollarını açtığına değinerek, 2001 krizi ve sonrasındaki reformların ise Türkiye'nin geri kalmış ekonomiler sınıfından gelişmekte olan ekonomiler sınıfına terfi etmesini sağladığını söyledi.

Türkiye'de 2000'li yılların ekonomik büyümesinin ve piyasa ekonomisinin kök salmasının temellerinin bu reformlarla atıldığına işaret eden Yücaoğlu, ekonomide yıllar içinde yaratılan değerin inkar edilemez boyutlarda olduğunu, TÜSİAD üyelerinin de bundan kendilerine rahatlıkla pay çıkarabileceklerini dile getirdi.

Yücaoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik idealinin tarih içindeki dönüm noktalarında TÜSİAD'ın önemli katkıları olduğunu ifade etti.

Geriye dönüp bakıldığında Türkiye'nin ekonomide çok önemli mesafeler kaydettiğinin görüldüğünü belirten Yücaoğlu, "Bir zamanlar özel sektörün AB ile entegrasyona hazır olmadığı eleştirileri ortalığı kaplarken, aslında özel sektörün adaptasyonu kısa sürede tamamladı. Bugün Türk şirketleri birçok global yatırıma imza atıyor. Dünya ülkeleri ise hala küresel krizin etkilerini ve denflasyon eğilimini nötralize etmeye çalışıyor. Petrol  fiyatlarının düşmesi enflasyonumuzu ve cari açığımızı azaltırken, bilmeliyiz ki ABD hariç bütün ülkelerde büyüme yavaşlıyor, ihracatın artışı hız kesiyor, dış açıkların fonlanması zorlaşıyor. Bütün bu gelişmelere rağmen Türk ekonomisi makro dengelerini muhafaza edebiliyor" diye konuştu.

Ekonomideki bu başarılara karşılık, özellikle gelişmiş bir piyasa ekonomisinin vazgeçilmez şartı olan gelişmiş bir demokrasi konusunda ciddi yerinde saymalara şahit olunduğunu savunan Yücaoğlu, "İki ileri bir geri gitmeyi değişim sürecinin tabiatı olarak görmeye hazırken, bazen 'Acaba bir ileri iki geri mi gidiyoruz?' diye düşünmekten kendimizi alamadık" dedi.

Erkut Yücaoğlu, demokratikleşme ideali ve bu idealin simgesi olan demokratikleşme raporlarının 90'lı yıllarda TÜSİAD'ın en önemli çalışması olduğunu ifade ederek, gelişmiş bir ekonominin gelişmiş bir demokrasi ve güçlü bir hukuk sistemiyle ayrılmaz bir bütün oluşturduğuna inandıklarını söyledi.

Demokratikleşme temalarını işlediklerini ve ilk başlarda ciddi tepkiler aldıklarını anlatan Yücaoğlu, ancak ilk kez ortaya attıkları bir çok konuyu zaman içinde başka aktörlerin kendi fikirleri olarak gündemlerine aldığını ve değişim arayışlarının merkezine koyduklarını dile getirdi. Yücaoğlu, kendilerinin ise bu ilkleri hem savundukları için hem de bazen yeterince savunmadıkları için eleştirildiklerini kaydetti.

Başından beri söyledikleri şeyin demokrasinin bir kültür ve yaşam biçimi olduğunu belirten Yücaoğlu, şöyle konuştu:

"Bu anlayışın insanlarımızın hücrelerine nüfuz etmesi gerekiyordu. Siyasetin de bu konuda yol açıcı olması lazımdı. Ancak Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişmeleri, evrensel ilkelerin önüne geçti. Bu arada, AB'nin kendi içindeki gelişmeler nedeniyle Türkiye konusunda isteksizliği arttı ve tam üyelik konusunda ayak sürümesi dikkat çeken bir husus olmaya devam ediyor. Modern demokrasinin gereği olan, gücün ve iktidarın desantralize edilmesi, denge ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, bireysel hakların öne çıkarılması gerekiyordu. Ama zaman zaman merkezileşmeyi, denge ve denetimi yönlendirmeyi, devleti bireyin önüne geçirmeyi temel alan bir anlayışın egemen olma ihtimali ortaya çıktı. Sivil bir anayasa hazırlanamadı. Seçim barajları başta olmak üzere seçim sistemi değiştirilemedi. Oysa demokratikleşme adımları hızla gerçekleştirilmiş olsaydı, TÜSİAD'ın inançla desteklediği Çözüm Süreci, çok daha sorunsuz bir şekilde ilerleyebilirdi. Yeni anayasa ve seçim barajlarının düşürülmesi gibi reformlar, hala bu sürece katkı sağlayacak potansiyele sahiptir."

Erkut Yücaoğlu, toplumun genel olarak eğitimsiz olmasının hem bu yerinde sayma yaklaşımını desteklediğini hem de hukukun üstünlüğü kavramının tam olarak benimsenmesini ve anlaşılmasını yavaşlattığını ifade etti.

TÜSİAD'ın 80'li yıllarda siyasetin normalleşmesinden sonra eğitim meselesini de gündemine aldığını aktaran Erkut Yücaoğlu, "O günlerden sonra eğitimde birçok değişiklik yapıldı. Ama aslına bakarsanız şekil ve sistem değişikliğiyle uğraştık sadece. Eğitimin evrensel içeriğine, matematik, fen ve teknoloji eğitiminin kalitesine gereken önceliği veremedik. Ülkeler arası yarışta geri kalmaya başladık" dedi.

Yücaoğlu, şöyle devam etti:

"Bugün TÜSİAD yönetim kademelerinde geçirdiğim yıllara bakınca, bütün ekonomik başarılarımıza ve çok önemli sosyal gelişmelere rağmen geciktiğimiz ve gerekli AB standartlarına ulaşamadığımız konuların başında şunlar geliyor:  Başta ifade özgürlüğünü içeren demokratik ve birey odaklı yeni bir anayasa hazırlanamaması. Hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığının sağlanamaması. Siyasi partiler ve seçim yasalarının antidemokratik unsurlardan arındırılmaması. Eğitim içeriğinin çağdaşlaşamaması. Kadınlarımızın toplumda hak ettikleri yerlerini alamaması. Bugün seçeceğimiz yönetimin bence en öncelikli konuları bunlardır. Bu konuların doğru ve evrensel temeller üzerine inşa edilmesi Türkiye'yi 2023 hedeflerine yönlendirecek, orta gelir ve orta demokrasi sendromundan bir sıçrama yaptırarak ülkemizi hızlı büyüme ve gelişme rayına oturtacaktır."

Erkut Yücaoğlu, TÜSİAD'ın onursal başkanları Feyyaz Berker, Rahmi M. Koç, Bülent Eczacıbaşı, Muharrem Kayhan, Mustafa V. Koç ve  Ömer Dinçkök'ün teklifiyle TÜSİAD Onursal Başkanı seçildi. - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

title