Türkiye'nin Rekabet Gücü ve Ttıp Çalıştayı
Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) Başkanı Ali Koç, ABD ve Avrupa Birliği arasında müzakereleri süren Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Anlaşması gibi yeni nesil anlaşmalara, Türkiye'nin de müdahil olması gerektiğini söyledi.
Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) Başkanı Ali Koç, ABD ve Avrupa Birliği arasında müzakereleri süren Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Anlaşması gibi yeni nesil anlaşmalara, Türkiye'nin de müdahil olması gerektiğini söyledi.
Koç, Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN), Yeşil Büyüme Derneği ve Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) iş birliğinde düzenlenen Türkiye'nin Rekabet Gücü ve TTIP toplantısında konuştu.
Yeni nesil anlaşmaların, sadece mal ticaretinde gümrük vergisinin indirimi değil, kapsamlı bir hizmet ticareti ve yatırım ortaklığının da önünü açacağını ifade eden Koç, bir araştırmaya göre, Türkiye ekonomisinde yüzde 2,5'luk bir daralmaya sebep olacak anlaşmanın etkisinin, bu şartlarda çok daha büyük olabileceğini belirtti.
Koç, anlaşmanın taraflar arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle henüz netleşmediğini ifade ederek, yıl sonunda tamamlanması beklenen müzakerelerde sonuca varılmasının da zor olduğunu savundu.
ABD ve AB arasında ticareti yapılan malların yüzde 70'inin halihazırda vergisiz olduğu bilgisini veren Koç, TTIP'in, gerçekleştiği takdirde ABD ekonomisine 95 milyar, Avrupa Birliği'ne ise 120 milyar dolarlık katkı sağlayacağını kaydetti.
Koç, mevcut durumda Türkiye'nin anlaşmaya müdahil olmasının pek mümkün görünmediğini belirterek, "Burada yaşanabilecek en tatsız olay, üçüncü parti ülkelerin dahil olması, anlaşmaya taraf olan ülkelerin her birinin onayına bırakıldığı takdirde olur. Bu, bizim gibi ülkeler için çok büyük sıkıntı yaratacak" ifadelerini kullandı.
Hükümetin, AB ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması'nın revize edilmesine ilişkin çabalarının, iş çevrelerinden çok büyük destek gördüğünü söyleyen Koç, bu hedeflerin gerçekleşmesinin ve üçüncü parti ülkelerin doğrudan TTIP Anlaşması'na dahil edilmesinin önemine dikkati çekti.
"Türkiye'nin etrafındaki 600 milyon insana gıda gönderebilecek kapasitede bir ülke"
Türkiye'de sanayi üretiminin düşüşte olduğunu ve bunun, Türkiye'nin uluslararası rekabetteki yeri için tehdit gibi görüldüğünü aktaran Koç, son 15 yıldaki yüksek büyüme, sanayi koruyan tedbirler ve Ar-Ge teşviklerine rağmen bu düşüşün önüne geçilemediğini belirtti.
Koç, sanayi üretimindeki düşüşün nedenleri arasında, dünyadaki yüksek rekabetin fiyatları baskılaması ve kar paylarını daraltmasını sayarken, "Bununla beraber, üretim zincirine baktığımız zaman daha düşük katma değerli alanlarda üretmemiz, üretimin niceliği kadar niteliğinin de ele alınmasını zaruret haline getirmiştir. Daha yüksek katma değerli üretimin, orta ve yüksek teknolojiye dayalı üretimin payının artması durumunda fiyat baskısından bir nebze kurtulabilir ve imalat sanayinin payı da artışa geçebilir" diye konuştu.
Sanayideki sorunların aşılmasında inovasyonun önemine işaret eden Koç, son dönemde artan teşviklere rağmen bundan yeterince faydalanılmadığını ve daha verimli teşvik kullanımı için düşünce yapısının değişmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerinin, çok doğru düşünülmüş hedefler olduğunu vurgulayan Koç, ülkenin daha uzun vadeli planlama yapılabilen bir ortama kavuştuğunu söyledi.
Koç, Türkiye'nin rekabet gücü yüksek alanları arasında, sağlık sektörü ve tarımı göstererek, Türkiye'nin etrafındaki 600 milyon insana gıda gönderebilecek kapasitede olduğunu, ancak bu potansiyelin gerçekleşmesi için tarımın endüstriyelleşmesi gerektiği görüşünü savundu.