Haberler
Körfez'in petrol zengini ülkesi ilk kez Ankara'da! Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Suriye'de patlak veren savaşta muhaliflerin ilerleyişi sürüyor

Yanı başımızda patlak veren savaşta son durumu en iyi anlatan görüntü

Putin'den yeni tehdit: Birden fazla Oreşnik füzesi, nükleer silaha eşdeğer

Putin, elindeki en güçlü silahla tehdit etti: Toz olursunuz

Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la arasını açan olayı ilk kez Haberler.com'a anlattı

Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasını açan olayı ilk kez anlattı

Türkiye'nin Ekonomik İstikrarı Forum İstanbul'da Masaya Yatırıldı

Türkiye'nin Ekonomik İstikrarı Forum İstanbul'da Masaya Yatırıldı
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye'nin "İstikrar ve Büyüme Hamlesi", Dünyanın ve Türkiye'nin Önde Gelen İsimleri Tarafından Forum İstanbul'da Masaya Yatırılıyor.

Türkiye'nin "İstikrar ve Büyüme Hamlesi", dünyanın ve Türkiye'nin önde gelen isimleri tarafından Forum İstanbul'da masaya yatırılıyor.

2023 Türkiye Vizyonu hareketinin öncülüğünü yapan Forum İstanbul'un Swissotel'de gerçekleştirilen 7. büyük buluşmasında, "Türkiye'nin İstikrar ve Büyüme Hamlesi" tartışılıyor. Dün başlayan forumun ikinci gününün açılışını Forum İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı yaptı.

Forum İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi konuşmasında, Forum İstanbul hareketinin zamanlamasının ne denli doğru olduğu 2023-100. yıl çıpasının ne denli gülü olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını belirterek, "Türkiye 2007'li yıllara geldiğinde yılda 20 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi ve tek haneli enflasyonu ile fırsatlar ülkesi olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. Ülkenin bu statüsünü koruması, 100. yıl çıpasına bağlı kalması, dolayısıyla genelde küresel, entegrasyonun ve özelde AB entegrasyonunun sürdürülebilmesine bağlıdır. Forum İstanbul bu süreci ve hedefi desteklemeye, canlı tutmaya ve bu yönde tüm iş, düşünce ve siyaset önderlerini katkıda bulunmaya teşvik etmeye devam edecektir" dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı da TİM'in 2023 hedefini 500 milyar dolarlık ihracat olarak belirlediğini bunun da Türkiye'nin 2 trilyondan daha büyük bir ekonomi olması anlamanı taşıdığını belirtti. Satıcı, krizin birinci sonucunun dünya ölçeğinde serbest piyasa ekonomisinin resetleyerek yeniden başlaması, ikinci sonucunun da sorunların halının altına süpürülmesi, kervanın bildik yoldan yola devam etmesi olabileceğini söyledi.

Türkiye gibi ülkelerin bu tartışmaya başlayan ve sürdüren odaklar olmasının şart olduğunu savunan Satıcı, "Ezberleri bozmalıyız. İstikrarı yeniden gözden geçirmeliyiz. Kimsenin kimseyle anlaşması gerekmez. Herkesin bir arada yaşamayı öğrenmesi gerekir. Türkiye büyük bir fay kırığının üzerinde yaşıyor. Hesabımızı buna göre yapmak zorundayız. Kriz herkesin kaybettiği değil, bazılarının da kazandığı bir durumdur. Tüm dünyanın ortak sorunu olan krize ülke olarak daha alışkın ve dayanıklıyız" dedi.

EKONOMİK İSTİKRAR: ÇIPALAR VE ÖTESİ Başkanlığını Forum İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Gazi Erçel'in yaptığı "Ekonomik İstikrar: Çıpalar ve Ötesi Türkiye'nin küresel sermaye akışı ve gelişen piyasalar haritasındaki yeri" oturumda, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu Avrupa Bölgesi Direktörü Michael Deppler, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, Eski İsrail Merkez Bankası Başkanı, AIG Başkan Yardımcısı Dr. Jacob A. Frenkel, IMF Avrupa Bölgesi Direktörü Michael Deppler, Reinventing Bretton Woods Komitesi'nden Marc Uzan, Dresdner Kleinwort Genel Müdürü Arnab Das, Ekonomist Yusuf Işık yer aldı.

Oturumun açılış konuşmasını yapan Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin siyasi istikrarının büyümede en önemli girdi olduğunu belirterek, "Dünya ekonomisi 2004-2007 arasında çok iyi bir dönemden geçti. Bu dönemde birçok gelişmekte olan ekonomi ekonominin temellerini iyileştirmeye çalışmıştır. Dünya son 9-10 aydır sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Türkiye son birkaç yılda 2023 hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik mesafe almıştır. Türkiye evini düzene sokma konusunda büyük adımlar attı.

2007 yılında Türk Bankacılık sektörü bütün olarak iyi bir noktaya geldi. Doğrudan yabancı yatırım girişimleri önemli boyutlara vardı. Türkiye'de 2040 yılına kadar çalışma çağındaki nüfus ortalama 0,6 oranında artacak. Avrupa'da çalışma çağındaki nüfus azalmaya başladı bile" dedi.

AVRUPA YOLUNA TÜRKİYESİZ DEVAM EDEMEZ Türkiye'nin çok ciddi bir atılım içinde olduğunu belirten Şimşek, Enerji Piyasası Reformu için çalıştıklarını, İşgücü Piyasası Reformu'na son şeklin verilerek, birkaç ay içinde tamamlanacağını ve Sosyal Güvenlik Reformu'nun geçtiğini hatırlattı. Türkiye'nin Dünya'nın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğini vurgulayan Şimşek, "Bu yıl itibariyle 950 milyar dolarlık ekonomisiyle Türkiye, dünyada 15. Avrupa'da 6. Sırada yer alıyor. Avrupa yoluna Türkiyesiz devam edemez. Türkiye 2040 yılında yüzde 5.1'lik büyümeyle, Kanada, Kore ve G7 içindeki bazı ülkeleri geçebilecek kapasiteye sahiptir" şeklinde konuştu.

AIG Başkan Yardımcısı ve G-30 Başkanı Dr. Jacob A. Frenkel, Türkiye'nin ekonomik politikalarının niteliğine saygı duyduğunu belirterek, dünyanın her tarafında enflasyonun yükselmeye başladığını ve reforma ihtiyaç olduğunu söyledi. ABD'de büyük olasılıkla çok düşük bir büyüme görüleceğini ancak bunların depresyona benzer bir durum yaratmayacağını savunan Frenkel, insanlarda "Beni evimden atacaklar mı?" endişesinin olduğunu kaydetti.

Büyümenin istikrar olmadan ele geçirilediğini ifade eden Frenkel, "Türkiye o kadar önemli yol katetti ki, ekonomik reformu kesinlikle AB'ye katılmak isteyen bir yönde gelişti. Yolda engeller olsun olmasın, Türkiye'nin bu adımları atması bunu da AB için değil, kendisi için yapması gerekiyor" dedi.

TÜRKİYE'DE ENFLASYON UMULANDAN YÜKSEK ÇIKACAK IMF Avrupa Bölgesi Direktörü Michael Deppler ise Türkiye'nin geçmişinde siyasi krizlere ekonomik krizle cevap vermediğini hatırlatarak, "Türkiye 7 yılda zayıflıktan esnekliğe doğru bir evrim geçirmiştir. Politikalar gerçekleştirilirken net sınırlarının olmasıu önemlidir. Türkiye şeffaf biçimde davranmıştır. Bankacılık sistemindeki değişiklik hepsinden önemlidir. Ekonomik açıdan 6 yıl öncesinden çok daha iyi durumda. Son birkaç yıldaki rahat ekonomik ortamdan da yararlanıyor" dedi.

Avrupa'nın geçtiğimiz yılki yüzde 2.5 büyümesinin bu yıl yüzde 1 oranında olacağını belirten Deppler, "Enflasyon, Türkiye'de hepimizin umduğundan daha yüksek çıkacak. Akaryakıttaki hammaddenin yükselmesi negatif sonuçlara yol açacak" diye konuştu.

Türkiye birkaç yıl önce doğrudan yabancı sermayenin çok düşük olduğunu belirten Deppler, şöyle konuştu: "Son yıllarda büyük değişiklikler oldu. Bu sağlam bir noktadır ama aynı zamanda zafiyetleri de içeren bir noktadır. Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye oranları hala uluslararası ölçekte çok düşüktür. Gelişmekte olan bir pazar ekonomisinin miktarının altındadır. Türkiye'deki pazara bakıldığında likide açısından oynamalar görüyoruz. Yüksek faiz oranlarından söz etmek gerekiyor. Reel faiz hep yüksek kaldı yıllar içinde. Türkiye'nin reel faizi düşürmesi gerekiyor. Şu anda var olan politikaların devamı gereklidir, bu da yapılacak olanların çerçevesini çiziyor. Temel çerçeve gözden ırak tutulmamalıdır. Türkiye bu bozulmalara karşı çıkmak ve ekonomide alınması gereken girişimleri gerçekleştirmek zorunda. Emek pazarında gerçekten sorunlar var. Türkiye'nin son derece sert, esnekliği olmayan bir katı emek pazarı olduğunu biliyoruz. Bu konulara eğilmesi gerekiyor. Bütün bu politikalara devam edildiğini görmekten de memnunum. Sosyal sigorta yasasının geçmesi, sosyal güvenlik yasasının geçmesi ve buradaki girişim çok önemli. Enerji piyasasındaki girişimlere, özelleştirme politikasına devam edilmeli, vergi politikasının yönetimi de önemli." Gelecek ayın başında IMF programının gözden geçileceğini söyleyen Deppler, programın son 3 yılında Türkiye'nin önemli işler başararak, gelecekteki büyümesi için gereken temelin atıldığına değindi. Deppler, gelecekte bütçeyi düşünmenin bazı sorunlara yol açtığının altını çizerek, "Bütçeyi düşünmeyin" dedi.

Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakçı, önümüzdeki 2 yıllık dönemde global büyümenin trendin altında kalacağını belirterek, sermaye hareketlerinin görünümünü tahmin etmede güçlendiklerini belirtti. 2008'de doğrudan yabancı yatırımların güçlü konumunu koruyacağını söyleyen Çanakçı, izleyen yıllarda da Türkiye'nin global sermayeyi cezbetmeye devam edeceğini ifade etti. 2008 yılında büyüme trendinin aşağı çekilerek, yüzde 5.5'luk öngörüden yüzde 4.5'a geleceğini kaydeden Çanakçı, 2009'da yüzde 5'in üzerine, sonrasında da yüzde 6'ya çıkmasının öngörüldüğünü söyledi.

Kleinwort Genel Müdürü Arnab Das Dresdner, bütün gelişmekte olan pazarlar gibi Türkiye'nin de ABD'deki gerilemeden etkileneceğini söyleyen Dresdner, "Özellikle gelişmekte olan pazarlarda enflasyon çok daha yüksek rakamlarla ifade ediliyor. Türkiye sıkı politikaları, yeniden yapılanma reformlarını takip etmek zorunda ki eneflasyon beklentilerinde belli bir kırılmayı yakalayabilsin" dedi.

Reinventig Bretton Woods Komitesi Murahhas Üyesi Mark Uzan dünya mali sisteminde bir zehirlenme sözkonusu olduğunu belirterek, u"Bankacılık sektöründe ciddi sorunlar var. Mali politikaları düzeltmek için bankalardan daha az kar elde edilmesi gerekiyor. Bugün gelişmekte olan pazarlar para politikalarının etkisiyle birlikte çok büyük balonlar üretmeye başlıyorlar. Krizlerin merkezinde ve gelişmekte olan pazarlara da kayma söz konusu olacak. Uluslararası para sisteminin yeniden yaratılması ve restore edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Ekonomist Yusuf Işık da, "Makro ekonomik istikrar olmadan sürdürülebilir büyüme söz konusu değil. Türkiye kişi başına yüzde 5 büyürse, 2025 yılında AB kişi başına gelir seviyesinin yüzde 30'una yaklaşacak. Yeni yatırımlar 1-2 yılda aksayabilir ama 5-20 yıllık perspektifte yukarıya çıkacak" dedi.

(CY-CY-E)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi
title