Haberler
Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem

Malatya'da şiddetli deprem! Sarsıntı çevre şehirlerden de hissedildi

Kabine sonrası Erdoğan'dan yetkisiz çakar kullananlara net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Erdoğan'dan Kabine sonrası net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

11 ilde daha okullar tatil edildi,

11 ilde daha okullar tatil edildi

Türkiye İnovasyon Haftası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, Milli tank "Altay" projesi ile ilgili, "En gurur duyduğumuz çalışmalarımızdan bir tanesi, ülkemizin yerli tankını üretme sorumluluğu 7-8 senedir bizde.

Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, Milli tank "Altay" projesi ile ilgili, "En gurur duyduğumuz çalışmalarımızdan bir tanesi, ülkemizin yerli tankını üretme sorumluluğu 7-8 senedir bizde. Prototipler üretildi, inşallah en kısa zamanda da seri üretime geçilebilecek" dedi.

Koç, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından, Ekonomi Bakanlığı'nın desteği, Arçelik, Sabancı Holding, Türk Ekonomi Bankası (TEB), Türk Hava Yolları (THY) ve Turkcell'in stratejik ortaklığında, partner ülke Hollanda'nın katkısıyla bu yıl dördüncüsü düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası'nın ikinci gününde gerçekleştirilen "Türk İş Dünyası" başlıklı panelde konuştu.

Koç, Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Vahap Munyar moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, kendisinin 1998 yılında Koç Topluluğu'nda çalışmaya başladığını, o dönem iki önemli akımın olduğunu kaydetti.

Birincisinin o dönemde Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girdiğini, sadece Türk firmaları ile değil dünya ile rekabet etmeleri gerektiğini anımsatan Koç, ikinci akımın da bilgi çağı olduğunu, bunlar çerçevesinde Koç Topluluğu'nun sanayi şirketinden servis ve teknoloji şirketine dönmesi gerektiğini düşündüklerini kaydetti.

Cisco ile 2000 yılında bir proje yaptıklarını hatırlatan Koç, o dönemde 500 kişiyi San Francisco'ya eğitime gönderdiklerini dile getirdi.

O dönem telefon sektörüne girmek istediklerini, en büyük amaçlarının bu olduğunu vurgulayan Koç, ancak bu alana giremediklerini ve TÜPRAŞ'ı satın aldıklarını belirterek, "Bugün baktığımız zaman iyi ki TÜPRAŞ'ı almışız da telekoma girmemişiz diyorum" ifadelerini kullandı.

"Doğu Avrupa pazarı için çamaşır makinelerine 'hayvan tüyü yıkama' seçeneği koyduk"

Koç, Koç Holding şirketlerinden birinin protez el için Amerika'da yatırım yaptığını belirterek, "Amerika'da bir yatırım yaptık, inşallah meyvesini verecek. Bir santimetre kareye 240 sensör koyabiliyoruz. Yani bugün becerebilirsek dünyada geliştirilmiş insan eline en yakın dokunma hissi veren robotik eli geliştireceğiz" dedi.

Türkiye'de 2014 yılında en fazla yerli patent başvurusu yapan şirketler sıralamasında Koç Topluluğu'nun 4 şirketinin yer aldığını anımsatan Koç, Türkiye'de yapılan uluslararası patent başvurularının ise 3'te 1'inin kendi şirketleri tarafından yapıldığını söyledi.

Koç, Ar-Ge ve patent ilişkilerinin tavuk-yumurta ilişkisi gibi birbiriyle doğrudan ilgili olduğunu dile getirdi.

Arçelik'in çalışmaları hakkında da bilgiler veren Koç, konuşmasında şunları aktardı:

"En inovatif şirketlerimizden birisi Arçelik. Burada her şeyin tüm cihazların birbirine ve internete bağlı olduğu bir dünya var. Dünya buraya doğru gidiyor... Arçelik markamız da bugün Çin'e ürün üretiyor. Çin'deki buzdolapları için özel pirinç yerleri konuluyor. Sırf İtalya pazarı için daha lezzetli pizza yapılabilsin diye 320 dereceye kadar ısınabilen fırın yaptık.

Güney Afrika'da elektrik olmayan bölgelerde güneş enerjisiyle çalışabilen buzdolaplarımız var. Doğu Avrupa'da müthiş bir evde hayvan besleme merakı var. Hayvanların tüyleri elbiselere yapıştığı için bir süre sonra çamaşır makinelerini tıkıyor. Bu pazara yönelik 2008 yılında çamaşır makinelerine 'hayvan tüyü yıkama' seçeneği koyduk. Bunu ilk etapta Romanya'da pazara sürdük. Polonya ve Rusya, önümüzdeki yıl da inşallah Çin'de pazara süreceğiz."

"İnovasyonun bu ülkenin DNA'sına girmesi lazım"

Koç, Koç Topluluğunun Türk girişimciliğinin dünyada geldiği yeri gösteren önemli bir örnek olduğunu belirterek, "Bugün Ford markalı yerli kamyon üretiyoruz. Çin pazarına kendi ürettiğimiz hem kamyonu, hem de kamyonun motorunu lisanslıyoruz. Otokar ile pek çok ülkeye askeri araçlar üretiyoruz" dedi.

Milli tank "Altay" projesindeki gelişmelere de değinen Koç, "En gurur duyduğumuz çalışmalarımızdan bir tanesi, ülkemizin yerli tankını üretme sorumluluğu 7-8 senedir bizde. Prototipler üretildi, inşallah en kısa zamanda da seri üretime geçilebilecek" ifadelerini kullandı.

Koç, inovasyonda en büyük işin devlete düştüğünü belirterek, "Bunun bir kültür haline gelmesi lazım, bu ülkenin DNA'sına girmesi lazım" dedi.

Türkiye dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi olmak istiyorsa; global ekonominin saygın, dinlenen oyuncularından biri olmak istiyorsa, 2023 hedeflerine ulaşmak isteniyorsa inovatif olmaya mecbur olduğunu vurgulayan Koç, inovatif olunacaksa da devletin teşvikler ve finansal desteğin yanında, teknik altyapı, bilgi teknolojilerinin özendirilmesi, teknolojinin kullanılması, girişimciliğin desteklenmesi, girişimciliğin filizleneceği ortamı, iklimi, yasal çerçeveyi geliştirmesi gibi pek çok konu olduğunu dile getirdi.

Devletin ülkenin, insan kaynağının, şirketlerin ve finansal kaynağın nereye odaklanması gerektiğine de yön vermesi gerektiğini vurgulayan Koç, 10 sene önce dünyada kişi başına gelirde 31. sırada olan Singapur'un bugün 56 bin dolarla 7. konuma geldiği bilgisini vererek, söz konusu ülkenin dünyada hangi alanda rekabet edeceğini belirlediğini aktardı.

Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu teşvik programları için de söylüyorum, sadece inovasyon için değil. Bölgesel teşvik iyi güzel de, Türkiye'nin TİM ile dünyada nerede rekabet edebileceği yerlerin belirlenip, oraya odaklanmamız lazım. Her konuda herkesle yarışamayız. Dolayısıyla özetlemek gerekirse, devletin üretimi çok doğru yönde. Bu toplantıları çok önemsiyorum. Anadolu'da da Antep'e gitmiştim 2 sene evvel. Uzun süre bu topluluğu burada tutmak kolay iş değil."

Eğitimin önemi ile ilgili de konuşan Koç, Vehbi Koç'un 'Dünyanın en güzel ülkesini Allah bize vermiş, kıymetini bilelim' ve 'En önemli sermayem insan kaynağım' sözlerini anımsattı.

Eğitim konusunda yapılan reformların meyvesinin yıllar sonra alınabildiğine işaret eden Koç, bu şartlar altında 2023 hedeflerine ulaşmanın biraz zor olabileceğini, ama ulaşılmaması için de bir neden olmadığını aktararak, "İnsan kaynağımızı belli bir kaliteye, belli bir konuma ve belli bir düşünce yapısına getirmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

Koç, gençlere başarısız olmaktan korkmayın tavsiyesinde de bulundu.

"Pazarı araştırmak ve zamanlama çok önemli"

Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin ise kendisinin bir mühendis olduğunu belirterek, bankacılık ve sigorta sektörleriyle ilgilendiğini söyledi.

İş hayatında zamanlamanın önemine dikkati çeken Özyeğin, "Finansbank'ı sattığım zaman defter değerinin 3,6 çarpanıyla sattım. Millennium Bank'ı 1 çarpanla aldım. Girişimcilikteki en büyük heyecanım bir şeyi 0'dan başlatmak ve onu büyütmek. Millennium Bank da 0'dan başlayan bir bankaydı, 18 şubeli bankaydı şimdi 68 şubesi var. O bana büyük bir heyecan veriyor" ifadelerini kullandı.

Fiba Grubu'nun Rusya'da hayat sigortası işi yaptığını belirten Özyeğin, "Romanya'da hayat dışı branşları olan sigorta işimiz var. Bizim stratejimiz genelde belli 'know how'lar oluştuğu zaman onu belli ülkelere taşımak, bilhassa tanıdığımız ülkelere... Bunların zamanlaması çok önemli. Romanya'da çok başarılı oldum çünkü orada ilk AVM yapan kuruluşuz biz. O zaman 100 dönümlük arsayı 2 milyon avroya aldık. Pazarı araştırmak ve zamanlama çok önemli" diye konuştu.

"Bankacılar masa başında başarıya ulaşamaz"

Özyeğin, bankacıların masa başında başarıya ulaşamayacağını belirterek, bankacıların müşterilerinin üretim süreçlerini takip etmesi gerektiğini söyledi.

Özyeğin Üniversitesi'nin 5 yıldır Girişim Fabrikası ile gençlere mentorluk yaptığını anımsatan Özyeğin, girişimcileri melek yatırımcılarla tanıştırdıklarını kaydetti.

Özyeğin Üniversitesi'nde 4 yıllık girişimcilik lisans bölümü bulunduğunu anımsatan Özyeğin, fikir sahibi girişimcilere destek olmayı sürdüreceklerini kaydetti.

İnsan kaynağına değer verdiğini tekrarlayarak, genç katılımcılara kendilerini geliştirme tavsiyesinde bulunan Özyeğin, şirketlerin Ar-Ge konusunda iyi katılımlar yaptığını ama üniversitelerin bu konuda geride kaldığını ifade etti.

İnsanların şanslarını değerlendirme konusunda istekli olması gerektiğini anlatan Özyeğin, merak ve araştırmanın çok önemli olduğunu vurgulayarak, Chobani Yoğurtları'nın sahibi Hamdi Ulukaya'nın çöpe attığı bir gazeteyi tekrar alıp satılık fabrika ilanı ile bugünlere geldiğinin, şansını çöpten çıkardığının altını çizdi.

Kaynak: AA / Ekonomi
title