Turkcell Mtn Davasında Şok Belgeler
Turkcell'in Güney Afrikalı MTN'ye karşı ABD'de açtığı davada şok belgeler ortaya çıktı.
2004'te İran hükümetinin açtığı GSM ihalesine katılan ve ihaleyi kazanan Turkcell, İran yönetiminin MTN ile anlaşmasıyla adeta şoke oldu. İhale süreci ve sonrasında yaşananları mercek altına alan Turkcell yönetimi ortada casus filmlerini aratmayacak bir ilişkiler ağı olduğunu ortaya çıkardı.
Vatan Gazetesi'nin haberine göre, İran yönetimi ile MTN arasında rüşvet ve silah ticaretini de kapsayan bir dizi anlaşma olduğunu tespit eden Turkcell, bunun üzerine Washington Federal Mahkemesine başvurarak Güney Afrikalı şirket aleyhinde 4.2 milyar dolarlık tazminat davası açtı. Reuters haber ajansının ele geçirdiği belgeler, bu iddiaların gerçeklikten hiç de uzak olmadığını gözler önüne serdi.
Turkcell'in Mart ayında Washington Federal Mahkemesi'nde Güney Afrika'nın en büyük telekom şirketi MTN Group'a karşı açtığı davada elini güçlendirecek yeni veriler gün yüzüne çıktı.
2004 yılında İran'da düzenlenen uluslararası bir ihale sonucunda ülkenin ilk özel GSM lisansını almaya hak kazanmış olmasına rağmen, İran hükümetinin MTN Group ile masaya oturması üzerine Turkcell, 29 Mart 2012 tarihinde Washington Federal Mahkeme'sinde Güney Afrikalı şirket aleyhine 4.2 milyar dolarlık tazminat davası açmıştı. Turkcell, mahkemeye sunduğu belgelerde MTN'yi 'Nükleer programı nedeniyle köşeye sıkışan İran'a uluslararası alanda yardım etmek, ambargo altındaki İran'a askeri malzeme tedarik etmek ve İran'daki ihale sürecini geciktirmek amacıyla bürokratlara rüşvet vermekle' suçlamıştı.
Tam da MTN'nin İran'da faaliyet gösteren biriminden elde ettiği gelirlerin yurtdışına çıkartılması için ABD Hazine Bakanlığı ile görüşmekte olduğu bir dönemde, Reuters tarafından yayımlanan gizli belgeler Turkcell'in iddialarının sağlam temeller üzerine oturtulmuş olduğunu gösterdi.
Sızan yüzlerce belge arasında MTN çalışanları tarafından iç toplantılarda görüşülmek üzere hazırlanan, ABD'nin İran'a karşı yaptırımlarının ne şekilde delinebileceğine ve nasıl ABD menşeliteknik cihazların ülkeye sokulabileceğine yönelik detaylı sunumlar da bulunuyor. MTN tarafından hazırlanılan raporlarda, olası bir suçüstüünün şirket için ne anlama geleceği ve ne gibi sonuçlar doğuracağı da detaylı bir şekilde anlatılıyor. İran'ın nükleer programına devam etmek konusundaki ısrarı üzerine önce ABD ve ardından da çok sayıda AB ülkesi tarafından uygulamaya konulan yaptırımları delmek suretiyle ülkeye sokulan ürünlerin üreticileri arasında Sun Microsystems Inc, Oracle Corp, International Business Machines Corp, EMC Corp, Hewlett Packard Co ve Cisco Systems de bulunuyor. MTN tarafından yapılan açıklamada, şirketin yanlış birşey yapmadığı iddia edilirken, bahsi geçen ABD menşeli şirketler ise ürünlerinin yüzde 49'u MTN'ye ait olan MTN Irancell tarafından satın alındığından dahi haberleri olmadığını söyledi.
Belgelere göre, MTN Irancell, ABD yaptırımlarını delmek için son derece komplike yöntemlere başvurdu. Örneğin, 2006 tarihli, icra kuruluna sunulmak üzere hazırlanmış bir sunumda yaptırımlardan nasıl kaçınılabileceği detaylı bir şekilde anlatılıyor. 'ABD ambargolarını atlatma üzere uygulamaya konmuş olan tedbirler' başlığını taşıyan sunumda, bir avukatla yapılan görüşme sonunda MTN Irancell'in veri merkezi biriminin bir taşerona teslim edilmesinin kararlaştırıldığı belirtiliyor. Sunumda, "MTN için Irancell'in veri biriminin bir taşerona emanet edilmesi, ABD'nin onayı olmadan yasaklı ürünlerin satın alınmasından çok daha az risk taşır" deniliyor.
Ele geçirilen belgeler arasında 2006 yılının Haziran ayına ait bir ihtiyaç listesi de yer alıyor. Bu listede MTN Irancell'in ihtiyaç duyduğu yüzlerce ABD yapımı sunucu, yöneltici, bellek ve yazılım bulunuyor. 'Katma değer hizmetler' adını verdikleri bir listede ise alınması gereken ABD menşeli telefon dinlemeye yarayan cihazlarının ve sesli posta sistemlerinin isimleri bulunuyor. Evraklarda, bu ürünlerin ' Dubai'den gönderilmeye hazır olduğuna' dair ibareler de bulunuyor. Ürünlerin Bandar Abbas limanına gelmesinin 2 hafta kadar süreceği öngörülürken, İran gümrüğünden geçmesinin ise 30 günü bulacağı ifade ediliyor.
2004-2007 yılları arasında MTN'de yönetici pozisyonunda olan Chris Kilowan, Haziran ayında şirkete yöneltilen tüm ithamlarla ilgili bir açıklama yaparak, MTN Irancell'in ABD cihazları tedarik edebilmek için güçlü bir ağ kurduğunu ve Güney Afrika'nın da bu bahselien ağ ile direkt bağlantısı olduğunu söylemişti.
ABD menşeli ürünlere ulaşmanın kolay olmadığı belirtilirken, üzerinde 'Yüksek Önem Taşıyan Haftalık Rapor' ibaresi bulunan Kasım 2006 tarihli bir raporda, SUN donanımlarına ulaşmanın her geçen gün daha da zorlaştığı kaydediliyor.
Bu raporda, 'Yerel tedarikçilerden SUN donanımı temin etmeye yönelik kararın acilen alınması gerektiği' belirtilirken bir diğer PowerPoint sunumunda, "Shabakkat'tan edinilen bilgiye göre tüm SUN donanımları Dubai'de, ödeme yapılmasını bekliyor" ibaresi göze çarpıyor.
Konuya dair bilgi sahibi bir kişi, ABD menşeli çok sayıda ürünün İran'a Shabakkat tarafından Dubai'den getirildiğini ve bu ürünlere yaklaşık 30-40 milyon dolar para harcandığını, bu meblağın ise ürünlerin gerçek değerinin 2 katı olduğunu söyledi.
2006 yılının Kasım ayında MTN projesiyle bağlantılı olarak Nokia'nın proje yöneticisi olarak atanan Mahmoud Tadjallimehr, "Sorun Shabakkat değildi. Asıl sorun Exit40'dı. Bana Exit40'ın adını asla anmamamız gerektiği söylenmişti" diye konuştu. İsviçre merkezli özel bir şirket olan Exit40'ın Dubai, Florida ve Hindistan'da da merkezleri bulunuyor.
İddialarla ilgili bir açıklama yapan MTN Group İnsan Kaynakları ve Kurumsal İlişkiler Müdürü Paul Norman ise şöyle konuştu:
"MTN, farklı tedarikçilerle ABD yaptırımlarını delmek üzere işbirliği yaptığına yönelik iddiaları tamamen reddediyor. MTN itibarlı uluslararası tedarikçilerle çalışıyor. Şirket tarafındangerçekleştirilen tüm prosedürleri inceledik ve incelemeye devam ediyoruz. Yanlış bir iş yapmadığımıza dair kendimize güveniyoruz."
Reuters tarafından Haziran ayında yayımlanan bir haberde, MTN Irancell'in ABD menşeli cihazlara ulaşmasını sağlayan firmalardan birinin Kuveyt merkezli telekom şirketi Shabakkat olduğu yazılmıştı. Konuya dair bilgi sahibi bir kişi, Shabakkat'ın da ürünleri Dubai merkezli Exit40 adında bir şirketten aldığını söylemişti. Shabakkat yöneticileri konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınmıştı.